Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Gaziantep 8. Olağan İl Kongresi'nde konuşma yaptı.
"AK Parti, erdemliler hareketi olarak yola çıktığından beri temelimizde kardeşlik ve dayanışma vardır" diyen Erdoğan, "Millete ve memlekete sevdalı bu kadronun hamuru kardeşlik hukukuyla yoğrulmuştur. Bu salonda olan kardeşlerimiz de şahsi ikballeri için değil ülke, millet ve insanlığın çıkarları için bir araya gelmiş dava erleridir" ifadelerini kullandı.
'ERDOĞAN BU ENKAZIN ALTINDA KALIR DİYENLERİ HAYAL KIRIKLIĞINA UĞRATIYORUZ'
Kongre öncesinde deprem konutlarının teslimini yaptıklarını söyleyen Erdoğan, "Gaziantep'te ilk olarak Güneyşehir'e gittik. Yapımı tamamlanan 5 bin 113 deprem ve sosyal konutun anahtar ve tapu teslim törenini gerçekleştirdik. 6 Şubat depremlerinden sonra 'Erdoğan bu enkazın altında kalır' diyen kifayetsizleri hayal kırıklığına uğratmaya devam ediyoruz. Maddi anlamda Antep'in kayıplarını telafi edecek kararlılığa da imkana da sahibiz. Söz verdiğimiz gibi en son hak sahibi kardeşimiz yuvasına kavuşana kadar durmadan çalışacağız" şeklinde konuştu.
Antep'in Suriyeli mültecileri misafir ettiğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasından başlıklar şöyle:
MUHALEFETİN KIŞKIRTMALARINA KULAK ASMADINIZ: Gaziantep gazanın, istiklalin, istikbalin, vatanın ne manaya geldiğini en iyi bilen şehirlerimizden biridir. Gaziantep'in her delikanlısı Karayılan'dır, Şahin Bey'dir. Gaziantep'te analar er doğurur. Buradan Türkiye'ye öncülük eden iş insanları çıkar. Buradan tam 13 yıldır Suriyeli muhacirlere kol kanat geren günümüzün ensarları çıkar. Antep'in engin yürekli insanlarını içtenlikle tebrik ediyorum. Provokasyonlara gelmeden 13 yıl boyunca mazlumlara vakarla sahip çıktınız, kardeşlik hukukunu gözettiniz, muhalefetin kışkırtmalarına kulak asmadınız, ecdadın tertemiz mirasına leke sürdürmediniz, bu milletin başını yere eğdirmediniz. Tarih Antepli kardeşlerimizin misafirperverliğini yazacaktır. Tarih tüm aksi propagandaya rağmen Türkiye'nin bu insanlık sınavını nasıl verdiğimizi yazacaktır.
SİVİLLERE SALDIRILAR SON HADİSELERİ TETİKLEDİ: Sizler de bizim gibi sınırımızın hemen ötesinde yaşanan kritik gelişmeleri takip ediyorsunuz. İdlib'deki sivillere yönelik artan saldırıların bardağı taşıran damla misali son hadiseleri tetiklediği anlaşılıyor. Türkiye'nin 910 kilometre uzunluğunda sınıra sahip olduğu bir ülkedeki gelişmelere gözlerini kapaması elbette mümkün değildir. Perşembe günkü MGK toplantımızda sahadaki durumu değerlendirdik. Şunu çok açık ve net söylemek isterim: Bizim hiçbir ülkenin bırakın toprağını, çakıl taşında dahi gözümüz yoktur.
SURİYE'NİN HUZURA KAVUŞMASINI İSTİYORUZ: Türkiye olarak bizim temennimiz, komşumuz Suriye'nin 13 yıldır hasretini çektiği huzura, istikrara ve barış ortamına süratle kavuşmasıdır. Suriyeli kardeşlerimiz gerçekten çok zor günler geçirdi, çok ağır bedeller ödedi. Yaklaşık 1 milyon Suriyeli, rejimin ve terör örgütlerinin saldırıları sonucu hayatını kaybetti. Kimyasal silahlarla, varil bombalarıyla siviller canice katledildi. 12 milyona yakın Suriyeli doğduğu toprakları terk etmek zorunda kaldı. Türkiye kendisi için istediğini komşuları için de isteyen bir devlettir. Ekonomik kalkınması, toplumsal huzuru, iç barışı ve güvenliğiyle nasıl bir Antep görmek istiyorsak, Halep için de aynı temennilerde bulunuyoruz.
ATEŞE BENZİN DÖKMENİN KİMSEYE FAYDASI DOKUNMAZ: Aramızda sınırlar olabilir ama bu coğrafyada kaderimiz de kederimiz de ortaktır. Şu hakikati herkesin kabullenmesi gerekiyor: Suriye'de artık siyasi ve diplomatik olarak yeni bir gerçeklik vardır ve Suriye tüm etnik, mezhebi ve dini unsurlarıyla Suriyelilerindir. Kendi ülkelerinin geleceğine karar verecek olan da Suriye halkıdır. Ateşe benzin dökmenin kimseye bir faydası dokunmaz. Jeopolitik hesaplar peşinde koşmanın Suriye halkına katkısı olmaz.
MİLLİ GÜVENLİĞİMİZİ TEHLİKEYE ATACAK HİÇBİR HAMLEYE İZİN VERMEYECEĞİZ: Özellikle bölücü terör örgütünün selden kütük kapma hevesiyle hareket ettiğinin farkındayız. Türkiye olarak milli güvenliğimizi ve çıkarlarımızı tehlikeye atacak hiçbir hamleye izin vermeyeceğimizin bilinmesini isterim. Sorumluluk sahibi tüm aktörlerin, uluslararası tüm kuruluşların Suriye'nin toprak bütünlüğüne destek vermesi tüm bölgemiz için en hayırlı yol olacaktır. Kan dökerek, can alarak, sivillerin üzerine bomba yağdırarak hiçbir yere varılmayacağını son 13 yılda yaşananlar herkese göstermiştir.
ŞAM REJİMİ TÜRKİYE'NİN UZATTIĞI ELİN KIYMETİNİ BİR TÜRLÜ İDRAK EDEMEDİ: Şunu artık herkes kabul etmelidir: Suriye toprakları savaşa doymuştur. Kana ve gözyaşına doymuştur. Suriyeli kardeşlerimiz barışı herkesten fazla hak etmektedir. Suriyeli kardeşlerimiz özgürlüğü, güvenliği, kendi vatanlarında gönül huzuruyla yaşamayı ziyadesiyle hak etmektedir. Türkiye'nin yegane amacı da tüm kesimleriyle Suriye halkının refahı ve esenliğidir. Biz ilk günden beri ne yaptıysak sadece ve sadece bunun için yaptık. Katliam ve zulümden kaçan kardeşlerimize kapımızı açarken de Suriye krizine çözüm bulmak için elimizi uzatırken de amacımız buydu. Ama Şam rejimi Türkiye'nin uzattığı elin kıymetini bir türlü idrak edemedi, ne manaya geldiğini anlayamadı. Türkiye, dün olduğu gibi bugün de tarihin doğru tarafında yer almaktadır.
KILIÇDAROĞLU'NUN KARIN AĞRISI TEKRAR ARTMAYA BAŞLADI: Türkiye'nin Gazze, Lübnan, Ukrayna ve Suriye'de barışın sağlanması için gösterdiği çabaları tüm dünya çok iyi biliyor ve takdir ediyor. Katıldığımız her uluslararası toplantıda ülkemizin dış politikada artan ağırlığına bizzat tanıklık ediyoruz. Ama bu gerçeği muhalefet bir türü görmüyor, görmek istemiyor. Ülkemizin doğrudan güvenliğini ilgilendiren meselelerde dahi muhalefetin hemen istismar siyasetine sarıldığını görüyoruz. Kılıçdaroğlu idaresindeki eski CHP'nin Suriye krizine hangi mercekten baktığını hepimiz gayet iyi hatırlıyoruz. Bu zatın Suriyeli muhacirlere yönelik nefret söylemlerinin gerisinde de yine aynı sebepler vardı. Sosyal medya paylaşımları bu şahsın karın ağrısının bugünlerde tekrar artmaya başladığını gösteriyor.
ÖZGÜR ÖZEL PARTİ İÇİ KAVGADAN BAŞINI KALDIRAMIYOR: Eski yönetimin marazlı yaklaşımını CHP'nin yeni yönetiminin de devam ettirmesi, CHP adına utanç vericidir. Sayın Özel'in, grup toplantısında hükümetimizin Suriye politikasıyla ilgili sarf ettiği sözlerin elle tutulur hiçbir yanı yoktur. Anlaşılan Sayın Özel iyice kızışan parti içi iktidar kavgasından başını kaldırıp dünyada ne olup bittiğini takip edemiyor. Tıpkı devrik genel başkan gibi birilerinin eline tutuşturduğu kağıtları okuyarak saçma sapan iddiaları gündeme taşıyor.
ŞAM REJİMİNİN DEĞİL, TÜRKİYE'NİN PARTİSİSİNİZ: Kendisine tavsiyem şudur: Siz, Şam rejiminin değil Türkiye'nin ana muhalefet partisisiniz. Dolayısıyla gelişmelere Ankara merkezli bakmanız beklenir. Haleplilerin Türkiye'ye ve bayrağımıza muhabbet duyması, soruyorum CHP'yi niçin rahatsız ediyor? Suriye sığınmacıların gönüllü, güvenli ve onurlu bir şekilde vatanlarına dönme ihtimalinden CHP yönetimi neden rahatsız oluyor? Türkiye'nin bölücü terör belasını sınırlarından uzaklaştırma iradesinin Allah aşkına size dokunan tarafı nedir?
ESKİ YÖNETİMİN BIRAKTIĞI KÖTÜ MİRASLA HESAPLAŞIN: Eski yönetim döneminde CHP'yi enfekte eden etnik köken ve meşrep virüsünden ne zaman kurtulacaksınız? Ülkemize başkalarının penceresinden bakmayı bırakıp ne zaman Türkiye partisi olacaksınız? Sayın Özgür Özel, CHP'yi normalleştirecekse Türkiye meselesinde eski yönetimin bıraktığı kötü mirasla da hesaplaşması gerekir.