Şirnex’in Silopiya (Silopi) ilçesine bağlı Tilqebîn (Başverimli) Beldesi'nde “Savaşa hayır barış hemen şimdi” talebiyle 15 Ekim'de bir araya gelen Barış Anneleri Meclisi üyelerine asker ve polisler saldırdı.
Asker ve polisler aralarında Mezopotamya Ajansı (MA) muhabirleri Zeynep Durgut ve Mahmut Altıntaş ile JINNEWS muhabiri Derya Ren'in bulunduğu 22 kişi darp ederek gözaltına aldı. Bir günlük gözaltının ardından herkes serbest bırakıldı. Cizîr Belediyesi Eşbaşkanı Abdurrahim Durmuş ve Serdar Kayaalp, savcılık ifadelerinin ardından "adli kontrol” tedbiriyle serbest bırakıldı.
Darp edilerek gözaltına alınan MA muhabirleri Zeynep Durgut ve Mahmut Altıntaş, yaşananları anlattı.
'KAMERAMIZLA TEŞHİR EDİYORUZ'
Özgür Basın’a dönük saldırı ve tehditlerin yıllardan beri sürdüğünü belirten Durgut, gerçekleri kamuoyu ile paylaştıkları için sürekli hedef olarak seçildiğini söyledi. Durgut, “1990'lı yıllardan beri gerçekleri ortaya çıkartarak kamuoyu ile paylaşan Özgür Basın çalışanları sürekli olarak hedefte. Bugün gerçeği savunan ve ortaya çıkartan Özgür Basın’dır. Apê Musa ile başlayan gelenek Gurbetelli Ersöz ve Ayfer Serçe ile bugünlere kadar taşındı. Kürt halkı yıllardır meşru bir mücadele veriyor. Bu yüzden de sürekli olarak bir zulüm politikası ile karşı karşıya kalıyor. Ancak bu direniş sürüyor. Kürt halkının mücadele alanlarından biride Botan'dır. Bizler de Özgür Basın çalışanları olarak burada devletin uygulamalarını elimizdeki kameralarımız ve kalemimizle teşhir ediyoruz. Bu antidemokratik uygulamalara karşı burada ne zaman demokratik kitle örgütleri bir açıklama yapsa saldırı yapılıyor ve bu saldırılarda ilk olarak biz gazeteciler hedef olarak seçiliyoruz" dedi.
KAMERALARA EL KONULDU
Durgut, hedef alınma nedeni ise annelere yapılan işkencenin belgelenmemesi olduğunu ifade ederek, 14 Ekim'de Tilqebîn beldesinde Barış Anneleri Meclisi ‘Savaşa karşı barış hemen şimdi’ talebiyle açıklama yapmak ve ardından oturma eylemi gerçekleştirmek istediler. Oradaki annelerin tek amacı barışın sesini duyurmaktı. Bizler de Özgür Basın emekçileri olarak orada bulunuyorduk. Annelerin sesini duyurmak istedik. Ancak her zaman olduğu gibi bu sefer de annelere dönük saldırı oldu. Saldırıda anneler yerlerde sürüklendi. O anları belgeleyen orada bulunan gazetecilerdi. Bizler o işkenceyi çektiğimiz için ilk olarak hedef alındık ve arkadaşlarımla birlikte gözaltına alındık” diye belirtti.
‘JOP VE KALKANLARLA DARP EDİLDİK’
Gözaltına alınırken maruz kaldıkları şiddeti anlatan Durgut, polis ve askerin kendilerine dönük yaptığı işkence ve şiddete ilişkin suç duyurusunda bulunacaklarını belirtti. Durgut, “Bana saldırdıklarında ilk olarak fotoğraf makinama el koydular. Daha sonra işkence ile gözaltına alındım. Gazeteci olduklarımızı biliyorlardı ve bunu bildikleri için darp edere gözaltı yaptılar. Bu ilk gözaltı değil ve belki de son da olmayacak. Ancak bizler korkmuyoruz. Bir gerçek var ve bu gerçeği kamuoyu ile paylaşmak gibi bir yükümlülüğümüz var. Bir Kürt kadını ve bir gazeteci olarak gerçekleri kayıt altına almaya ve yazmaya devam edeceğiz. Bu hukuksuz uygulamaya karşı savcılığa ve İHD'ye suç duyurusunda bulunacağız. Gözaltı esnasında jop ve kalkanlarla darp edildik. Bundan dolayı hukuki olarak ne gerekiyorsa yapacağız” diye konuştu.
'ANNELER BARIŞ DEMEK İÇİN ORADA'
Mahmut Altıntaş'da gerçekleri kamuoyu ile paylaşmak için orada bulunduklarına vurgu yaparak, “Yıllardır Federe Kürdistan Bölgesi’ne dönük saldırılar var. Son günlerde bu saldırılar geniş alanlara yayıldı. Barış Anneleri de oradaki savaşa dikkat çekmek için Tilqebîn beldesinde barış talebiyle bir açıklama ve ardından oturma eylemi yapmak istedi. Bizler de Kürt gazeteciler olarak orada yaşanan gelişmeleri kamuoyu ile paylaşmak için bulunuyorduk. Ancak annelerin açıklamasına izin vermeyen kolluk saldırıda bulundu. Birçok anne de o esnada işkence ile gözaltına alındı. Gözaltı esnasında kaburgalarım ve yüzüme de jopla vurdular ve izleri de halen duruyor” dedi.
'SUÇ DUYURUSUNDA BULUNACAĞIZ'
Gözaltında da işkenceye maruz kaldıklarını söyleyen Altıntaş, işkence uygulamalarına karşı gereken hukuki mücadeleyi de vereceklerini kaydetti. Altıntaş, “İşkenceyi belgeleyen kameralarımız kırılarak el konuldu. Gözaltı esnasında polis ve askerin şiddet ve işkencesine maruz kaldık. Bizlere uygulanan işkencenin cezasız kalmaması için hukuki mücadelemizi de vereceğiz. Aynı zamanda bir Kürt gazeteci olarak bizler her zaman işimizin başında olacağız ve bu topraklardaki savaş gerçekliğini kameramızla belgeleyip kamuoyu ile paylaşacağız. Hiç bir engelleme, gözaltı ve tutuklama bizi gerçekleri yazmaktan alıkoyamayacaktır. Bizler bu saatten sonra da daha fazla yazacağız. Bu saldırılar bizi engelleyemeyecektir” ifadelerini kullandı.