POLİTİKA

Kadın Cinayetlerine Dikkat Çeken Özgür Özel: "İktidarın Sorumluluğu Var"

CHP lideri Özgür Özel, Şehzadeler Belediye Başkanı Gülşah Durbay ile iddialara ilk kez yanıt verdi. Özel, Ne feda edecek Gülşah'ımız, ne sizden korkacak Özgür Özel var" dedi.

Abone Ol

TBMM'deki yeni yasama yılının ilk toplantısında konuşan Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, Manisa Şehzadeler Belediye Başkanı Gülşah Durbay ile ilgili iddialara dair "Hakikaten zorlanıyorum" diyerek yanıt verdi. "'Eğer bir kadın bir yere geldiyse, gayri ahlaki bir şeyi vardır.' Hiçbir CHP'li kadına bunu dedirtmem" ifadelerini kullanan Özel, "Ne feda edecek Gülşah'ımız, ne sizden korkacak Özgür Özel var" dedi.

Özel İstanbul'da Semih Çelik tarafından katledilen Ayşenur Halil ve İkbal Uzuner cinayetlerinde iktidarın sorumluluğu olduğunu belirterek, İstanbul Sözleşmesi'nden bir gede, tek imzayla çıkılmasını eleştirdi.

ROZET TAKTI

Özgür Özel partisinin grup toplantısına başlamadan önce ilk olarak, İYİ Parti'den Edirne Uzunköprü belediye başkanı seçilen ve daha sonra istifa eden Ediz Martin'in rozetini taktı. Daha sonra da eski İYİ Parti İstanbul Milletvekili Nimet Özdemir'in rozetini taktı.

Sonrasında açıklamalar yapan Özgür Özel'in konuşması şöyle:

'BU SİYASİ REJİM, KADINLARI EŞİT GÖRMÜYOR, KADINLARA İYİ GELMİYOR'

"Semih Çelik ismindeki cani iki genç kadını katletti. Tekirdağ'da ise şiddete ve istismara uğrayan 2 yaşındaki Sıla bebek yaşam mücadelesini kaybetti. Şiddeti üreten bu düzenin kendisidir. Bu canileri yaratan ve aramızda dolaştıran koşullar nedir? Bu siyasi rejim, kadınları eşit görmüyor, kadınlara iyi gelmiyor. Öyle bir süreçteyiz ki bu iktidar kadınlarımızı ve çocuklarımızı koruyamadığı gibi bu konuda atılmış olumlu adımlardan da geri adımlar atıyor. AKP'nin kadınları hedef alan politikalarının en somut örneği 2021 yılında İstanbul Sözleşmesi'nden bir gece yarısı tek imza ile çıkmasıdır."

"Bakın veriler ortada, İstanbul Sözleşmesi'nin yürürlüğe konulduğu 2012 yılından sonra kadın cinayetlerinde büyük düşüş vardı."

"İstanbul Sözleşmesi de devlet kararlılığının bir sembolüydü. Devlet bu işe kafayı taktı deyip diye düşünüp ayaklarını denk aldılar. Sonra yapılacak düzenlemeler gecikti, yapılan düzgün uygulamadı."

"Geçmişin domuz bağcıları velveleye başladı. 'İstanbul Sözleşmesi'ne hayır' dediler. Bazı sağcı partilerin de bunu söylemesiyle birlikte Erdoğan yarım oyun peşine düştü. Tek kişilik imzayla İstanbul Sözleşmesi'nden çıktı. Katiller dedi ki 'Bak artık şiddet o kadar da herkesin karşı çıktığı bir şey değil, kravatı takarım iyi halde yararlanırım.' Devlet Bey bir mafya lideri için gider ricada bulunur dönülür dolaşılır ben de araya karışırım dediler. Bu kadar politik, o kadar siyasi. Devleti kadının, çocuğun arkasından çekince durum bu olur."

"Hepimiz biliyoruz ki sözleşmeden bir imzayla çıkılamaz yani hala yürürlükte. Ama bizim iktidarımızda seçim falan beklemeden bu sözleşme derhal gerçekten uygulanacak. Tayyip Bey'e bir şey söyleyeceğim, asgari ücrete dört kere zam düşünülür dedin, bu yıl ikinciyi bile yapmadın. 17 bin lira asgari ücret verdin, ertesi gün eridi. Depremzedeye söz verip yerine getirmedin. Madem hiçbir sözünü tutmuyorsun şu HÜDA Par'lılara domuzbağcılara verdiğin sözü de tutma o zaman, lanet olsun!"

KAPALI 'İSRAİL' OTURUMU: KAHVEDE BİRİ SÖYLESE 'DELİ MİSİN' DENİR

"Grubumuz birazdan kapalı oturuma katılacak. Bu ülkenin Cumhurbaşkanı, Meclis kürsüsünden dedi ki; 'İsrail'in bir sonraki hedefi Türkiye.' Bunu deyip dönüp arkanı gidiyorsun, bu o kadar kolay değil. Kapalı oturumda daha net değerlendirmelerde bulunacağız. Bunun akla yatan tarafı yok. Kahvede biri söylese 'Deli misin' denir. Kendi gelmedi. Birazdan iki bakanı gelecek bize bilgilendirme yapacak. Bu toplantının tutanakları 10 yıl açıklanmayacak. İçeride söylenmeyeni gelip burada ifşa ederiz. Kimse İsrail'in ülkeye saldırması gibi yakın veya orta vadeli bir tehdidi görmezken bir yandan da 22 yıl sonra 31 Mart'ta seçim kaybetmişken, ekonomiyi çözemiyorken, vatandaşa yapılan bütün anketlerde birinci sorun ekonomi, ikincisi işsizlik iken, güvenlik sorunu zirvedeyken ülkenin Cumhurbaşkanı, bu şapkayla parti lideri refleksi gösteriyorsa iş başka."

"Bağımsız Filistin bizim davamızdır. Türk solunun, Ecevit'in, Deniz Gezmiş'in davasıdır."

İSRAİL İLE TİCARET CAYIR CAYIR DEVAM EDİYOR

"Saldırılar Ekim 2023'te başladı. İsrail ile ticareti kes dedik. İnkar ettiler. Nisanda yazıyı çıkardılar "İsrail ile ticaret yasaklandı" diye. O güne kadar aylarca 90 milyar TL'lik mal satılmış. Bunun 20 milyarı savaş malzemesi"

"İsrail ile ticaret cayır cayır devam ediyor. İthalatta İsrail meyşınıyla ürünlerin 3. ülkelere satılıp gelmesi yasaklanmamış. Bu mal nereye gidecek sorusu yasaya konmamış. Türk gemilerinin İsrail limanlarına girmesi yasaklanmamış"

"Ey Erdoğan sen mi samimisin biz mi samimiyiz?"

"Vatandaş, 'İsrail Türkiye'te saldırcakmış' diye konuşulsun istiyorlar. Oysa millet cep telefonunun faturasını konuşuyor."

"Cep telefonunu lüks diye gören şunu bilsin hamal, su tesisatçısı, elektrikçi, boyacı cep telefonuyla bulunuyor. Yoksulların buna erişimi işlerini de engelliyor. Türk Telekom devletin, Turkcell devletin, dünya devi Vodafon'la da anlaşmışlar 700 liralık faturayı 2 bin 300 liraya çıkarmışlar. Şimşek'in onayı yoksa Erdoğan'ın vardır. Senin cebine elini atan Erdoğan'dır."

"İstanbul'da ev tutarsan aç kalırsın, karnını doyurursan sokakta kalırsın."

"Eksi enflasyon beklediler yüzde 3 geldi. Dünyadaki 83 ülkeden yüksek. Enflasyonu tek haneye indirmek için masal bitmez. Enflasyonu eksi yapmadan fiyatlar düşmez. Bundan sonra ekonomi masamızın desteğiyle iş dünya, emek örgütleri ile ev hanımlarıyla, asgari ücretle çalışanlarla konuşmaya devam edeceğiz."

İMAMOĞLU'NUN 'AHMAK' DAVASI VE 'SİYASİ YASAK' GÜNDEMİ

"Bu meselenin özü İmamoğlu'na siyasi yasak getirme değildir. Türk milletine kendisine kime yöneteceği konusunda seçme yasağı getirmektir. Günü geldiğinde Ekrem İmamoğlu aday olursa onu seçemezsin diye millete direnmektir."

"Mesele milletin seçme hakkına saldırıdır. Bu millet seçme hakkını elinden aldırmaz."

GÜLŞAH DURBAY İDDİALARI

"Siyaset kolay değil, her türlü saldıraya açık olacaksın. Sen dava arkadaşına bakacaksın."

"Bir takım yalanlar uydurdular. Akılları sıra genel başkanı yıpratacağız diye, 18 yaşında bu partiye üye olmuş, Manisa'nın tam mutabakatıyla... (Salon ayağı kalkarak uzun süre alkışladı)

"Gülşah Durbay, Şehzadeler'i, merkez ilçeyi, Cumhuriyet tarihinde hiç kazanmadığımız ilçeyi çalışkanlığıyla, dürüstlüğüyle kazandı."

"Hakikaten zorlanıyorum. Bu kadar ahlaksızlığa, çirkinliğe..."

"Son hafta bu yalanı yayan hesaplar, 'İYİ Parti Manisa'da ilçeleri alıyor' deyip, maniplülasyon yapıyorlardı. Şimdi döndüler bana saldırmak için, Gülşah'ın hastanede yattığı belli günleri ahlaksız bir iftiraya dönüştürdüler."

"Çocukluğundan beri bağırsak hastası. En yakında takip edeni benim. evladımız bizim. O kitle kötü huylu çıktı, akıllı ilaç da olmadı. Kemoterapi için hastaneye yatacağı günü bekleyip, benim Antalya'ya gittiğim günü bekleyip o haberi yazdırdılar. Ben uçaktayken, evladım Gülşah kemoterapideyken, o haberi yazdılar. Gülşah ben açıklayacağım, dedi. Aslanlar gibi derdini herkese anlattı. Biz bu iktidarı tüm kötülüğüne rağmen yeneceğiz. Ama yenerken, cesaretimizle, temizliğimizle, onurumuzla yeneceğiz. O yayanlar neredeymiş? CHP'li gibi görünenleri son seçimde görenler var mı?"

"Bu kişiler CHP'li değiller! Bu oyuna gelelim istiyorlar: Bir kadın bir yere gelmek için bir erkeğin bir şeyi olmalıdır, o adam isterse o kadın oraya gelebilir.' O kadının yıllarca verdiği emeğin, çalışmanın, afişler asmanın hiç önemi yok. 'Eğer bir kadın bir yere geldiyse, gayri ahlaki bir şeyi vardır'. Hiçbir CHP'li kadına bunu dedirtmem, derdirtmeyeceğiz."

"Bu partiye dışarıdan saldıranlar, bir adım geri adım atarsam namerdiz! Partili olmadığı halde bir yerden yüz bulup fırsat yakalayanlar kendine mevki makam bulanlar o ahlaksızlar, alnınızı karışlamazsam namerdim. Ne feda edecek Gülşah'ımız, ne sizden korkacak Özgür Özel var."