16 Mart 2025 tarihinde yapılan basın açıklamasına, Hakkari Şubesi Eş Başkanları Şoreş Diri ve Şadiye Kırmızıgül, Hakkari Baro Başkanı Ergün Canan, İl Genel Meclisi Üyeleri, Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) ve Demokratik Bölgeler Partisi (DEM) yöneticileri katıldı. Açıklamada, Halepçe Katliamı’nın 16 Mart 1988'de Saddam Hüseyin rejimi tarafından gerçekleştirildiği ve kimyasal silahlar kullanılarak bir soykırım yapıldığı ifade edildi.
Halepçe Katliamı: 5 Bin Kürt Hayatını Kaybetti
İHD'nin yaptığı açıklamaya göre, Halepçe Katliamı’nda 5 binin üzerinde Kürt hayatını kaybetmiş, 10 binlerce kişi de yaralanmıştır. Kimyasal silahların uzun vadeli etkileriyle bugüne kadar 43 bin 753 kişi hayatını kaybetmiş, 61 binden fazla kişi ise kalıcı sakatlıklar yaşamıştır. Bu durumu bir insanlık trajedisi olarak nitelendiren İHD, Halepçe’nin acısının hala taze olduğunu vurguladı.
Ezidi Soykırımı ve Adalet Mücadelesi
Açıklamada, Halepçe'nin acısı dinmeden, 2014 yılında IŞİD'in Ezidilere yönelik gerçekleştirdiği soykırıma da değinildi. 2014 Ağustos ayında Şengal'e yapılan saldırılarda en az 5 bin kişinin hayatını kaybettiği, binlerce kadının kaçırıldığı ve köle olarak satıldığı belirtilerek, Ezidilere ait 96 toplu mezarın tespit edildiği ifade edildi.
Kürt Soykırımı Olarak Tanınmalı
İHD, Halepçe Katliamı’nın "Kürt Soykırımı" olarak tanınması gerektiğini dile getirdi. Irak Yüksek Ceza Mahkemesi, 1 Mart 2010'da Halepçe Katliamı’nı soykırım olarak kabul etmişti. Ayrıca Norveç, İsveç, Hollanda ve İngiltere, Enfal Operasyonu'ndaki suçları soykırım olarak tanımıştı. İHD, Türkiye’nin de bu soykırımı tanımasının, adaletin sağlanması açısından önemli bir adım olacağına dikkat çekti.
"Bir Daha Asla!"
İHD, Halepçe Katliamı ve diğer soykırımların bir daha yaşanmaması için adalet mücadelesinin süreceğini belirterek, açıklamalarını "Bir daha asla!" sloganıyla sonlandırdı.
Bu açıklama, sadece Halepçe’nin acısını değil, tüm Kürt halkının yaşadığı trajedilere karşı bir adalet talebi olarak da öne çıkıyor. İHD, adaletin sağlanması için mücadelenin devam edeceğini ve insanlık onuru için sorumluların hesap vermesi gerektiğini yineledi.
