‘KÜRESEL GÜNDEMİ MEŞGUL EDEN ENFLASYON’UN BELİ!..
Gerek ekonomi yönetiminin gerekse Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın enflasyona ilişkin açıklamaları, popülist söylemin ezberlerine dönüşüyor yeniden... “Enflasyonun belini kırdık, etkilerini de önümüzdeki süreçte sileceğiz. Biz hep, ‘Çalışanlarımızı ve emeklilerimizi enflasyona ezdirmeyeceğiz’ dedik ve hamdolsun sözümüzü tuttuk” cümlesi, Cumhurbaşkanı’nın son açıklamalarından biri. Bir diğer dikkat çekici tanımsa, ‘küresel gündemi meşgul eden enflasyon’! Türkiye küresel enflasyon liginde zirveye oynarken ve gelişen ekonomiler arasında açık ara negatif ayrışırken, enflasyonu böyle tanımlamak biraz ilginç oluyor açıkçası... Ve enflasyonun belinin sadece TÜİK verilerinde kırıldığını da belirtmekte fayda var! Zira çalışanlar ve emeklilerin beli çarşı-pazarda çoktan kırıldı bile!
TCMB’NİN ZORUNLU KARŞILIK HAMLESİ MEVDUAT FAİZLERİNİ TOPARLADI
Kısa bir süre öncesine kadar bankacılık sistemi açısından risk taşıyan mevduat faizlerindeki düşüş eğilimi, TCMB’nin yaptığı zorunlu karşılık hamlesi sonrasında yeniden artışa geçti. Bu hamlenin ardından, mevduatların ağırlıklı bölümünü oluşturan üç aya kadar vadeli mevduatlarda ortalama faiz 2.78 puan artışla yüzde 44.5 seviyesine yükseldi. TL mevduatın yeniden cazip hale gelmesi için bu önemli bir gelişme, ancak döviz ve altında pozisyon alanlar için hala bu faizlerin ne kadar cazip olduğu oldukça tartışmalı. Mevduat faizlerinin, TCMB’nin bundan sonraki politika faizi artırımlarına göre şekillenmesi beklenmeli. Bu, aynı zamanda KKM’den çıkışların TL mevduata yönelip yönelmeyeceğini de belirleyecek bir unsur.
NİHAYET KKM HACMİ 3 TRİLYON TL BARİYERİNİN ALTINA GERİLEDİ
TCMB'nin yeni düzenlemesiyle kur korumalı mevduatta (KKM) zorunlu karşılık oranı yükseltildi ve döviz deposu için TL türüne ilave zorunlu karşılık oranı getirildi. Bu düzenlemeyle, 3 Kasım haftası itibarıyla, KKM toplamı 2.92 trilyon TL’ye geriledi. Dolar cinsinden KKM büyüklüğü 103.2 milyar dolara düştü. Son dönemlerde yapılan düzenlemeler bankaları KKM’den uzaklaştırmayı amaçlıyor, ancak KKM’den çıkışlar beklentilerin altında kalıyor. KKM’nin daha hızlı çözülebilmesi, TL mevduat faizlerinin daha cazip gelmesine bağlı. Yoksa tasarruf sahipleri KKM’den döviz mevduata ya da altına geçmeyi tercih edebilir. Mevduat faizlerindeki yukarıya doğru hareket KKM’den çıkışları da hızlandıracak. KKM’deki hacmin bir an önce eritilmesi gerekiyor, çünkü herhangi bir kur şokunun yaratacağı yük Türkiye ekonomisini ciddi biçimde zorlayabilir.
EKONOMİDE SOĞUMA KREDİ HACİMLERİNE YANSIYOR
Ticari kredilerde büyüme yüzde 20 seviyesine tutunamadı. 3 Kasım haftasında 13 haftalık, yıllıklandırılmış ve kur etkisinden arındırılmış büyüme ticari kredilerde yüzde 18.94 oldu. Bir önceki hafta ticari kredilerde büyüme yüzde 20’nin üzerine çıkarak beş ayın zirvesini görmüştü. Veriler tüketici kredilerindeki soğumanın da hız kesmeden sürdüğünü gösteriyor. Bankacılık sektörünün kredi hacmi 3 Kasım itibarıyla 71.3 milyar lira arttı. Tüketici kredilerinin tutarı 1 milyar 236 milyon lira artışla 1 trilyon 459 milyar 121 milyon liraya yükseldi. Bu kredilerin 442 milyar 990 milyon lirası konut, 88 milyar 69 milyon lirası taşıt ve 927 milyar 61 milyon lirası ihtiyaç kredilerinden oluştu. Bu dönemde taksitli ticari kredilerin tutarı 15 milyar 997 milyon lira artarak 1 trilyon 289 milyar 228 milyon liraya çıktı.
KREDİ KARTI GERİ ÖDEMELERİNDE SIKINTI ADIM ADIM GELİYOR
Türkiye'de kredi kartı harcamaları rekor düzeyde artıyor. 2023’ün ilk 10 ayında kredi kartı borçları yüzde 119 artışla 991 milyar liraya çıktı. Gıda enflasyonu başta olmak üzere fiyat artışları sebebiyle, dar ve orta gelirliler, maaşları yetersiz kaldığından dolayı gündelik hayatlarını sürdürebilmek için kredi kartlarına yükleniyor. Kredi kartı faizlerinin artmasına karşın, kredi kartı harcamaları düşmüyor. Aralık 2022’de bu tutar 452 milyar lira civarındaydı. Kredi kartı harcamalarındaki bu artış, borç ödememe oranını da etkiliyor. Şu anda borç ödememe oranı yüzde 11.7. Her 100 kişiden 12’si borcunu ödeyemediği için yasal takibe düştü. Bir önceki yıl bu oran yüzde 7.4’tü.
SANAYİ ÜRETİMİ ÜÇ AYDIR DÜŞÜŞTE
Ekonomide soğumanın etkileri düşük de olsa sanayi üretiminde daralmayı getiriyor. TÜİK verilerine göre, sanayi üretimi eylül ayında aylık yüzde 0.1 gerileyerek üçüncü ay üst üste aylık daralma kaydetti. Yıllık sanayi üretimi büyümesi yüzde 4 olarak gerçekleşti. Eylül ayında imalat sanayi aylık bazda değişim göstermezken madencilik ve taş ocakçılığı yüzde 1.4 büyüdü, elektrik, gaz, buhar ise yüzde 2 daraldı. Yıllık bazda imalat sanayi yüzde 3.7; madencilik ve taş ocakçılığı yüzde 9.1, elektrik, buhar, gaz yüzde 4.2 artış kaydetti. Dayanıklı tüketim malı üretimi aylık yüzde 2.5 yıllık yüzde 6.1 büyüdü. İmalat sanayindeki durgunluk sanayi üretimindeki daralmanın devam edeceğinin bir göstergesi olarak okunabilir. İhracata yönelik sektörlerdeki artışlar şimdilik daralmanın sınırlı kalmasını sağlıyor. Sıkılaştırma önlemlerinin etkilerinin artmasıyla birlikte, iç piyasaya yönelik üretim yapan sektörlerde daralma oranı artış gösterebilir.
TURİZM GELİRLERİNDE HEDEF TUTMAYACAK, AMA YİNE DE RAKAMLAR UMUT VERİCİ
Turizm geliri temmuz, ağustos ve eylül aylarından oluşan üçüncü çeyrekte bir önceki yılın aynı çeyreğine göre yüzde 13.1 artarak 20 milyar 225 milyon 317 bin dolar oldu. Bu aynı zamanda çeyrekler bazında bir rekor. İlk üç çeyrekte turizm geliri 42 milyar dolara yükseldi. Hükumetin 2023 için turizm geliri hedefinin 56 milyar dolardı. Bu rakama ulaşılması pek mümkün görünmüyor, ama yine de rakamlar sevindirici. Türkiye’den çıkış yapan ziyaretçi sayısı 2023 yılı üçüncü çeyreğinde bir önceki yılın aynı çeyreğine göre yüzde 6.8 artarak 22 milyon 428 bin 234 kişi oldu. Ziyaretçilerin yüzde 12’sini 2 milyon 687 bin 458 kişiyle yurtdışında ikamet eden vatandaşlar oluşturdu. Üçüncü çeyrekte Türkiye’den çıkış yapan ziyaretçilerin gecelik ortalama harcaması 103 dolar oldu. Yurtdışında ikamet eden vatandaşların gecelik ortalama harcaması ise 74 dolar. Kişi başına harcamalar dikkate alındığında, hala rakiplerimizin oldukça gerisindeyiz.
İNŞAAT MALİYETLERİNDE BİR YILDA YÜZDE 67.93 ARTIŞ
Emlak sektöründe, özellikle de konut satışlarında durgunluk sürecine girilmişken, bir kötü haber de ‘inşaat maliyet endeksi’nden geldi. İnşaat maliyet endeksi, 2023 Eylül ayında bir önceki aya göre yüzde 2.46 arttı, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 67.93 yükseliş kaydetti. Bir önceki aya göre malzeme endeksi yüzde 3.39, işçilik endeksi yüzde 0.3 yükseldi. Bir önceki yılın aynı ayına göre malzeme endeksi yüzde 54.15, işçilik endeksi ise yüzde 114.5 arttı. Özellikle merkez ilçelerdeki yaşlı konutlara talebin bariz şekilde azalması emlak sektöründe durgunluğun temel nedeni. Ancak inşaat maliyetlerinde özellikle son iki yıldır yaşanan artış, yeni inşaatların fiyatlarını erişilmez kılıyor. Bu maliyet artışının emlak piyasasında durgunluğu daha da artırması muhtemel.
OTOMOTİV SEKTÖRÜNÜ DURGUN BİR YIL BEKLİYOR
Pandemi sürecinde zorlu bir sınav veren, ardından çip krizi sebebiyle arz sıkıntısı yaşayan otomotiv sektörü, bir de akıldışı ‘Türkiye Ekonomi Modeli’nin sonuçları sebebiyle yoğun bir taleple karşılaşmıştı. Düşük faizler ve döviz kurunun baskılanması sebebiyle, otomobil karlı bir yatırım aracı olarak görülmeye başlamış ve yaşanan bu yapay talep sektörde sorunlara neden olmuştu. Şimdiyse ekonomik soğumanın etkileriyle yeni bir sınav vermeye hazırlanıyor sektör. Toyota Türkiye Pazarlama ve Satış A.Ş. CEO’su Ali Haydar Bozkurt, 2024 yılında pazarın daralacağını belirtiyor. Bozkurt, araç fiyatlarında yükseliş, kredi maliyetleri, krediye ulaşmada zorluk ve kısıtlar sebebiyle, pazarda yüzde 30-35 civarında bir daralma öngörüyor. Bu beklenti gerçek olursa, 2024 yılında, otomobil ve hafif ticari dahil olmak üzere 750-800 bin civarında bir pazar hacmi söz konusu olacak.
İŞSİZLİK ÖNCE KADINLARI VURUYOR
DİSK-AR’ın ‘İşsizlik ve İstihdamın Görünümü’ raporuna göre, kadın işsizliği tüm işsizlik türlerinde en yüksek kategori olmaya devam ediyor. Eylül 2023 itibarıyla, kadınlarda mevsim etkisinden arındırılmış dar tanımlı işsiz sayısı 1 milyon 448 bin ve geniş tanımlı işsiz sayısı 4 milyon 133 bin olarak gerçekleşti. Erkeklerde ise dar tanımlı işsiz sayısı 1 milyon 721 bin ve geniş tanımlı işsiz sayısı 4 milyon 184 bin oldu. Eylül 2023’te mevsim etkisinden arındırılmış dar tanımlı işsizlik oranı erkeklerde yüzde 7.5, kadınlarda yüzde 12.3 seviyesinde... Geniş tanımlı işsizlik (âtıl işgücü) erkeklerde yüzde 17.3, kadınlarda ise yüzde 29.9 olarak hesaplandı. Geniş tanımlı kadın işsizliğiyle geniş tanımlı erkek işsizliği arasındaki fark 12.6 puan! Kadınlar her konuda olduğu gibi, istihdam konusunda da eşitsizliği yaşamaya devam ediyor.
KÜRESEL İKİ DEVİN LİDERLERİ APEC’TE BİR ARAYA GELİYOR
Küresel ekonominin iki devi ve aynı zamanda ezeli rakipleri, 15 Kasım APEC toplantısında bir araya gelecek. ABD Başkanı Joe Biden ve Çinli mevkidaşı Şi Cinping’in yapacakları açıklamaları dünya merakla bekliyor. Bu iki liderin ilk görüşmesi olacak. Biden’ın askeri konular dahil olmak üzere yapay zeka ve Çin’de tutuklu olan Amerikalılar hakkında konuşması bekleniyor. Ama mesele ne demokrasi ne de insan hakları... Tabii ki asıl mesele, küresel ekonomi ve küresel siyasette, sonu sıcak çatışmaya bile varabilecek bir güç mücadelesi. Dünyanın üretim üssü olmayı sürdüren Çin, yeni teknolojiler konusunda da ABD’nin önüne geçmek üzere... Pekin, ABD’nin ekonomik hegemonyasını sarsmayı sürdürüyor. Başta Afrika olmak üzere pek çok pazarda etkinliğini hızla artıran Çin’i, Washington’ın izole etme imkanı da pek kalmamış gibi görünüyor. Bu sebeple, ABD Pasifik’teki müttefikleriyle Çin’i askeri abluka ve siyasi baskı altına almaya çalışıyor.
AMB, ENFLASYONLA MÜCADELEDE TEMKİNLİ TUTUMUNU SÜRDÜRÜYOR
Avrupa Merkez Bankası Başkanı (AMB) enflasyonla mücadeleyi sürdürmeye kararlı görünüyor. AMB Başkanı Christine Lagarde, mevduat faizini yüzde 4’te tutmanın enflasyonu dizginlemek için yeterli olacağını, ancak yetkililerin ihtiyaç duymaları halinde borçlanma maliyetlerini yeniden yükseltmeyi düşüneceklerini açıkladı. Yani kısa vadede ekonomiyi soğutma önlemlerinden taviz verilmeyecek. AMB’nin hedefi enflasyonu yüzde 2 seviyelerine getirebilmek. AMB’nin endişelerinden biri de enerji fiyatları... İsrail-Filistin savaşının seyri, zaten yükselme eğiliminde olan enerji fiyatlarını sıçratabilir. Lagarde, “Enflasyonda yüzde 2.9’luk son manşet verinin uzun süre hafife alınacak bir şey olduğunu varsaymamalıyız” diyor. AMB net tutumunu sürdürürken, Euro Bölgesi’ni gelecek yıl da durgunluk bekliyor.
AMERİKALILARI ‘İNATÇI ENFLASYON’ KORKUSU SARDI
Uzun bir zamandır ilk kez bu kadar uzun süreli bir enflasyon döngüsünü yaşayan Amerikalılar’da uzun vadeli enflasyon beklentisi de artıyor. ABD’li tüketicilerin uzun vadeli enflasyon beklentisi Kasım ayında 2011’den beri en yüksek seviyeye ulaştı. Yüksek faiz oranları ve ekonomik görünüme dair endişeler bu yükselişte etkili oldu. Tüketiciler beş ila 10 yıl içinde yıllık enflasyonun yüzde 3.2’ye yükselmesini bekliyor, önceki ay yapılan ankette bu oran yüzde 3’tü. Gelecek yıl için enflasyon beklentisi de yüzde 4.2’den yüzde 4.4’e yükseldi. Bu kötümser beklentinin bir sebebi de Fed yetkililerinin bazen muğlak bazen de birbirleriyle çelişen açıklamaları...
GazeteDUVAR