POLİTİKA

Erbakan: "Yeni Bir Anlayış Gelmeden Türkiye'nin Geleceği Yok"

Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan, mevcut ekonomi yönetimini eleştirerek 2025 sonu ya da 2026 başında erken seçim çağrısında bulundu. Erbakan, "Bu yönetimle Türkiye'nin 2028'e kadar dayanması mümkün değil" dedi.

Abone Ol

Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan, teşekkür ziyaretleri kapsamında Maraş'ın Dulkadiroğlu Belediyesi'ni ziyaret etti. Ziyareti sırasında gündeme ilişkin açıklamalarda bulunan Erbakan, ''Bu yönetim değişmeden, yeni bir anlayış gelmeden ve önce millet anlayışına sahip bir devlet anlayışı olmadan Türkiye'nin kurtulması mümkün değil'' değerlendirmesinde bulundu.

'MİLLETİMİZ BİR DEĞİŞİM İSTİYOR'

31 Mart'ta tüm Türkiye'de özellikle Maraş'ta Yeniden Refah Partisine çok ciddi bir teveccüh gösterildiğini söyleyen Erbakan, ''Bu teveccühün sebebi milletimizin tabii ki Milli Görüş'e yönelmesi, milletimizin bu tercihte bulunması. Bunun da birkaç adımla açıklanması lazım. Bir defa milletimiz neden bu tercihi yaptı. Mevcut durumundan, mevcut halinden, 20 senedir kendisini yönetenlerden memnun değil. Bir değişim istiyor, kurtulmak istiyor. Bunalmış durumda'' diye konuştu.

'TEK HANELİYİ BIRAK, ENFLASYONU SABİT BİLE TUTAMIYORSUNUZ'

İktidarın ekonomi politikalarını eleştiren Erbakan, "Bamya, fasulye, nohut, mercimek gramla alınmaya başlanmış, meyve sebze gramla alınmaya başlanmış. Elma, armut taneyle alınmaya başlanmış. Eskiden biz kırmızı eti, kıymayı yüz gram alıyor vatandaş yazıktır günahtır diyorduk şimdi ise kırmızı eti geçtik, meyveyi sebzeyi de 100 gram almak durumunda kalan vatandaşla karşı karşıyayız. Açlık sınırının 21 bin lira, yoksulluk sınırının 64 bin lira olduğu ülkede asgari ücret 17 bin lira, emekli maaşı 12 bin 500 lira. Bu tablonun devam ettirilebilmesi mümkün değil. İşte Sayın Mehmet Şimşek göreve geldiği günden bu yana akaryakıt fiyatları 20 liradan 45 liraya çıktı. Enflasyon yüzde 38'den yüzde 75'e çıktı. Döviz kurları 18 liradan 35 liraya çıktı. Yaşama maliyeti arttı. Enflasyon arttı, faiz arttı. Şimdi diyorlar ki biz tek haneye düşüreceğiz. Ya, daha geldiğiniz günden bu yana yüzde 38'den 75'e çıkarttınız. Tek haneliyi bırak sabit bile tutamıyorsunuz" şeklinde konuştu.

'BU ANLAYIŞTAN 22 SENEDİR VAZGEÇMEDİLER'

Kamuda büyük bir israfın olduğu ve israfın önlenmesi gerektiğini kaydeden Erbakan, ''Türkiye İsraf Vakfı 2021 yılındaki israfı 1 trilyon 80 milyar olarak hesapladı. 2021’de 1 trilyon 80 milyar olan israf, enflasyonu hesaba katarsanız bu sene en az 2 trilyon olmuş. 60 milyar dolar israf ediyorsun. 1.25 trilyon lira faize veriyorsun, 1.4 trilyon lira kur korumalı mevduata veriyorsun. İmtiyazlılara 1.65 trilyon vergi muafiyeti çıkarıyorsun. Topladığın zaman 7-8 trilyonu canavarlara veriyorsun. Borç, faiz, zam, vergi ekonomisi bu demek. Bu anlayıştan 20 seneden beri kurtulamadılar. En son 14 Mayıs seçimlerinde biz mutabakat metnini ortaya koyduk, imzaladık. O mutabakat metnine de uymadılar, aynı tas aynı hamam devam ettiler. Ve bugün geldiğimiz noktada bu sıkıntılar da işte bunun için yaşandı” dedi.

'BU ANLAYIŞLA TÜRKİYE'NİN KURTULMASI MÜMKÜN DEĞİL'

İktidarın mevcut ekonomi anlayışıyla ekonomik krizin sona ermeyeceğini savunan Erbakan, erken seçim çağrısında bulundu. Mevcut ekonomi yönetiminin borç, faiz, zam, sıcak para anlayışıyla ekonomik krizden kurtulmasının mümkün olmadığını söyleyen Erbakan, şöyle konuştu:

"Mutlaka iktidar değişikliği gerekiyor. Yeni bir yönetimle, yeni bir anlayışla borç, faiz, vergi ekonomisi yerine üretim, istihdam, ihracat odaklı bir ekonomi modeliyle, adil bir ekonomik sistemle yeniden bütün bu işleri ele alması ve milletin yüzünü güldürmesi lazım. Bu yönetim değişmeden, yeni bir anlayış gelmeden ve önce millet anlayışına sahip bir devlet anlayışı olmadan Türkiye'nin kurtulması mümkün değil. Önce dar gelirliler, önce ezilenler anlayışına sahip bir devlet yönetimi olmadan, iktidar yönetimi olmadan Türkiye’nin kurtulabilmesi mümkün değil. Bunun olabilmesi de bir an evvel bir erken seçimin olmasına bağlı. Bu şartlarda Türkiye’nin de milletin de 2028 yılına kadar dayanacak hali kalmamıştır. 2025 sonu veya 2026 yılının ilkbaharında bir erken seçimin yapılması ve mutlaka milletin de açıkça dile getirdiği 31 Mart’ta oyları ile ortaya koyduğu bu değişimin gerçekleşmesi gerekiyor. Bizim ümidimiz ve inancımız elbette ki bu değişimin Milli Görüş yönünde gerçekleşmesidir"