Yeşil Sol Parti, ekim ayında gerçekleşecek kongresi öncesinde kritik önem taşıyan konferanslarını sürdürüyor. Yaz boyunca gerçekleştirdiği halk buluşmalarından aldığı öneri ve eleştiriler doğrultusunda ilk olarak kadın konferansını gerçekleştiren partinin karma konferansı Ankara’da başladı. İki gün sürecek karma konferansta yürütülecek tartışmaların ışığında tüzük değişikliğini içeren çeşitli karar önerileri hazırlanarak ekim ayında gerçekleşecek kongrenin onayına sunulacak.
Türkiye’nin tüm illerinden gelen Yeşil Sol Parti delegelerinin katıldığı konferansın açılış konuşmalarını Yeşil Sol Parti Eş Sözcüleri İbrahim Akın ve Çiğdem Kılıçgün Uçar yaptı.
‘BARIŞ SÜRECİNİN REDDEDİLMESİ BUGÜN YAŞADIĞIMIZ KRİZLERİN SEBEBİ’
Türkiye’nin ağır bir çoklu krizle karşı karşıya olduğunu ifade eden İbrahim Akın, “2014 yılından bu yana yaşanan süreç aslında hepimizin içinde olduğu bir gerçekliği ifade ediyor. Bu gerçeklik neydi? Bu gerçeklik 2013’te başlayan barış sürecini, 2014’te Erdoğan’ın ve AKP iktidarının reddetmesi ve masayı devirerek başlattığı bir sürecin ifadesiydi. Bu süreç aynı zamanda o günden bu yana Türkiye’nin içinden çıkılmaz derin krizlerinin sebebi ve aynı zamanda yaşadığımız ağır krizlerin sonucu görünüyor. Bu krizin içerisinde Türkiye halkları debeleniyor. Bu krizin bedelini Türkiye halkları ödüyor” diye konuştu.
‘TECRİT HAYATIN HER ALANINDA UYGULANIYOR’
PKK lideri Abdullah Öcalan’ın çözüm sürecinin bitmesinden bu yana tecrit altında olduğunu belirten Akın, “Bu politika sanmayın ki sadece cezaevlerinde. İnanılmaz bir kötülük iktidarı, bir düşman iktidarı ve sonra suçlu iktidarı çerçevesinde bütün muhalefet yargılanıyor ve tecrit ediliyor. Bu tecrit politikası sadece cezaevlerinde değil aynı zamanda hayatın her alnında uygulanıyor” dedi.
‘ÜÇ MAYMUNU OYNAYARAK BU ÜLKEDE SİYASET YAPAMAZSINIZ’
Türkiye’de anti-demokratik, hukuksuz, insan haklarına ve evrensel normlara aykırı bir politika uygulandığını ifade eden Akın, “Eğer bu iktidardan kurtulmak istiyorsak muhalefet edenler bunun farkında olarak siyaset yapmak zorunda. Başka türlü, üç maymunu oynayarak bu ülkede siyaset yapamazsınız” ifadelerini kullandı.
‘FAŞİZAN SARAY REJİMİ DEVLETİN KENDİSİ HALİNE GELMİŞ DURUMDA’
Toplumun iki kutuplu bir siyasete sıkıştırılmak istendiğini belirten Akın, “Biz diyoruz ki mevcut otoriter, faşizan saray rejimi etrafındaki iktidar, yani dinci, milliyetçi, otoriter rejim sadece bir rejim değil aynı zamanda devletin kendisi haline gelmiş durumda. Bu devletin karşısında muhalefet edecekseniz, bu topluma umut vereceksiniz, bu umudun yolu bir başka seçenek yaratmaktır.
‘ÜÇÜNCÜ YOL SİYASETİNDEN VAZGEÇMEYECEĞİZ’
İki kutuplu siyasette sunulan iki seçeneğin de mevcut sorunlara çare olmayacağını ifade eden Akın “Bugün üçüncü yol siyasetinin etkili bir şekilde örülmesi için mücadele ediyoruz. Bu mücadelede sırasında başarılarımız olduğu kadar başarısızlıklarımız da var. Bunlarla yüzleşiyoruz ama üçüncü yol vazgeçilmez stratejimizdir. Bu aynı zamanda bizim barış, özgürlük mücadelesi veren bedel ödeyen şu anda cezaevlerinde olan arkadaşlarımıza karşı sorumluluğumuzdur. Biz bu sorumluluğumuzdan asla vazgeçmeyeceğiz. Şu anda iktidar ve muhalefet bizi seçeneksiz bırakmak isteyebilirler. Ama biz bu tasfiye siyasetine karşı asla pes etmeyeceğiz. Bütün inançların birlikteliğini, çoğulculuğunu ve ortak geleceği inşa etmek konusunda kararlı bir şekilde yürüyeceğiz”.
‘HUKUKSUZLUK VE YOKSULLUK KARŞISINDA EŞİTİZ’
Türkiye toplumunun devlet şiddeti, hukuksuzluk ve yoksulluk karşısında eşit olduğunu kaydeden Çiğdem Kılıçgün Uçar da şunları ifade etti: “AKP seçimden sonra rasyonel politikalara döneceğiz dedi. Bu şunun itirafı şimdiye kadar yaptıkları rasyonel değildi ve felaketin sebebi yürüttüğü ittifaklardı. İtiraf ettiği bir şey daha vardı; kapitalist çevreleri kıblesi olarak bizlere gösterdi. Bu durum bize nasıl yansıyor daha zamlar cebimize girmeden cebimizden çıkıyor. Halkı nefessiz bırakan bir ekonomik siyaset yürütüyorlar.”
‘HİÇBİR KURTARICIYA İHTİYACIMIZ YOK’
AK Parti’nin savaş ekonomisi yürüttüğünü ifade eden de konuşulması gerektiğine Uçar, “Adil, eşit bir düzen kurmak zor mu? Elbette değil. Hukuksuzlukta, adaletsizlikte eşitlendiğimiz bütün kesimlerle birlikte AKP’nin savaş ekonomisini teşhir etmek durumundayız ve savaş ekonomisini barışın ve emeğin lehine dönüştürecek şekilde yeniden düzenlemek zorundayız. Bunun için hiçbir kurtarıcıya ihtiyacımız yok, bu güç bu salondadır” dedi.
‘AKP VE MHP ÇOK AHLAKSIZ BİR KIRIM SAVAŞI YÜRÜTÜYOR’
Kürt sorununda gelinen aşamayı bir örnekle anlatan Uçar, şöyle konuştu: “Devletin direksiyonunda oturan AKP ve MHP çok ahlaksız bir kırım savaşı yürütüyor. Cenazesi 7 gün sokakta bekletilen Taybet Ana’nın kızı Hezni İnan’ın yanmış elbiseleri geçtiğimiz günlerde bir poşet içerisinde ailesine teslim edildi. Bizim esas ve gerçek gündemlerimiz bunlar olmalı. Bu kırılmadan ne Kürt halkının ulaşmak istediği hedefe doğru yol alabiliriz, ne de Türkiye halklarının ulaşmak istediği hedeflere ulaşabiliriz. Buradan sorumlulara ve iktidara sesleniyoruz, o mezarlar Kürt halkının tarihidir, o mezarlar bizim tarihimizdir. İnan ailesine gönderdiğiniz poşetten iki şey çıktı; birisi devletin vahşeti ve kırımı, diğeri ise Kürt halkının direnişi”.
‘EN CESUR ELEŞTİRİLERİN OLDUĞU TOPLANTILAR YAPTIK’
Partisini konferansa getiren süreçten de bahseden Uçar, “Seçim sonucu ciddi toplantılar yaptık. En cesur eleştirilerin olduğu toplantılar oldu” dedi. Selahattin Demirtaş, Figen Yüksekdağ, Gültan Kışanak ve cezaevlerinde bulunan pek çok HDP’li siyasetçiden yeni döneme ilişkin öneriler aldıklarını belirten Uçar, “Demokratik siyaseti en önemli güç haline getirmek zorundayız. Devletin her yerden bize saldırdığı dönemde mücadelemizi büyütmek hepimizin görevi. Tarih bizi mücadeleye zaman ise başarıyı dört ile sahiplenmeye çağırıyor” dedi. (DUVAR)