Türkiye Milli Eğitim Bakanlığına bağlı orta okullarda 2021-2022 eğtim ve öğretim döneminde okutulacak seçmeli dersleri seçme süreci başladı. Öğrencilerin tercih ettikleri desleri 4 – 22 Ocak 2021 tarihleri arasında okul müdürlüklerine bildirmesi gerekiyor.

Bu kapsamda sosyal medya üzerinden Kürtçe’nin seçmeli ders olarak seçilmesi için değişik kampanyalar yürütülüyor.

Kampanyaların birinde, “Değerli anne ve babalar, çocuklarınızın kendi anadilini öğrenmesini istiyorsanız, Yaşayan Diller bölümünden Kurmanci veya Zazakî’yi seçmeleri için teşvik edin” şeklinde çağrı yapıldı.

Kürtçe neden tercih edilmedi

Türkiye’de, Eylül 2012’de yayımlanan yönetmenlikle, yabancı dil kontenjanında yaşayan dil ve lehçe adı altında Kürtçe seçmeli dersi Milli Eğitim Bakanlığının (MEB) müfredatına girdi.

Müfredat, 12 yıllık mecburi Türkçe eğitiminin 5, 6, 7 ve 8’inci sınıflarında, öğrencilerin bir sınıf ya da yeterli grup oluşturacak sayıya ulaşması halinde haftada 2 saat Kürtçe (Kurmancî, Kirmançkî) ders alınabileceği yönündeydi.

Aynı yıl 28 ilde Kürtçe (Kurmanci-Zazaki) dersini 18 bin 847 öğrenci seçti.

Ancak geride kalan zaman içerisinde değişik gerekçelerle özel Kürtçe kurslar engellendiği gibi okullarda da Kürtçe seçmeli derslere devam edilmedi.

MEB’in “Kürtçe seçmeli ders haritası”na göre, birçok illerde 10 rakamına ulaşılamadığı için Kürtçe seçmeli ders olarak okullarda yerini alamadı.

Fakat seçmeli Kürtçe dersini talep eden öğrencilerin ailelerine göre, kimi okul müdürleri yeterli derslik olmadığı için öğrencilere Kürtçeyi seçtirmedi, kimilerine göre de Kürtçe öğretmeni olmadığı için Kürtçe’yi seçenler başka derslere kaydırıldı.

Artuklu Üniversitesi’nde yüksek lisans yapan Mem Wenda, Rûdaw’a yaptığı açıklamada, “Ben tez ile yüksek lisans yaptım ama şimdi sadece tek bir üniversitede Kürtçe doktora tezlerini kabul ediyorlar ve ancak 4-5 kişi alıyorlar. Doktora yaptıktan sonra yolunuz kapalı, bir üniversitede akademisyen olarak çalışamıyorsunuz” dedi.

Yılmaz Güney’in 40. Yılında Yeni Bir Biyografik Gösterim: "Dayım Yılmaz Güney" Yılmaz Güney’in 40. Yılında Yeni Bir Biyografik Gösterim: "Dayım Yılmaz Güney"

2011 yılında Mardin Artuklu Üniversitesi'nde Kürt Dili ve Edebiyatı Bölümü açıldı. Daha sonra Bingöl Üniversitesi, Muş Üniversitesi, Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi ve Diyarbakır Üniversitesi'nde de aynı bölüm açılarak derslere başlandı.

Bu üniversitelerde Kürtçe öğretmeni yetiştirmek için bazı bölümlerden mezun olanların, Kürtçe öğretmenliği yapabilmesi için tezsiz master adı altında yoğun bir program gerçekleştirildi ve bütün bu üniversitelerden 2 binden fazla insan eğitim alarak öğretmen olmaya hak kazandı.

"Kürt sorununun çözümünde önemli rolü olur"

Ancak öğretmen eksikliğinden bu beş üniversitede 2020’de sadece 14 öğrenci Kürtçe için başvuruda bulundu.

Araştırmacı yazar M. Xalid Sadini’ye göre, Türkiye'de Kürtlerle ilgili olarak var olan sorunların çözümünde anadil anahtar bir işlev görüyor.

Sadini, Independent Türkçe'ye yazdığı yazıda, “Zira bu ders Kürtçe'ye toplumsal yaşam içinde bir meşruiyet kazandıracağından, kördüğüm ve travma haline gelen Kürt sorunun çözümünde önemli bir rolü olabilir” diyor ve son sözünü şöyle özetliyor:

“Yazıktır, günahtır ve ayıptır. Bu memleket de sorunun çözümü kolaydır ve bu toplumda aidiyet duygusunu geliştirecek, dayanışmayı arttıracak yegane şey Kürtçe eğitimin önünü açmakla mümkündür