İstanbul’un Esenyurt ilçesinde “Kent Uzlaşısı” modeliyle seçilen Ahmet Özer, 30 Ekim’de hakkında 10 yıl önceki iddialar gerekçe gösterilerek gözaltına alındı ve tutuklandı. Görevden alınan Özer’in yerine İstanbul Vali Yardımcısı Can Aksoy kayyım olarak atandı. Hemen sonrasında Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) yönetimindeki Mêrdîn Büyükşehir, Êlih ve Riha/Xalfetî belediyelerine kayyım atandı. 

KARABULUT: GASP HER YERDE

Kayyım atamalarını değerlendiren Devrimci Yapı, İnşaat ve Yol İşçileri Sendikası (Dev Yapı -İş) Genel Başkanı Özgür Karabulut, iktidara karşı mücadele verenlerin sık sık benzer politikalarla karşı karşıya kaldıklarını dile getirdi. Karabulut, "Kayyıma karşı mücadele hattını genişletemezsek yarın İstanbul’a da uzanır ve İzmir’e de atılamayacağının bir garantisi yok. AKP hükümetinin karşısında kim duruyorsa ve kim tekerine çomak sokuyorsa sudan sebeplerle tutuklamalara maruz kalıyor. Dolayısıyla tüm bu hukuksuzluk karşısında en güçlü mesajı vermemiz gerektiğine inanıyorum” diye konuştu. 

Katledildiği sokağa ismi verildi Katledildiği sokağa ismi verildi

İktidarın kayyımlarla halkın nabzını ölçtüğünü dile getiren Karabulut, "Halkın gösterdiği direnişin bu anlamda önemi çok büyüktür. Kürdistan illerindeki kayyım başta olmak üzere Esenyurt Belediyesi'ni tekrardan almak bizlerin yürüteceği mücadeleye bağlı. İşçiler ve emekçiler olarak kayyım politikasının her zaman karşısındayız. İrade gaspı sadece siyasal alanda değil artık yaşamımızın her alanına girmiş durumda" diye belirtti.

Kayyımların işçi ve emekçileri işsiz bıraktığını söyleyen Karabulut, ortak mücadelenin önemine vurgu yaptı. Karabulut, şunları söyledi: "Daha önceki kayyımlar da işçilere işsizlik, yoksulluk ve mobbing olarak yansıdı. 2016'da birçok işçi işsiz kaldı ve işleri fesh edildi. İşsizlik demek oradaki yaşam hakkının gaspı demek. Dolayısıyla kayyım politikalarına karşı belediye işçileri iradesine sahip çıkıp sesini yükseltmeleri gerek. Kayyım politikalarına karşı her alanda birleşik mücadeleyi örmek, Emek ve Demokrasi Güçleri olarak sokaklarda hesap sormak gerektiğini düşünüyorum."

ATAKAN'DAN SOKAKTA MÜCADELE VURGUSU 

Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Gençlik Meclisi üyesi Demircan Atakan ise, Kürtlerin kayyımlara karşı 2016'dan beri mücadele ettiğine işaret ederek, "Hem Kürt halkı hem farklı kesimler bu kayyım rejimini önceden tecrübe ettiler. Buna karşı direniş gösterdiler. Yine aynı şekilde bunun geleceğini öngörüyorduk. Kent Uzlaşısı ile belediye başkanı olan Ahmet Özer görevinden alındı ve tutuklandı. Bunun karşısında koyacağımız mücadele Wan’daki, Colemêrg’teki gibi olacaktır. Tutumumuz aynı şekilde olacak. Zaten sokaklara da yansımaktadır mücadelemiz” diye konuştu.

Kayyımların belediyelerle sınırlı olmadığını ifade eden Atakan, üniversitelere de kayyımların atıldığını hatırlattı. Atakan, "Bu kayyım rejimi sadece kentlerde ya da belediyelerle sınırlı kalmıyor. Üniversitelerde de gençliği vuruyor. Burada gelişen sistemi, üniversite kampüslerinde görmemiz çok mümkün. Bugün hiçbir rektör seçilmiş değil, atanmıştır ve kayyım rektördür. Aynı sistemin ve rejimin üniversitelerdeki etkisidir bu. Burada üniversite gençlerini nasıl etkilediğini görüyoruz. Önceden bize kılavuz olmuş mücadeleler vardır. Mücadelenin adres gösterdiği yer sokaktır. Gençlik örgütleri orada, sokakta olacaktır.”