Ekathimerini gazetesi yazarı Tom Ellis, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın NATO zirvesi sırasında Dedeağaç’taki Amerikan üssü ve Atina’nın Fransız savaş jetleri almasından rahatsız olduğun ifade etmesi üzerine bir analiz kaleme aldı.
Ankara’nın Ege ve Akdeniz’de saldırgan politikadan vazgeçmesinin iki ülke arasında yepyeni bir sayfa açacağını belirten Ellis, Yunanistan’ın şu anki ittifaklarının önemini de anlattı:
"Bir ülkenin gücü, yalnızca askeri yeteneklerinin değil, aynı zamanda işbirliklerinin ve ittifaklarının toplamıdır. Yunanistan, Türkiye istese de istemese de, Avrupa Birliği'nin tam üyesidir ve Yunan diasporası nedeniyle de ABD ile yakın bağları vardır.
Birçok kez belirtildiği gibi, başka hiçbir ülke bizim savaşımızla savaşmayacak. Kendimizi böyle bir durumda bulursak, önemli olan kendimizi savunma yeteneğimiz olacaktır. Bununla birlikte, gezegendeki en büyük iki ekonomik varlıkla olan kurumsal ve geleneksel yakın bağlar, hiçbir rakibin veya rakibin görmezden gelemeyeceği denklemin önemli bir parametresidir.
Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, Yunanistan'ın Fransa ve ABD ile yaptığı savunma anlaşmalarından, Rafale jetlerinin satın almasından ve F-16'ların modernizasyonundan, Yunan-Fransız anlaşmasında yer alan karşılıklı yardımlaşma maddesinden rahatsız görünmesi anlaşılmaz.
ABD Dışişleri Bakanı Anthony Blinken'in Yunanistan'ı bölgede istikrarın direği olarak nitelendiren ve egemenliğine ve toprak bütünlüğüne saygı duyduğundan bahseden mektubundan da rahatsız.. Dedeağaç'taki ve Yunanistan'ın başka yerlerindeki Amerikan varlığından açıkça mutsuz.
Türkiye cumhurbaşkanı, tehdit ve tahrik yerine Yunanistan ile ilişkilerin tamamen normalleşmesini sağlamaya çalışırsa, hem kişisel olarak hem de daha da önemlisi halkı için kazançlı çıkacaktır. Yunanistan ile daha sakin bir işbirliği ortamının yeniden tesis edilmesi, Batı ile ilişkilerindeki bir dikeni ortadan kaldıracaktır.
Ege'de suları sakin tutmaktan ikimiz de kazançlı çıkmalıyız. Böyle bir ortamda Atina, Ankara'nın ortağı ve AB'ye faydalı bir köprü görevi görecektir.
Erdoğan'ın yurtiçinde ve yurtdışında çok fazla sorunu var. Hiçbir fayda sağlayamayacağı bir strateji olan Yunanistan'a saldırmak için neden bu kadar zaman harcıyor?
Yunanistan ile sürekli çatışmanın Türkiye için bir bedeli var, dolayısıyla Türk cumhurbaşkanının canı sıkılıyor. Açıkçası, Yunanistan'a da mal oluyor, savunma alımları finansal bir yük oluyor.
Ama yaklaşımı yanlış. Başta MHP lideri ve müttefiki Devlet Bahçeli'nin destekçileri olmak üzere Türk milliyetçilerinden bir hedef kitle bulmuş olabilir, ancak Avrupa Birliği ile özel bir ilişki umudunda olan ülkesinin uzun vadeli çıkarlarına hizmet etmiyor.
Yunanistan aleyhindeki “Casus Belli”yi masadan kaldırırsa, Yunanistan'ı Ege'de tehdit etmezse, Libya ile Yunan adalarının egemenlik haklarını ihlal eden anlaşmalar imzalamazsa, Kıbrıs'ın münhasır ekonomik bölgesini ihlal etmezse (ayrıca o da bir AB üyesi) o zaman çok şey olabilir. Çünkü, Rum ve Türk halkalrı olarak gerçekten çok ortak noktamız var ve devletler olarak ortak çıkarlar da geliştirebiliriz.
Kesin olan şu ki, hiçbir Yunan başbakanı, seleflerinin kaçındığı adımları atmayı amaçlasa bile, bunu savaş tehdidi altında yapmayacaktır. Kendi kendine yıkıcı olur..
Öte yandan, Erdoğan taktik değiştirirse, gerilimi körüklemekten vazgeçerse, Atina'nın gücünü ve bölgesel rolünü kabul ederek eşit bir muhatap olarak yaklaşırsa, Yunanistan karşılık verecektir. Ve bu her iki ülkenin de yararına olacaktır."