Ülkeyi derin bir ekonomik kriz girdabına sürükleyen iktidar, toplumun sorunları karşısında da büyük bir yönetim krizi yaşıyor. 

İktidar blokundaki çatışma ortamından muhalefetle girdiği yumuşama tartışmalarına kadar rejim yeni bir yol arayışı gericilik başta olmak üzere rejimin bütün unsurları da toplumun tamamına yayılmaya çalışılıyor.  

İktidar, üniversitelerden, sokaklara, kamu kuruluşlarından, insanların özel hayatına kadar hayata geçirdiği bir dizi uygulamayla gerici politikaları desteklemeye devam ederken laikliği de olabildiğince tasfiye etme ısrarını sürdürüyor.  Geçtiğimiz hafta bir YouTube programında yaşanan şeriat eleştirisi sonrasında “Halkı kin ve düşmanlığa tahrik’ suçlamasıyla açılan soruşturmanın tartışmaları sürerken dün birbiri ardına gelişen birçok olayda rejimin gerici politikaları kendini bir kez daha gösterdi. Mezuniyet programına gelen yasaklardan onur yürüyüşlerini engelleyen uygulamalara kadar devletin olanca gücüyle desteklenmeye çalışılan bu politikalara karşı ise toplumun bütün kesimlerinden itiraz seslerini yükseltmeye devam ediyor.  

*** 

‘ŞERİAT HUKUKU İNSAN ONURUNA YAKIŞMIYOR’

Diamond Tema ile Asrın Tok arasında bir YouTube kanalında yapılan şeriat tartışmasının ve İslam peygamberi Muhammed’in eşi Ayşe ile 6 veya 9 yaşındayken evlendiğine yönelik tartışmaların ardından bir grup ilahiyatçı ortak bir metin kaleme aldı. İlahiyatçıların bildirisinde şeriat hukukunun güncel yaşamda insan onuruna yakışır bir karşılığının olmadığı ifade edildi. ‘Şeriat’ kavramının terminolojik ve tarihsel anlamına vurgu yapılan bildiride, "Birey kimliği, kadın erkek eşitliği, iktisadî ilişkiler, suç ve ceza kavramı, aile hukuku, siyasi sistem ve bilimsel çalışmalar açısından şeriat hukuku, dönemin Arap toplumunda değişim ve dönüşüme öncülük eden ilk uygulamaları içerse de günümüzde uygulanabilirliği söz konusu olmayan kurallar yığını olarak, ancak akademide hukuk tarihi dersleri için bir anlama sahip olabilir. Başka bir deyişle şeriat kurallarının güncel yaşamda insan onuruna yakışır bir karşılığı yoktur" görüşü dile getirildi. 

*** 

NEFRET YASAL, ONUR YASAK

17-23 Haziran tarihleri arasında düzenlenen 10’uncu Trans Onur Haftası kapsamında düzenlenmek istenen Onur Yürüyüşü nedeniyle Taksim Meydanı yaya girişine kapatıldı. Meydanın çevresi polis barikatıyla ablukaya alınırken yaya girişine izin verilmedi. Meydan İstanbul Valiliği’nin verdiği kararla halka kapatılırken Taksim Meydanı’na yönelik ulaşım da durduruldu. M2 Yenikapı-Hacıosman Metro Hattı’nın Taksim ve Şişhane istasyonları ile F1 Taksim-Kabataş Füniküler hattı İstanbul Valiliğinin kararıyla 10.00 itibariyle ikinci bir duyuruya kadar kapatıldı. Yürüyüş öncesi Şişli, Beyoğlu ve Kadıköy ilçelerinde çok sayıda polis ve TOMA konuşlandırıldı. 

Tüm yasaklara rağmen bir araya gelen LGBTİ+ bireyler İstanbul’un farklı ilçe ve semtlerinde “Faili Devlet” temasıyla yürüyüşleri gerçekleştirdi. LGBTİ+’lar Okmeydanı Köprüsü ve Mecidiyeköy’de metrobüs durağına trans bayrağı astı. 

Gerçekleşen yürüyüşlerde ise sık sık polisle gergin anlar yaşanırken Kadıköy’de iki yurttaş gözaltına alındı. Yurttaşlardan biri ise oturduğu kafeden sivil polisler tarafından gözaltına alındı. Gözaltına alınan kişinin polis aracı yerine beyaz sivil bir araca bindirildiği öğrenildi. Trans Onur Yürüyüşü Komitesi bir basın açıklaması yayınladı. Açıklamada şu ifadeler yer aldı: “‘Faili Devlet’ temasıyla trans görünürlüğüne, var oluşumuza sahip çıkıyoruz, şehri de sokakları da terk etmiyoruz. Geleceksizliğe, ekonomik çıkmaza sürüklediğiniz, yaşam haklarını ellerinden aldığınız translarız, buradayız, her yerdeyiz. Hortum Süleyman’ı, Esat ve Eryaman’daki saldırıları, Ülker Sokak’taki şiddeti, tacizci Hanifi Zengin’i ve kolluk kuvvetlerinin işkencelerini unutmadık! Bayram Sokak’ta evinden ettiğiniz kızları unutmadık! Henüz üç ay önce İzmir Bornova Sokak’ta yaşanan saldırıyı unutmadık! 

İşte bu yüzden, Yaşam hakları ellerinden alınan tüm transların faili devlet! 

İktidarın 2016’da nefret cinayeti ile katledilen Hande Kader’in faili devlet! Ayrımcı politikalarla hedef gösterilen ve intihar eden transların; Eylül Cansın, Okyanus Efe, Figen ve daha nicelerinin faili devlet! Ecem Seçkin’in, Damla’nın, Biricik Sultan’ın, Zirve’nin, Dilan’ın, Palmiye Deniz’in faili devlet! Her fırsatta Trans kimlikleri yüzünden ayrımcı politikaların hedefi haline getirilen, yaşamları değersiz kılınan, yalnızlaştırılan, dayanışmaları engellenen, evleri, işleri ellerinden alınan, sözde aile politikalarıyla toplumun dışına itilmeye çalışılan translarız! Buradayız. Her yerdeyiz 

*** 

SALDIRILAR SÜRÜYOR

Diyarbakır'da bir grup tekbirler eşliğinde Burger King ve Starbucks şubelerine saldırdı.  

MA'nın aktardığına göre İş yerlerine maddi hasar veren grup, bazı çalışan ve müşterileri de darp etti. Olayda polislerin gruba müdahale etmemesi dikkat çekti. Öte yandan saldırıyla ilgili Diyarbakır Barosu açıklama yayımladı. Açıklamada şunlara yer verildi: “Şiddet içerecek olaylarının meydana gelmemesi, yaygınlaşmasının önlenmesi ve yaşanabilecek her türlü olumsuz durumun önüne geçilmesi için öncelikle herkesi sağduyulu davranmaya davet ediyor, yetkililerden de gerekli önlemleri almalarını bekliyoruz” 

Diyarbakır’da iki hafta önce de Swingamed isimli dans okulunun açık alanda düzenlediği dans etkinliğine 50 kişilik bir grup, ‘Tekbir-Allah-u Ekber’ diyerek saldırmış, iki kişiyi yaralamışlardı.