CHP Genel Başkanı Özgür Özel, MHP lideri Devlet Bahçeli'nin PKK lideri Abdullah Öcalan'la ilgili sözleri ile başlayan 'yeni süreç' tartışmalarına dair değerlendirmesinde, Kürt sorununda çözümün adresi olarak yine Meclis'i gösterdi. Özel, "Meclis’te olursa biz bu işin içinde oluruz. Ama Meclis’in dışında bir yere davet edilsek olmayız" ifadelerini kullanıp, "Yani ‘Gelin biz bu işi AKP, MHP, DEM, CHP dışarıda halledelim’ derlerse bunu doğru bulmayız. Meclis denetimi ve Meclis’teki tüm partilere veya tüm gruplara açık olması önemli" dedi.
Özel, yeni sürece CHP'nin katılımı konusunda da "Cumhuriyet Halk Partisi hem anketlerin hem en son seçimin birinci partisi ve ana muhalefet partisi. Dışarıda bırakılması başarının önündeki en büyük engel olur. Biz de bunu genişleterek Meclis’te temsil edilen, grubu olan, belli bir gücün üzerindeki bütün partilerin olmasının çok önemli olduğunu değerlendiriyoruz" ifadelerini kullandı.
'BAHÇELİ, ERDOĞAN'IN YA ELİNİ RAHATLATMAK, YA ÖNÜNÜ KESMEK İSTİYOR'
Sözcü'den İpek Özbey'e konuşan CHP lideri, "Bahçeli'nin konuşması sizi şaşırttı mı?" sorusunu, "Bir adım atacaklarını bekliyordum, duyumları geliyordu" diye yanıtladı. Özel, AKP'nin Kürt seçmen nezdinde oy kaybettiğine dikkat çekerek, "Devlet Bey’in bir şeyler söylemesini ve Tayyip Bey'in elini rahatlatmasını bekliyordum. Ama 'Abdullah Öcalan gelsin, Meclis’te konuşsun' demesini beklemiyordum" yorumunu yaptı. "El rahatlatmak" ile ne kast ettiği sorulunca da, "Ya elini rahatlatmak istiyor ya da atılamayacak bir adımı önererek onun önünü kesmek istiyor. Bunu göreceğiz. Bunun için Erdoğan'ın konuşmasına ihtiyaç var" ifadelerini kullandı.
'DEMİRTAŞ DIŞLANARAK BU SÜREÇ İLERLEYEMEZ'
Özgür Özel'in bir diğer dikkat çekici çıkışı da, hakkındaki AİHM kararlarına rağmen Edirne'de cezaevinde tutulan eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın süreçten dışlanmamasını vurgulaması oldu. Bahçeli Öcalan'a silah bırakma çağrısı yapması şartıyla TBMM’de DEM Parti grup toplantısında konuşma önerisi getirip 'umut hakkı'ndan söz etmiş, "Ne Kandil ne Edirne, adres İmralı’dan DEM‘e uzansın" demişti. Özel ise "Selahattin Demirtaş dışlanarak bu süreç ilerleyemez" çıkışı yaptı.
'TÜM AKTÖRLERİN SÖYLEYECEĞİ SÖZLER ÖNEMLİ'
Özel, "Silahların bırakılması için Öcalan dahil tüm aktörlerin konuşması ve çağrı yapmasına evet, ama Meclis kürsüsüne Öcalan'ın getirilmesi gibi bir önermeyi paylaşmıyorum" diyerek şöyle devam etti:
"Demokratik siyaseti savunuyorum. Demokratik siyaset meşru muhataplarla yapılır. O yüzden partinin başındayken alınıp içeri konmuş Eş Genel Başkanları Figen Hanım ve Sayın Demirtaş var. Ve çok sayıda Kürt siyasetçi var. Seçilmiş kişiler. Diğer yandan hem DEM Parti, hem bu sorunla ilgili konuşan kanaat önderi, Abdullah Öcalan'ın önemli bir aktör olduğunu vurguluyorlar. Ben de diyorum ki tüm aktörlerin söyleyecekleri sözler önemli. Çünkü sonuçta şehit gelmeyecek. Anneler ağlamayacak. Ülke trilyon dolarlarını bu işe harcamış. O trilyon dolarların onda biri burada olsa bu kadar ekonomik sıkıntıyı hiçbirimiz çekmeyiz. Ne Türkler ne Kürtler çeker. İktidara da veya Devlet Bey’e de diyorum ki işine gelen aktörü parlatıp işine gelmeyen aktörü kenarda bırakamazsın. Bu doğru değil. O da Selahattin Demirtaş'ı işlevsizleştiriyor."
'DEMİRTAŞ, BAHÇELİ VE ERDOĞAN’A KÖTÜ ŞEYLER HATIRLATIYOR'
CHP lideri, Demirtaş'ın niçin işlevsizleştirildiğine dair soruyu da şöyle yanıtladı:
"Çünkü Selahattin Demirtaş'ın bir tutarlılığı var. Erdoğan açısından bu bir travma. 'Seni başkan yaptırmayacağız' demişti ona. Bahçeli açısından Demirtaş seni başkan yaptırmayacağız dediği dönemde Bahçeli de bunu söyledi. 'Herkesten cumhurbaşkanı olur bir tek senden olmaz' diye. Biri büyük bir tutarlılık içinde hapiste. Diğeri 180 derecelik bir dönüş yaptı. Ve iktidarın ortağı. İkisine de kötü şeyler hatırlatıyor Selahattin Demirtaş."
'SÜREÇ ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİNE GELECEKSE BİZ YOKUZ'
Özel, "İktidarın samimi olduğuna inanıyor musunuz? Yoksa tüm bu yaşananlar, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı koltuğunda daha uzun süre tutmak için mi?" sorusuna yanıtında da, AKP ile MHP'nin süreci Erdoğan'ı yeniden cumhurbaşkanı seçtirme amaçlı bir anayasa değişikliğine bağlamasına karşı olduklarını da yineledi:
"Erdoğan'ın tüm anayasa çağrılarının belli bir amacı ve kendi siyasi çıkarına yönelik olduğunu biliyorum. Ve eğer bu süreç dönüp dolaşıp yine ‘Anayasayı değiştirelim’e gelecekse biz orada yokuz. Ama bu süreç samimiyetle PKK'nın silah bırakması, Türkiye'nin terör sorununun bitmesi, o bölgedeki insanların uğradıkları antidemokratik tutumlardan kurtulmaları, kendilerini gerçekten eşit yurttaşlar hissetmeleri sonucunu doğuracaksa orada varız."