Dem Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer'in tutuklanmasının ardından kayyım atanması ve yeniden gündeme gelen çözüm sürecini değerlendirdi.

TELE 1'de yayınlanan programa konuk olan Tülay Hatimoğulları, kayyım siyasetinin önce HDP üzerinde denendiğini ardından da bu siyasetin Batı belediyelerine sirayet ettiğine dikkat çekti. Hatimoğulları kayyım siyaseti ile AKP'nin bir darbe yaptığını ve AKP'nin asıl amacının İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ni ele geçirmek olduğunu söyledi.

'AMAÇ İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ'

Hatimoğulları'nın açıklamaları şöyle:

Hatimo

Kayyımlardan oldukça muzdarip bir parti olarak şimdi de Esenyurt'ta CHP aynı mağduriyeti yaşıyor. Kayyım siyasetinin şimdi de Batı'ya sirayet ettiğini görüyoruz. Esenyurt'ta yaşanan olay İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne kadar uzanabilir. Ahmet Özer yaka paça gözaltına alındı. Kapılar kırılarak içeri girildi. Ortada gerçek bir gerekçe varmış gibi şeyle rortaya konuyor ve sonra da kendini savun deniyor. Bu durum Türkiye'de krize dönmüş durumda. Yandaş olmayan bir şirkete de kayyım atanabiliyor artık. HDP Belediyeleri'nde bunun denemelerini yaptılar. Şimdi de CHP'de bunu uyguluyorlar. Bazı MHP'liler sırada başkaları da var diyerek paylaşım yapıyor. Kayyım demek halkın iradesini gasp etmek demektir. Aslında öncesinden kayyımı hazırlıyorsunuz sonra Vali yapıyorsunuz ardından kayyım olarak atıyorsunuz. Bu ne demek muhalefetten intikam almak demek. Siyaseten ezemediklerini hukuk sopasıyla yenmeye çalışıyorlar. Diğer bir amaçları belediyenin kaynaklarına çökmek. İstedikleri durumda burayı büyük bir ranta çevirecekler.

Uçum: Çözüm Süreci Buzdolabında Çürüdü! Uçum: Çözüm Süreci Buzdolabında Çürüdü!

'KAYYIM REJİMİ TÜM BELEDİYELERE UZANACAK'

Eğer güçlü bir tutum sergileyip bunu geri püskürtmezsek İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne kadar uzanacak. Bu nedenle hangi parti olursa olsun ortak bir tutum ile hareket etmek zorundayız. Aksi takdirde bu kayyım rejimi tüm belediyeleri ele geçirecek.

'BAHÇELİ'NİN AKLINA BİR GECE ANSIZIN TOKALAŞMAK GELMEDİ'

Yeniden gündeme gelen çözüm sürecini de değerlendiren Hatimoğulları Bahçeli'nin Dem Partililerle tokalaşmasını ve ardındaki süreci değerlendirdi. Hatimoğulları, "Bahçeli'nin aklına bir gece ansızın tokalaşmak gelmedi. Belli ki öncesinden planlandı ancak bu iktidar bugüne kadar siyaseti de yurttaşı da o kadar ayrıştırdı ki bu durum herkese tuhaf geldi. Bizim de beklemediğimiz bir hareket oldu." dedi.

Hatimoğulları şöyle devam etti:

Bugün işçiler emekçiler grev yapmaya çıkamıyor. Çünkü iktidar bunları terör parantezine alıyor. Oysa biz Kürt sorununu demokratik bir arenada çözersek böylece daha güçlü ve örgütlü bir topluma dönüşürüz. Kadınlar şiddetsiz ve katliamsız bir ülkede yaşaması anlamına gelir. Barış ile başlayan bu süreçte emekçinin sesi de işçinin sesi de daha güçlü çıkar.

ÇÖZÜM SÜRECİNDE SELAHATTİN DEMİRTAŞ'IN ROLÜ OLACAK MI?

Bir barış süreci gerçekleşecekse bu barış herkesle yapılır. Barış herkes üzerinden yapılır. Kim kimle barışacak? Selahattin Demirtaş bizim arkadaşımızdır. Bu nedenle Demirtaş bu sürecin dışında tutulamaz.

Bugün insanlar hiç görülmemiş bir geçim sıkıntısıyla karşı karşıya. Ben daha önce bu kadar keskin bir öfke görmemiştim. Halk artık yönetimin değişmesinden, rejimin değişmesinden yana. Bütün özgürlüklerimiz elimizden alındı. Kadın cinayetleri her geçen gün artarken, 9. yargı paketi ile kadınların soyadıyla uğraşıyorlar. Bugün Kürt halklarına yapılan zulüm alevi halklarına da yapıldı. Biz artık hileli değil gerçek demokratik bir erken seçim istiyoruz.

'YENİ ANAYASAYA İÇİN TOPLUMA GİDİLMELİ'

Adliyelerde artık bırakın siyasi davaları normal dosyalar bile ilerlemiyor. Adliyelerde rüşvetten geçilmiyor. Bürokrası hantallaşmış durumda. Mevcut Anayasa uygulanmıyor. Bugün narko devlete dönüşmüş durumdayız. Sokaklarda artık çete düzeni var. Bu rejim çok ciddi tıkanıklık yaşıyor. Türkiye'nin yeni bir anayasaya ihtiyacı var ama demokratik bir anayasaya ihtiyacı var. Bunun için topluma gidilmeli. Tükriye'de farklı farklı inançlar var. Kürtler ile aleviler le bir araya gelinmeli. Çürüme artık devletin tüm kurumlarını sarmış durumda.

'EL SIKIŞMA ARDINDAKİ TÜM GELİŞMELERİ DİKKATLİCE İZLİYORUZ'

Kayyımların atandığı bir yerde demokratik anaysadan bahsemezsiniz. Demokratik bir parlamenter, güçlendirilmiş bir parlamenter için elbette biz de oluruz. Ancak hileli bir Anayasa için çıkılmış bir yolda, biz de gerekli tavrı ve tutumu ortaya koyarı. Bizler müzakereye de mücadeleye de hazırız. Eğer uzatılan el gerçekten barışa ve çözüme uzatılmışsa o zaman biz de hazırız. Ama yok bütün bunlar da hile varsa o zaman biz de mücadeleye hazırız. Bununla ilgili gerekli tecrübe ve deneyimlerimiz var.

Biz bu el sıkışma ardındaki tüm gelişmeleri dikkatlice izliyoruz. Bizimle henüz bir görüşme yapılmadığı için ne yapılmak istendiğini bilemiyoruz. Madalyonun iki yüzüne de bakıyoruz. Birinci yüzü gerçekten toplumsal bir barışı sağlamak isteriz, ikinci yüzünde aslında ortada bir barış süreci olmayacak, muhalefeti pasifleştirmek istiyoruz diyen bir taraf var. Biz madalyonun 2 yüzünü de değerlendiriyoruz.

Kaynak: artıGerçek