Cezaevlerindeki tutsaklar, PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın fiziki özgürlüğü ve Kürt sorununun çözümü için 27 Kasım 2023 tarihinde başlattıkları açlık grevi eylemini 4 Nisan'da yeni bir aşamaya taşıdı. Açlık grevi eylemini sonlandıran tutsaklar, Abdullah Öcalan'ın koşullarına dikkat çekmek amacıyla eylemlerini mahkemelere çıkmayarak, telefon ve aile ziyaretlerini boykot ederek sürdürüyor. Türkiye İnsan Hakları Derneği (TİHV) Wan Temsilciliği Başvuru Hekimi Hüseyin Yaviç, cezaevlerinde devam eden eylemleri değerlendirdi. 
 
'TECRİT GİDEREK DERİNLEŞİYOR’
 
İmralı'da tecridin derinleştiği ve bu şekilde hem iç içtihatlar hem de uluslararası hukukun hiçe sayıldığını ifade eden Yaviç, "Türkiye’deki cezaevlerinde 90’lı yıllardan bu yana tecrit politikası giderek derinleştiriliyor. Özellikle F Tipi ve Yüksek Güvenlikli ile en son yapılan S Tipi cezaevleri ile birlikte tutsaklar izole ediliyor. Mutlak tecrit uygulanıyor. Devlet ve iktidar, 15 Temmuz askeri kalkışma ve salgın dönemini bahane ederek halen meşrulaştırmaya çalışıyor” diye konuştu.
 
‘TUTSAKLARN SAĞLIĞINDAN ENDİŞELİYİZ’
 
Cezaevlerindeki durumun hasta tutsakların sağlıklarını olumsuz etkilediğine dikkati çeken Yaviç, "Cezaevlerinde yüzlerce ağır hasta tutsak var. Özellikle hasta tutsaklara yapılması gereken tedavi takip süreçlerinin yapılmaması beraberinde ciddi sağlık sorunlarını getirecektir. İlerleyen süreçlerde aslında boykotun sağlık boyutu ağır sağlık sorunları oluşturacaktır. Yüzlerce hasta tutsağın düzenli hastane ve ilaç kontrolleri var. Tutsakların sağlık durumundan endişeliyiz. Bugün cezaevlerinde kalamayacak hasta tutsaklar var. Bu açıdan uluslar ve uluslararası kamuoyunun bu sürece duyarlı davranması gerekir. Çünkü cezaevlerinde ağır hasta tutsakların kendi kaderine terk edilmesi ve uygulanmakta olan tecrit politikasının kalıcı hale dönüşüyor olması ciddi bir konudur” ifadelerini kullandı.
 
 'SÜRECİ TAKİP EDİYORUZ'
 
Tecridin derhal kaldırılması gerektiğini ifade eden Yaviç, tutsakların taleplerinin karşılanması için sürecin takipçisi olduklarını belirtti. Yaviç, "Tutsakların talebi iç hukukta ve uluslararası hukukta var olan en temel haktır. Öcalan'ın ailesi ve avukatlarıyla görüşmesi gerekir. Bu taleplerin yerine getirilmesini talep ediyoruz. Tutsakların taleplerini kabul edecek olan Adalet Bakanlığı'dır. Ama yıllardır tecrit için yapılan eylem ve etkinliklere yetkili kurumlar herhangi bir olumlu ve olumsuz yanıt vermiyor. Türkiye cezaevleri Türkiye'nin sicilinde kronik bir soruna dönmüş  haldedir. ATK’nin düzenlediği ‘cezaevinde kalabilir’ raporları da cezaevlerinde yüzlerce cenazenin çıkmasına sebep oluyor. Bu konuda bütün kurumların ve yurttaşların duyarlılık göstermesi gerekir" ifadelerini kullandı.