EKONOMİ

Dolar 11,31'i gördü, TCMB 'indirime devam' dedi: Bundan sonra ne olacak?

Merkez Bankası'nın 100 baz puanlık faiz indirimi kararının ardından dolar/TL'de tırmanış devam ediyor. Kur günlük yüzde 5'in üzerinde artışla 11,31 TL seviyesine kadar ulaştı.

Abone Ol

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) merakla beklenen faiz kararını açıkladı ve politika faizini 100 baz puan indirimle yüzde 16'dan yüzde 15'e çekti. Merkez Bankası, bu hamlesiyle piyasayı bu kez de şaşırtmadı ama yine de beklenen 100 baz puan indirim TL’yi biraz daha zayıflatmayı başardı.

Faiz kararı sonrası dolar ve euroda yükseliş devam etti. Günlük yüzde 5'i aşan yükselişle dolar/TL 11,31 ve euro/TL 12,82 zirvelerini gördü.

Para Politikası Kurulu (PPK) metninde faiz indirim döngüsünün sonuna gelinmediği mesajını alan analistler, yıl sonunda politika faizinin ise yüzde 14’e ineceği görüşünde. Dolarda ise 11,50 seviyeleri çok yakın...

Metinde Para Politikası Kurulu'nun sınırlı alanın kullanımını aralık ayında tamamlamayı değerlendireceği belirtildi. Böylece eylül, ekim ve kasım ayı toplantılarında toplamda 400 baz puanlık indirim yapılmış oldu. TL'deki sert değer kaybına ve enflasyon artışına rağmen banka, aralık ayında indirimlere devam edeceğinin de mesajını verdi.

Türk Lirası hafta başından bu yana dolar karşısında yüzde 8’e yakın değer kaybederek dolar karşısında en fazla değer kaybeden gelişen ülke para birimi oldu. İkinci sırada ise yüzde 3 düşüşle Şili Pesosu geliyor.

Dolar/TL'de yılbaşından bu yana artış yüzde 50'ye yaklaştı.

Türkiye'nin kredi temerrüt risk primi (CDS) 435 baz puan seviyesine yükselirken 10 yıllık tahvil faizi yüzde 20,18 seviyesinde bulunuyor.

YABANCI ANALİSTLER İNDİRİMLE İLGİLİ NE DÜŞÜNÜYOR?

Yabancı analistler, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB) faiz indirimlerine devam edeceğini tahmin etti. Bloomberg HT'ye konuşan yabancı yatırımcılar, TCMB'nin aralık mesajını faiz artışı yönünde değerlendirdi. TCMB karara ilişkin metninde faiz indiriminde “sınırlı alanın kullanımının tamamlanmasını” aralık ayında değerlendireceğini ifade etti.

TCMB açıklamasında, “Kurul, arz yönlü ve para politikası etki alanı dışındaki faktörlerin fiyat artışları üzerinde oluşturduğu geçici etkilerin 2022 yılının ilk yarısı boyunca da etkisini sürdürmesini beklemektedir” ifadesi yer aldı.

Medley Advisor Gelişen Piyasalar Direktörü Nick Stadtmiller, 100 baz puanlık indirimin piyasalar tarafından beklendiğini fakat gelecek ay bir faiz indirim daha yapılabileceğine dair sinyalin piyasaları tedirgin ettiğini söyledi.

“Türk Lirası'na bu seviyelerden daha fazla satış gelmesine şaşırmam” diyen Stadtmiller, Türk Lirası'nın kış ayları boyunca zayıf kalmaya devam etmesini beklediğini söyledi.

Aralık ayında 100 baz puanlık bir faiz indirimi daha beklediğini belirten Stadtmiller, 2022 yılının ilk yarısı boyunca TCMB’nin politika faizini sabit tutacağını düşündüğünü dile getirdi.

KAMU BANKALARINA SERMAYE ENJEKSİYONU GİBİ ÖNLEMLER UYGULANABİLİR

Merkez Bankası’nın ana hedefinin şu an için ticari kredileri desteklemek olduğunu belirten Stadtmiller, “Eğer düşük faiz oranları bu borçlanmayı artırmazsa, yetkili makamlar kamu bankalarına sermaye enjeksiyonları ya da kredi garanti fonunun artırılması gibi parasal olmayan önlemler uygulayabilir” dedi.

Stadtmiller, geleneksel olmayan para politikası dışı önlemlerin dolarizasyon ve kişisel kredi büyümesini engellemek için kullanılabileceğini de ekledi.

Bloomberg HT yayınına katılan Commerzbank Gelişen Piyasalar Kıdemli Ekonomisti Tatha Ghose da aralık ayında faiz indirimi beklediklerini söyledi.

Ghose, "Makroekonomik bakış açısıyla değerlendirildiği zaman faizlerin indirilmemesi gerekiyor. Bugünkü karar piyasaların halihazırda fiyatlamasının büyük ihtimalle dengeleyici bir adımıydı. Merkez Bankası hala para politikasını sürdürülemez bir noktaya doğru götürüyor. Ekonomiyi ve döviz kurunu kötü etkileyebilir. Aralık ayında benzer şekilde bizde 50 baz puanlık bir faiz indirimi bekliyoruz. Cumhurbaşkanının faizler hakkındaki mesajlarını dinliyor olacaklardır" dedi.

GELECEK YILIN İLK ÇEYREĞİNDE FAİZİ YÜZDE 19'DA ÖNGÖRÜYORUZ

Societe Generale Gelişen Piyasalar Araştırma Müdürü Phoenix Kalen, aralık ayında 100 baz puan indirim beklediklerini söyledi. Kalen, 2022'de acil bir faiz artışı yaşanabileceğine dikkat çekti.

Kalen, önümüzdeki günlerde Türk Lirası'nda hızlı düşüş yaşanacağını ve Merkez Bankası'nın para politikasının tersine döneceğini ve gelecek yılın ilk çeyreği sonu itibariyle faizin yüzde 19'a çıkacağını öngördü.

TCMB'NİN ARALIK AYI MESAJLARINI PİYASALAR CİDDİYE ALMADI

Aralık ayına ilişkin net beklentilerini açıklayan yabancı analistlerin yanında piyasanın TCMB'nin aralık ayı mesajlarını ciddiye almayacağı beklentisinde olan analistler de oldu.

ITC Capital Markets Kıdemli Kur Stratejisti Piotr Matys ise bugünkü kararın TCMB’nin Türk Lirası'nın değerini önemsemediğine dair daha fazla kanıt sunduğunu belirtti.

“TCMB’nin aralık ayında faiz indirimi döngüsünü sonlandırabileceğine dair mesajları piyasa tarafından çok ciddiye alınmadı. Merkez Bankası’nın bunun için yeterli kredibiltesi yok” diyen Matys, Türk lirasındaki değer kaybının bir ödemeler dengesi krizini tetikleyebileceğini söyledi.

DÖVİZ MEVDUATLARI 2 MİLYAR DOLAR YÜKSELDİ

Dövizdeki hızlı yükseliş sürerken, döviz mevduatları yeniden 235 milyar doların üzerine çıktı. Merkez Bankası verilerine göre, 12 Kasım haftasında döviz mevduatları 235,17 milyar dolara yükseldi. 5 Kasım haftasında döviz mevduatları 233,30 milyar dolar olarak gerçekleşmişti.

12 Kasım haftasında gerçek kişilerin döviz mevduatları 847 milyon dolar artışla 143,7 milyar dolara yükseldi. Tüzel kişilerin döviz mevduatları ise 1 milyar dolar artışla 91,5 milyar dolar oldu.

Parite etkisinden arındırılmış veri setine bakıldığında ise gerçek kişilerin döviz mevduatlarında toplam mevduatlarda artışın 1,5 milyar dolar olduğu izlendi. Gerçek kişilerin döviz mevduatlarında 234 milyon dolar, tüzel kişilerin döviz mevduatlarında ise 1,25 milyar dolarlık artış kaydedildi.

Verilerin ardından döviz mevduatlarının toplam mevduatlara oranı yüzde 55,2 oldu.

'TL’DE DİLEDİĞİNİZ GİBİ SPEKÜLASYON YAPIN' DİYOR

Dünya gazetesine açıklamada bulunan TOBB ETÜ Öğretim Üyesi Doç. Dr. Atılım Murat, "Merkez Bankası dünkü kararla açık şekilde piyasalara TL’de dilediğiniz gibi spekülasyon yapabilirsiniz diyor. Çok net bu. Bu karardan önce önce pas geçebileceğini düşünüyordum hem pas geçip hem manevra alanımız kalmadı dese dolar/TL’de 10’a doğru geri çekilme olurdu. Piyasanın beklentisinin gerçekleşmesi kararın doğru olduğunu göstermiyor. TL şu an için spekülasyona açıktır. Aralık toplantısına bir ay var yapabiliriz de yapmayabiliriz diyor ama bu spekülasyon devam edecek piyasa yapabilir beklentisiyle negatif fiyatlamaya devam edecektir. TL’yi çok net savunmasız bıraktı, kuru önemsemiyorum mesajı verdi. TL konusunda bir endişesinin olmadığını gösteriyor. TL üzerinde baskı devam edecek" dedi.

KARARI İKTİSADİ OLARAK AÇIKLAYAMIYORUZ

İş Yatırım Araştırma Direktörü Serhat Gürleyen, şu açıklamalarda bulundu:

"Alınan karar piyasanın ve İş Yatırım'ın 100 baz puan indirileceği beklentisiyle uyumlu. Karar sonrası piyasa tepkisi Türk lirası ve tahvil piyasası için negatif, borsa ve özellikle banka hisseleri için pozitif oldu. Açıklanan metinde iki önemli mesaj veriliyor: Enflasyon üzerinde geçici olarak tanımlanan faktörlerin 2022 yılının ilk yarısında da etkili olacağı kabul ediliyor. Aralık ayında son bir 100 baz puanlık indirim için kapı açık bırakılıyor. Para Politikası Kurulu’nca alınan faiz indirim kararını iktisadi gerekçelerle açıklayamıyoruz.

Enflasyonun yüzde 20'ye ulaştığı ve büyümenin yüzde 9'u geçtiği bir ortamda üç ay içinde 400 baz puan faiz indirilmesi ve ilave 100 baz puan için kapının açık bırakılmasını açıklamak kolay değil. Türk lirasında son üç ayda yaşanan yüzde 25'e yakın değer kaybı ve Aralık ayında 100 baz puan ilave faiz indirimi nedeniyle 2021 yıl sonu enflasyon tahminimizi yüzde 20'den yüzde 21'e çekiyoruz. Eylül ayından bu yana döviz kurundaki artışın gecikmeli etkileri nedeniyle önümüzdeki 12 ayda 6 puan kur geçişkenliği olacağını hesaplıyoruz. Genişleyici parasal ve gelirler politikaları nedeniyle 2022 yıl sonu enflasyon tahminimizi yüzde 16,5'ten yüzde 20'ye yükseltiyoruz."

TÜRKİYE'DEKİ EKONOMİK KRİZLER: 1994, 2001 ve 2007'DE NELER YAŞANDI?

Mevcut şartlarda kurdaki yükseliş trendinin süreceğine yönelik tahminler akıllara, Türkiye'nin son 30 yılda yaşadığı ekonomik krizleri getirdi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan 2018'de Türk Lirası'nın sert değer kaybettiği dönemde, yaşananların 1994, 2001 ve 2007 krizlerinden farklı olduğunu söylemişti.

Sermaye çıkışıyla birlikte Ocak 1994'te dolar bir günde yüzde 14 değer kazandı. Ocak ile ekonomik bir dizi önlemin alındığı Nisan ayları arasında lira, dolar karşısında yüzde 160'ın üzerinde değer kaybetti.

Çiller başbakanlığındaki hükümet, 5 Nisan 1994 tarihinde bir ekonomik önlem paketi açıkladı.

Bu kararlar kapsamında lirada devalüasyona gidilirken, başka TEKEL ürünleri ve akaryakıt olmak üzere vergi oranlarında çok ciddi artışlar yapıldı. Türkiye, Mayıs 1994'te Uluslararası Para Fonu (IMF) ile 14 aylık bir stand-by anlaşması imzalandı.

19 Şubat 2001 tarihinde yapılan Milli Güvenlik Kurulu (MGK) toplantısında yaşananlar, piyasadaki mevcut sıkışıklığın çok derin bir ekonomik krize dönüşmesine yol açtı.

MGK toplantısı sırasında dönemin Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in Devlet Denetleme Kurulu'nun Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu'nda (BDDK) başlattığı denetime Başbakan Bülent Ecevit'in tepki göstermesi üzerine tartışma yaşandı.

Sezer, Ecevit'e anayasa kitapçığı fırlattı. Ecevit de bu duruma tepki göstererek toplantıyı terk etti. Ecevit'in toplantı çıkışında bekleyen gazetecilere, "Bu bir devlet krizidir" yönündeki açıklamalarının ardından piyasalarda sert satışlar yaşandı.

Zaten likidite sorunu yaşayan piyasadan yabancı yatırımcılar da hızla çıkmaya başladı ve uygulanan ekonomik program ciddi güven kaybına uğradı.

Aynı gün içerisinde 7 milyar doların üzerinde bir döviz talebi ortaya çıkarken, bankalararası piyasada gecelik faizler yüzde 5 bin il 7 bin 500 aralığını gördü. İstanbul Menkul Kıymetler Borsası (İMKB), bir günde yüzde 20'nin üzerinde değer kaybetti.

Eylül 2008'de dünyanın en büyük yatırım bankalarından Lehman Brothers, 613 milyar dolar borcu olduğunu açıkladı ve iflas etti. Bu, ABD tarihinin en büyük iflası olarak kayıtlara geçti.

Daha sonra aralarında ABD Merkez Bankası (Fed), İngiltere Merkez Bankası (BoE) ve Japonya Merkez Bankası'nın (BOJ) da olduğu gelişmiş ülke merkez bankaları, piyasadaki likidite sorununu çözmek için ortak hareket etmeye başladı ve bunun için bir dizi araç geliştirdi.

Bu dönemde gelişmiş ülkeler faiz oranlarını tüm zamanların en düşük düzeyine çekerek, piyasanın likit kalmasını sağladı.

Bu dönemde, gelişmekte olan ülkeler ise krizden nispeten daha az etkilendi. Kriz öncesi dolar kuru, 1.20 düzeylerinde seyrediyor ve "1 dolar 1 TL olur mu" tartışmaları yapılıyordu. Kriz sırasında kur, 1.7 seviyesinin üzerine çıkarak rekor kırdı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ekim 2008'de yaptığı açıklamada, "Kriz bizi teğet geçecek" dedi. Kurdaki yükselişin reel sektöre etkisi ise sınırlı kaldı.