Fransa’nın en prestijli yayın organı Le Monde, bugün ‘‘Türkiye nereye gidiyor’’ başlıklı bir ilave satışa sunuldu.
100 sayfadan oluşan ek, 8 euro 90 cent’ten piyasaya sürülürken, e Monde’un İstanbul muhabiri Marie Jégo ekin internet sitesinde yer alan tanıtım makalesini kaleme aldı.
'TÜRKİYE BİZİ BÜYÜLEDİĞİ KADAR ENDİŞELENDİRMEKTE'
‘‘Coğrafi konumu, 83 milyonluk nüfusundan kaynaklı demografik gücü ve ekonomik dinamizmi sayesinde kaçınılmaz olarak bir bölgesel güç olan komşumuz Türkiye, bizi büyülediği kadar endişelendirmektedir de’’ diyerek yazını açan Jégo, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın on bir yıllık başbakanlık ve yedi yıllık cumhurbaşkanlığı döneminde önce Türkiye’de ‘‘ekonomik mucize yarattığını" ardından "Suriye, Libya, Kuzey Irak ve Kafkasya’da ordusunu ve paralı askerlerini sahaya sürerek geleneksel ortakları Avrupa ülkeleri ve Amerika Birleşik Devletleri’ni öfkelendirdiğini" dile getirdi.
'AVRUPA'YA DEMİR ATMA ARZUSU, ORDUYU BAŞINDAN DEFETME TAKTİĞİ'
Erdoğan’ın başbakan olarak iktidara geldiğinde Türkiye’yi Avrupa Birliği’ne sokma yaklaşımının öne çıktığını vurgulayan Marie Jégo zaman içinde Türkiye’nin güçlü liderinin ideolojik geçmişini öne çıkardığını savundu:
"İdeolojik aidiyeti yavaş yavaş, Erdoğan’ın erken dönem pragmatizmi ve başlangıçtaki gönüllü açılımlarının önüne geçti. Geriye dönüp bakıldığında, geçmişte yüksek sesle ve açıkça ilan ettiği Eski Kıta'ya demir atma arzusu, aslında mutlakiyetçiliğe (absolütizm) doğru yürüyüşünü engelleyici konumda bulunan orduyu başından defetme taktiği olarak görünmektedir.’’
Dergi, son yerel seçimleri saymazsak 2002’den bu yana tüm seçimlerinden zaferle çıkan Erdoğan’ın otoriter bir yönetime sürüklenmesine rağmen bunu altyapı yatırımları, modernize edilen sağlık sistemi ve üç katılan çıkan gayri safi milli hasıla sayesinde gerçekleştirdiğini savundu.
'BİR YANDAN KAÇ ÇOCUK DOĞRULACAĞINI SÖYLÜYOR, AYNI ZAMANDA TÜM BAKANLARI ATIYOR'
Makale, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı ‘‘Türk İslami grubunun şefi’’ olarak tanımlıyor.
Nüfusun yaklaşık yüzde 30'u olan muhafazakar tabanı için, Türkiye'yi ürettiği drone’lar ve yaptığı gambot diplomasisi ile Batı ile kafa kafaya getiren be en zengin 20 ülke olan G20'nin kulübüne sokan ‘hızır’’ gibi bir lider olduğunu söylenen makalede, Erdoğan’ın hedefinin Atatürk’le denk bir lider olduğunu savunuluyor:
"Kendisini tenkit edenlerin güce aç yeni bir padişah olarak tanımladığı Erdoğan, kendi amaçlarına uygun bir başkanlık sistemi kurdu. O bir yandan kadınlara kaç çocuk doğuracaklarını söylerken aynı zamanda tüm bakanları atayan ve para politikasını dayatan biri. Erdoğan’ın rüyası, mirasını inkar etmekten asla vazgeçmediği, Cumhuriyet’in kurucusu ‘Atatürk' olarak bilinen Mustafa Kemal'e eş bir izi tarihe bırakmak. Ancak son zamanlarda, hava döndü. 2019 yılında yerel seçimlerde, lideri olduğu Adalet ve Kalkınma Partisi İstanbul ve Ankara da dahil olmak üzere birçok büyük şehri Kemalist muhalefete kaptırdı. Şimdi, döviz krizi ve çift hanelere çıkan enflasyon yüzünden karşısındaki rakiplerinin kampı önemli ölçüde genişledi."
'İSLAMCILARIN DA ARASINDA BULUNDUĞU GRUP TEK ADAMCILIĞA KARŞI BİRLEŞTİRMEYE ÇALIŞIYOR'
Dergi, Kürtler, merkez sağdaki milliyetçiler ve Kemalistler ile eski başbakan Ahmet Davutoğlu ve Ali Babacan’ı bu kampta sayıyor:
"İslamcıların da arasında bulunduğu bu grup hiper başkanlığa, yani tek adama karşı birleşmeye çalışıyorlar. Bu rejim ülke için felaket sayılıyor. Anketlerde popülaritesini kaybeden Erdoğan'ın siyasi sağlığına kavuşması için bir sonraki cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimlerinin tarihi olan Haziran 2023'e kadar zamanı var."