GÜNDEM

Kritik gün 27 Eylül: HDP tutum belgesini açıklayacak

Millet İttifakı ve Cumhur İttifakı’nın dışında üçüncü yolu çizmek mümkün

Abone Ol

Meclis’in tatile girmesi ve Anayasa Mahkemesi tarafından açılan kapatma davasının ardından yurdun dört bir yanında 71 merkezde halkla ve çeşitli kitle örgütleri ile buluşmalar gerçekleştiren HDP yönetimi, bu temasların ardından ortaya çıkan Demokrasi Çağrı Belgesi’ni 27 Eylül’de kamuoyuna duyuracak.

Hakkari’den İzmir’e kadar ülkenin birçok noktasında seçmenleri ile bir araya gelen HDP yönetimi, seçim süreci, yönetim sisteminde değişiklik ve olası bir geçiş süreci ile ittifak ilişkileri konularında kendi kırmızı çizgilerini ortaya koyan bir belge hazırlıyor.

Birgün’den Hüseyin Şimşek’in haberine göre, Eski Eş Genel Başkan Selahattin Demirtaş’ın da “tutum belgesi” olarak açıkladığı Demokrasi Çağrı Belgesi’nde, özellikle seçim sürecinde yan yana gelecek örgütler ve siyasi partilere dönük “müzakere şartlarının” yer alacağı öğrenildi.

‘MECBUR DEĞİLİZ’

Edinilen bilgiye göre, Demokrasi Tutum Belgesi’nde, özellikle seçmenlerin, “HDP’nin Millet İttifakı ve Cumhur İttifakı dışında üçüncü bir yol çizmesine” dönük isteği vurgulanacak. HDP’nin iki ittifaka da mecbur olmadığı ve demokrasi temelinde kendi ittifakını oluşturabileceği kaydedilecek belgede, özellikle Millet İttifakı'nın HDP ile yol yürümek istemesi durumunda sunulacak müzakere şartları da yer alacak.

Seçimlerin hemen ardından Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin terk edilmesi, bu karar alındığında yaşanacak geçiş sürecinde tahrip edilen kurumların ülkedeki tüm kesimlerin taleplerini kapsayacak şekilde yeniden inşası partinin "Olmazsa olmaz" kriterleri arasında yer alacak. Yerel seçimlerde olduğu gibi HDP’nin herhangi bir ittifakta yer almaması ve dolaylı yoldan bir ittifakı desteklemesi ise benimsenmiyor. HDP yönetimi, kendileri ile yan yana görünmek istemeyen kesimlerle bir araya gelmeyeceğini de kamuoyuna duyuracak.

HDP’nin bu kriterler dışında, özellikle tahrip olan kurumların yeniden inşası sürecinde sorumluluktan kaçmayacağı, üzerine düşen tüm görevleri yerine getireceği ifade edilecek ancak eşit temsiliyet, hukuk devletinin yeniden inşası, anadil sorununun çözümü, bölgesel eşitsizliklerin giderilmesi, cezaevlerindeki anti demokratik uygulamaların kalıcı olarak sona ermesi gibi müzakere koşullarının olacağı dile getirilecek