İnsan Hakları Derneği (İHD) Hakkari şubesi ve kayıp yakınları, 29 Aralık 1993 yılında gözaltına alındıktan sonra kaybedilen Necmi Çaçan için adalet talebinde bulundu. Yüksekova Sanat Sokağı’nda gerçekleştirilen basın açıklamasına DEM Parti ilçe yöneticileri, kayıp yakınları, 78’liler Hareketi, DEM Parti Şemdinli ilçe örgütü ve KESK katıldı. Basın açıklamasını İHD Hakkari Eş Başkanı Sibel Çapraz okudu.
Hakikatin ortaya çıkması engellendi
Çapraz, açıklamasında şu ifadeleri kullandı: "155. haftamızda gözaltına alınarak katledilen Necmi Çaçan için bir aradayız. 28 Aralık 2011 günü Şırnak’ın Uludere İlçesi Roboski Köyü sınır hattında yapılan bombalama sonucunda çoğu çocuk olan 34 sivil Kürt yurttaş katledildi. Bu katliamın hakikati, Meclis’te kurulan komisyonda, sivil savcılıkta ya da hızla geçirildiği askeri savcılıkta yeterince araştırılmadı. Anayasa Mahkemesi 'eksik evrak' dedi, AİHM ise 'iç hukuk yolları tüketilmedi' diyerek failleri korudu. Bu 13 yıllık süreçte yaratılan sis perdesiyle hakikatin ortaya çıkması engellendi ve failler cezasızlık politikasıyla korundu. İnsan hakları savunucuları olarak, Roboski Katliamı’nın karşısında hakikatin yanında yer alacak ve failler gerekli cezaları alana kadar mücadelemizi sürdüreceğiz."
20 yıllık zamanaşımı süreciyle dosya faili meçhul bırakılmak istendi
Çapraz, Necmi Çaçan’ın öldürülmesine ilişkin süreci de şu sözlerle anlattı:
"29 Aralık 1993 tarihinde Bitlis’in Tatvan İlçesi Düzcealan Köyü'ne askerlerce bir operasyon düzenlendi. Operasyonu yöneten komutan Korkmaz Tağma ve emrindeki birliklerdi. Köylüleri köy meydanında toplamaya çalışan askerler, evlerinden çıkmak istemeyenlerin evlerini kurşunladı ya da ateşe verdi. O gün evinde saklanan Necmi Çaçan, eşi ve çocuklarıyla evin arkasındaki odada kendilerini korumaya çalıştı. Eve yapılan uzun süreli taciz ateşi sonrası, askerler kapıyı açan hamile eşi Gülşen Çaçan ve çocuklarını darp etti. Necmi Çaçan’ı yerde sürükleyerek evden çıkarmaya çalışan askerlere karşı çıkan eşi, ağır şekilde darp edildi. Necmi Çaçan gözaltına alındıktan sonra ağır işkence görmüş cansız bedeni, sabah saat 06.00 sularında kızı Pınar tarafından iki köy arasında bir bölgede bulundu. Yetkililer cenazenin köye getirilmesine uzun süre izin vermedi. Ağır işkence görmüş bedeni, dini vecibeler dahi yerine getirilmeden köylüler tarafından defnedilmek zorunda bırakıldı. Olayın ardından, Tatvan Savcılığı, yapılan başvuruya 'kovuşturmaya yer olmadığına dair karar' verdi. 20 yıllık zamanaşımı süreciyle dosya faili meçhul bırakılmak istendi."
Sesimizi yükseltmeye devam edeceğiz
Sibel Çapraz, sözlerini şu şekilde tamamladı:
"Pervasız güç unsurları, dönemin 'köylerin boşaltılması' adı altındaki uygulamalarıyla birçok yurttaşımızı katletti, kaybetti ve siyasi hukuk kararlarıyla bu katliamların üzerini örttü. Biz, kayıplarımızı aramaktan ve Necmi Çaçan dosyasında sorumluların açığa çıkarılıp hukuki cezanın verilmesi için sesimizi yükseltmeye devam edeceğiz."