Konya’nın Meram ilçesinde 30 Temmuz’da Dedeoğulları ailesinden 7 kişinin yaşamını yitirdiği ırkçı katliama ilişkin başlatılan soruşturma devam ediyor. Dedeoğulları’nın avukatı Abdurrahman Karabulut, olayda sorumluluğu bulunan kamu görevlileri hakkında Konya Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu. Dilekçede, Dedeoğulları ailesine 12 Mayıs’ta gerçekleşen ırkçı saldırı hatırlatılarak, tedbir alınmaması sonrası yaşananların detaylarına yer verildi.
Dilekçede, Konya İl Emniyet Müdürü, Meram İlçe Emniyet Müdürlüğünden sorumlu İl Emniyet Müdürü Yardımcısı, Meram İlçe Emniyet Müdürü, Lalebahçe Polis Merkezi Amirliğinden Sorumlu İlçe Emniyet Müdür Yardımcısı, Lalebahçe Polis Merkezi Amiri , Lalebahçe Polis Merkezi Amirliği'nden Çalışan Kusurlu Personel, dosyanın Cumhuriyet Savcısı, Konya 5'nci Sulh Ceza Hakimi, Konya 3'ncü Sulh Ceza Hakimi ve diğer kamu görevlileri hakkında "Kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi" ve "Görevi kötüye kullanma" suçlamalarından işlem yapılması talep edildi.
TALEPLER DİKKATE ALINMADI
Berivan Altan'ın Mezopotamay Ajansı'nda yer alan haberine göre dilekçede, 12 Mayıs'ta meydana gelen saldırıya ilişkin gözaltına alınan Ayşe Keleş, Lütfü Keleş, Veli Keleş, Ali Keleş ve Yahya Çalık'ın tutuklandığı, Ali Keleş, İbrahim Keleş ve Ramazan Çalık'ın "maktulleri öldürme teşebbüs ettiklerine" suçlamasına rağmen Konya 5'nci Sulh Ceza Hakimliği tarafından serbest bırakıldığı hatırlatıldı. Saldırıya ilişkin yapılan itirazların dikkate alınmadığı belirtilen dilekçede, “Tutuksuz olan şüphelilerin tutuklanması, maktuller lehine ‘uzaklaştırma ve koruma tedbirinin’ uygulanması, faillerden Şerife Çalık hakkında işlem yapılması ve bir kısım soruşturma tedbirlerine başvurulması talep edilmesi dikkat çekilirken, Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından taleplerimiz dikkate alınmadığı ve taleplere ilişkin herhangi bir işlem yapılıp, yapılmadığına dair bizlere bir tebliğ yapılmadı” denildi.
TAHLİYE KARARI TEBLİĞ EDİLMEDİ
Faillerin tutuklanması için yaptıkları başvuruların dikkate alınmadığının belirtildiği dilekçede, Konya Cumhuriyet Başsavcılığı'nın katliam faili olan Mehmet Altun'un ablası Ayşe Keleş'in tahliyesini talep ettiğini, bu talebin ise Konya 3'ncü Sulh Ceza Hakimliği tarafından kabul edildiğine de yer verildi. Ayşe Keleş'in tahliye edilmesinin kendilerine tebliğ edilmediği ve bu karara karşı itiraz etme imkanı verilmediğine dikkat çekilen dilekçede, aynı sorunun Ali Çalık, Yahya Çalık ve Veli Keleş'in tahliye edilmesinde de yaşandığı belirtildi.
TEDBİR ALINMAMASININ SONUCU
Dilekçede, katliama dair şunlar belirtildi: "Cumhuriyet Savcısı ve Sulh Ceza Hakimleri tarafından olayın failleri ödüllendirilircesine serbest bırakılmıştır. Cumhuriyet Savcısı hiçbir talebimizi dikkate almamış, şüphelilerin tutuklanmasına ya da maktullerin korunmasına yönelik işlem yapmamıştır. Halbuki kanunen emniyet personelinin ve Cumhuriyet Savcısının, maktullerin korunmasına yönelik bir yükümlülüklerinin olduğu açıktır. Kasıtlı bir şekilde meydana gelen bu ihmal zinciri neticesinde, 30.07.2021 tarihinde Ayşe Keleş'in erkek kardeşi ve diğer şüphelilerin akrabası olan Mehmet Altun, maktullerin evine gelmiş ve vahim bir şekilde tüm maktulleri öldürmüştür. Mehmet Altun bu eylemini, akrabası olan şahısların azmettirmesi ile gerçekleştirmiştir. Eğer emniyet görevlileri ve Cumhuriyet Savcısı gerekli koruma tedbirlerini alsa idi ya da Cumhuriyet Savcısı ve Sulh Ceza Hakimleri keyfi bir şekilde şahıslar serbest bırakmasa idi bu cinayet olayı gerçekleşmeyecektir.”
GÖREVLİLERİN SUÇLARI
Koruma talepli başvurulara dair de gerekli önlemlerin alınmadığı hatırlatılan dilekçede, suçlamalara dair şu tespitlere yer verildi: “İlgili mevzuat gereğince, emniyet ve savcılığın koruma tedbiri alma konusunda icrai bir yükümlülüğü bulunmaktadır. Bahse konu makamlar, icrai yükümlülüklerini yerine getirmemiş, bunun sonucu olarak maktuller silahlı saldırı sonucu vefat etmiştir. Mezkur makamlar da icra yükümlülüğünü ihlal etmişler, bunun sonucunda failler serbest kalmış ve neticeten maktullerin öldürülmesine iştirak etmişlerdir. Bu suretle, kamu görevlisi olan şüpheliler ‘Kasten Öldürmenin İhmali Davranışla İşlenmesi’ suçunu işlemişlerdir. Olay kapsamında şüpheliler, maktullerin korunmasına yönelik görevlerini yapmayarak ve tutuklanması gereken kişileri serbest bırakarak görevlerinin gereklerine aykırı davranmış, bunun sonucu olarak maktullerin ölümüne ve dolayısıyla mağduriyetine sebep olmuş, neticeten görevi kötüye kullanma suçunu işlemiştir.”
AİHM KARARI
Dilekçede, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) etnik kökene dayalı katliamlara işaret edilerek, "Kamu görevlileri hakkında müsnet suçlardan soruşturma işlemlerinin yürütülmesini, yapılacak soruşturma neticesinde, şüpheliler hakkında üzerlerine atılı suçlardan kamu davası açılmasını talep ederiz" denildi.