Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu ile ilgili Rûdaw’a açıklamada bulunan Dersim Belediye Başkanı Mehmet Fatih Maçoğlu, şunları dile getirdi:
“Sonuçta Türkiye’nin birçok yerini geziyorum, gidiyorum, kooperatif çalışmalarına katılıyorum. Deprem döneminde farklı farklı birçok bölgede gezdim. İki görüşü aktarmak istiyorum: Birincisi benim görüşüm. İkincisi halktaki görüşler. Ve kurumlarımızın deklarasyonu, kararları doğrultusunda elimizden geldiğince kurumumuzun söylemleri doğrultusunda hareket etmeye çalışıyoruz.
Sayın Kılıçdaroğlu ile ilgili toplum içindeki genel algı daha ‘çok sahada çalışmış, bürokrasiden gelmiş, kamuyu bilen yani mal varlığı benzeri şeylerle ilgili’ olumlu tepkiler olduğunu görüyoruz. Süreç içerisinde toplumdaki kabullenme hızlandı daha kabul edilmeye başlandı. Yani söyledikleri, nezaketi ve benzeri bütün şeyler üzerinden toplumun genel bakışı o” dedi.
“Toplumda büyük bir heyecan ve sempati var”
Maçoğlu, açıklamalarının devamında “Dersim’e gelince. Dersim şehrinden gelmiş ve şu anda cumhurbaşkanı olma ihtimali yükselmiş bir birey. Toplumda büyük bir heyecan ve sempati var. Bu sempati, heyecan her yere yansır, yansıyacaktır da. Ama Türkiye’de bu heyecanı, bu dönüşümü görüyorum. Mesela Adıyaman’a, Maraş’a, Osmaniye’ye geçtim. Hatay’a, Antep’e gittim yani deprem süreci içinde oy vermiyorum diyen bile karşıt değil. İdeolojik bakıyor. Benim siyasetim bu diyor. Ama eskiden normalde adaya karşı çok ciddi tepki olurdu o tepki yoktu. Olumlu anlamlandırılıyor. Ve destek yükseldi gibi geliyor bana” ifadesini kullandı.
Kılıçdaroğlu’nun “Alevi” paylaşımı ile ilgilide değerlendirmede bulunan Maçoğlu, şunları söyledi:
“Kimlik ve benzeri şeyler üzerinden herkesin özgün ve özgür olması önemli. İnsanların yaşamı, inancı, kendisine ait olduğu yeri hissetmesi önemli bir şey.
Ben şöyle bakıyorum: Yani inanç herkesin bireysel özgürlüğüdür. Bunu kullanmak, bunlar üzerinden tartışma yürütmek çok doğru değil. Ben bütün inançların özgün bir şekilde inancını yerine getirme hakkı olduğunu düşünenlerdenim. Bir başkasına, bir başka inanç grubuna baskı kurmadığı sürece ben özgür olması gerektiğini düşünüyorum. Muhtemeldir ki Türkiye’de bunun üzerinden siyaset yapan çok siyasi kurum ve kuruluş, partiler var.
Bu partiler daha çok ülkede Alevileri, Kürtleri ve benzeri yapıları kullanma ağırlıklı tartışmaya açıyorlar. Bu tartışmaya bir cevap gibi geldi bana. Bu anlamıyla da bu açıklama böyle. Bütün inanç meselelerini siyaseten tartışmayı çok etik bulmuyorum. Ama maalesef Türkiye’de siyaset bilimsel, ilkeli bir tartışma yürütmediği için sanki bu tartışmalara da bir cevap oldu gibi geldi bana. Yani herkesin rahat kendisini ifade ettiği ülkede olmak önemli. Sayın Kılıçdaroğlu da sanki böyle bir şey hissettirdi topluma. Bu ülkede hangi inanç grubundan olursa olsun herkes özgürdür ve kendi inanç grubuna kendine ait milliyetlere ve benzeri şeylerde rahat olabilir mesajı gibi geldi bana.”