HDP İzmir il binasına 17 Haziran 2021'de silahlı saldırı düzenleyerek parti çalışanı Deniz Poyraz’ı katleden Onur Gencer hakkında açılan davanın 7’nci duruşması bugün Aliağa Şakran Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi'nde bulunan salonda görülüyor.
Bir önceki duruşmada yaşanan gerilimin ardından dava Aliağa-Şakran'a taşındı.
Dava öncesinde Şakran Cezaevi Kampüsü çevresinde olağanüstü güvenlik önlemleri alındı. Davaya katılmak için gelen otobüsler, kampüse 200 metre kala durduruldu ve GBT kontrolü yapıldı.
Duruşma öncesi Şakran Cezaevi önünde basın açıklaması düzenlendi.
Açıklamaya, Deniz Poyraz'ın ailesinin yanı sıra HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, HDP milletvekilleri Züleyha Gülüm, Serpil Kemalbay, Pero Dündar, Murat Çepni, CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) Genel Sekreteri Coşkun Üsterci, İnsan Hakları Derneği (İHD) Onursal Başkanı Akın Birdal, EMEP, TÖP, Halkevleri, siyasi parti, insan hakları ve kadın örgütü temsilcileri ile çok sayıda kişi katıldı.
Kadın kurumları, sivil toplum örgütleri ve milletvekillerinin de katıldığı dava, açıklamanın ardından 10.00'da başladı.
HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, “Bu cinayet sıradan bir cinayet değildir. Bir kişinin hiç tanımadığını birini hunharca katletmesi ancak siyasi nedenlerle açıklanabilir” dedi.
Sancar, "Türkiye tarihi siyasi cinayetlerle doludur, hepsinde de yöntem aynıdır. Bu cinayetlerin arkasını araştırmak bir yana üstü hep örtülmüştür. Daha önce işlenen cinayetlerde gerçekler ortaya çıkarılsaydı, bugün Deniz Poyraz arkadaşımız hayatta olabilirdi. Fakat mahkeme cinayeti tek bir kişinin münferit cinayeti gibi göstermeye çalışıyor. Yetmezmiş gibi dava buraya kaçırıldı, bu senaryo çok tanıdık, yıllardır kurulan tezgahlar hep aynı. Adalet sağlanmadığı sürece hiç kimse kendini güvende hissedemez” ifadelerini kullandı.
Soruşturma ve yargılama aşamasında gerekli araştırmaların yapılmadığını dile getiren Sancar, mahkeme heyetinin tutumunu da eleştirdi.
Sancar, “Bizim görevimiz hakikati ortaya çıkarmak için bıkmadan, yılmadan çalışmaktır. Yargı mensuplarına düşen ise tarihsel, vicdani ve hukuki görev ile hakikatin ortaya çıkarılmasıdır. Eğer bu yapılmazsa bir kez daha karanlık hakim olmaya devam edecek, bu ülkede yine siyasi cinayetler işlenecek. Beklentimiz hakimlerin vicdanlarına göre karar verip, devlet ve çete ilişkilerini ortaya çıkarmasıdır. Bunu yapmazlarsa biz davanın takipçisi olacağız. Hakikati ortaya çıkarmak için mücadelemize kesintisiz devam edeceğiz” diye konuştu.
Loading...
Avukatlar içeri alınmadı
Avukatlar ve Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Erinç Sağkan, duruşma için yerleşke önüne geldi. Yetki belgeli avukatların duruşma salonuna girmesi için heyetle görüşme yapılmak istendi.
Dava avukatlarından Mecit Yıldırım, mahkeme heyeti ile görüşme için dahi TBB Başkanı Erinç Sağkan’ın ve katılan vekillerinin içeri alınmadığını aktardı.
Ardından yapılan görüşmede mahkeme heyeti, geçen duruşmada aldığı karar doğrultusunda yetki belgeli avukatları salona almayacağını söyledi. Bunun üzerine vekaleti olan avukatlar ile TBB Başkanı Sağkan ve TBB yönetimi de salondan çıkarak durumu protesto etti.
Burada konuşan TBB Başkanı Erinç Sağkan, "Bir avukatın kemerine, ayakkabısına kadar aramak istiyorlar. Bunu kabul etmedik, edemeyiz. Bizler avukatlarız, bizler yargılamanın üvey evlatları değil asli kurucu unsuruyuz. Böyle bir itibarsızlaştırma çabasını kabul etmedik. Yargılama içerde devam ederken, bunun mücadelesini verdik. Daha sonra mahkeme başkanının kendi talimatı olmadığı yönünde bir ifade ile karşılaştık. İçeriye girebildik ancak öğrendik ki bir önceki celse verilen ve hukuki hiçbir geçerliliği olmayan yetki belgesiyle duruşmaya katılan avukatların kabul edilmeyeceği yönünde verilen karardan geri adım atılmayacağını öğrenince salonu terk ettik” dedi.
Sağkan, “Şu anda içerde bir yargılama yapılıyor ama avukatsız yargılama yapılıyor. Sadece bir tane sanık avukatı var. Bu şekilde yapılan bir yargılamanın sonucunda bunun adil bir karar olduğuna kamuoyunun inanması bekleniyor. Böyle bir yargılamayı kabul etmeyeceğiz. Bugün içerdeki mahkeme salonu maalesef ki Türkiye’de iktidarın istediği salondur” ifadelerini kullandı.