Hem Rusya hem de Ukrayna ile stratejik ekonomik ilişkileri bulunan Türkiye, buğday, mısır, arpa, ayçiçeği gibi hububat alımının tamamına yakınını bu iki ülkeden sağlıyor.
Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) verilerine göre 2021 yılında Türkiye'nin ihracatında Rusya 5 milyar 800 milyon dolarlık pay ile 10'uncu sırada yer alırken, Ukrayna 2 milyar 900 bin dolarla 20'inci sırada bulunuyor.
İthalatta ise Rusya 29 milyar dolarla ikinci, Ukrayna da 4 milyar 500 milyon dolarla 12'nci sırada. Toplam dış ticaret hacmi Rusya’yla 34 milyar 700 milyon dolarken Ukrayna’yla 7 milyar 400 milyon dolar gibi ciddi rakamlara denk düşüyor.
Rusya ile Ukrayna arasındaki krizin boyutu büyüdükçe Türkiye’de ekmek ve yağ fiyatlarında ciddi artışlar yaşanacağını ifade eden uzmanlara göre; bu durumun tek çözümü ‘kendine yetebilen’ tarım politikalarına dönüş.
‘TARIMSAL ÜRETİM MALİYETLERİ DAHA DA ARTACAK’
Duvar’dan Müzeyyen Yüce’nin haberine göre, Türkiye’de son yıllarda tarımsal üretimde büyük kayıplar yaşandığına dikkat çekerek, buğday, arpa, mısır, ayçiçeği gibi hububat ithalatında rekor seviyelere ulaşıldığına vurgu yapan Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Baki Remzi Suiçmez, Rusya ve Ukrayna’nın bu rekordaki rolünü şu şekilde açıkladı:
"Rusya ve Ukrayna, buğdayın yanı sıra arpa, ayçiçeği ve mısır konusunda da en büyük üretici ülkelerin başında geliyor. Dünya ticaretinde de yüzde 30’ların üzerinde payları var. Şimdi Ukrayna-Rusya krizinin hem dünyaya hem de Türkiye’ye yansıyacak birkaç ekonomik boyutu olacak. Petrol, doğalgaz, elektrik fiyatlarındaki artış, tarımsal üretim maliyetlerini etkileyecek. Yani sulama maliyetleri ve mazot fiyatlarında artış demek bu. Bu bir boyutuydu. Bu savaştan tüm dünya ticareti etkilenecek ama Türkiye daha fazla etkilenecek. Bizim ülkemizde 20 milyon tonlardan 17 milyon tona düşen bir buğday üretimi var. Arpa üretiminde de ciddi bir azalış var. Ve biz bu ürünleri yurt dışından alarak gıda arz açığımızı kapatmaya çalışıyoruz. Bugün de buğdayda küresel anlamda yüzde 6’lık bir fiyat artışı var. Ya bu iki ülkeden aldığımız ürünlerin fiyatı daha da artar ya da savaş koşullarına göre ihracat kısıtlamalarına gidilirse biz bu iki ülkeden arpa, mısır, ay çiçeği, buğday alamayabiliriz."
'ARTAN MALİYETLER VE SAVAŞIN DA ETKİSİYLE EKMEK FİYATLARINDAKİ ARTIŞ GÜNDEMDE’
Bu kriz aşamasında tek çözümün üretim maliyetlerinin düşürülüp yerli üretimle iç arzın ihtiyaçlarının karşılanması olacağına dikkat çeken Suiçmez, bunun yapılamaması durumunda ekmek fiyatlarındaki artışın kaçınılmaz olacağı görüşünde.
Suiçmez, "Eğer Rusya ve Ukrayna arasındaki savaş koşulları olmasa dahi yüksek üretim maliyetleri ve yurt dışına bağımlılık nedeniyle maliyet artışları üstünden ekmek fiyatlarındaki kısa vadede artış kaçınılmaz. Gerek yurt içinde üretimdeki yüksek maliyet, gerekse yurt dışındaki alımda yüksek maliyet bir şekilde fiyatlara yansıyacaktır. Burada üretim maliyetlerini düşürüp çok daha fazla yerli üretimle kendi iç arzımızın ihtiyacını karşılamak temel çözüm olur. Devletin çiftçiye alım garantisi vermesi ve üretim maliyetini düşürülmesiyle yeni dönemde 20 milyon tonların üzerinde buğday üretimi yapmamız halinde ekmek fiyatlarında uzun vadede artış beklememiz gündemden düşer. Ama bu aşamada artan maliyetler ve savaşın da etkisiyle ekmek fiyatlarındaki artış gündemde" diye konuştu.
‘RUSYA -UKRAYNA SAVAŞI EKMEKTEN ÇOK AYÇİÇEĞİ YAĞ FİYATLARINI ARTIRACAK’
Tarım yazarı Ali Ekber Yıldırım’a göre Rusya -Ukrayna savaşı ekmekten çok ayçiçeği yağ fiyatlarını artıracak.
Ayçiçek üretiminde Rusya ve Ukrayna’nın dünyada neredeyse tekel duruma geldiğini söyleyen Ali Ekber Yıldırım, "Bu iki ülkeden ithalat yapmak zorundasınız. Türkiye, ayçiçeğinde 2021 yılında 739 bin tonluk bir ithalat gerçekleştirdi. Bunun yüzde 56’sını Rusya’dan, yüzde 14’ünü de Ukrayna’dan aldı. Yani ithalatın yüzde 70’ini biz bu iki ülkeden yaptık. Dolayısıyla asıl fiyat artışı ayçiçek yağında gerçekleşecek. Ham ayçiçek yağının tonu bin 400 seviyelerindeyken bu krizle birlikte yeniden yükselişe geçti ve bin 500 dolara çıktı. Bunun önümüzdeki dönemde bin 800 dolara kadar çıkabileceği endişeyle izleniyor" dedi.
‘YAĞ KUYRUKLARI GÖREBİLİRİZ’
Ayçiçek yağına alternatif olarak gösterilen soya ve mısır yağı gibi ürünlerde de ciddi sıkıntılar olduğunun altını çizen Yıldırım, özellikle Arjantin ve Brezilya’da kuraklık nedeniyle soya üretiminde ciddi bir düşüş beklendiğini kaydetti. Yıldırım, "Buradaki düşüşle birlikte de ayçiçek yağının fiyatının daha da artması beklenebilir. Bakıldığında alternatif yağlardan soya üretiminde, sadece Brezilya’da 5 milyon tonluk bir düşüş bekleniyor. Uluslararası Hububat Konseyi’nin 2021-2022 üretim tahminlerini açıkladığı verilere göre soyada toplamda 15 milyon tonluk bir düşüşü öngörüyor. Dünyadaki bu fiyat hareketliliği ayçiçek yağındaki fiyat artışlarına işaret ediyor. Uzun vadede yağ kuyrukları görebiliriz" ifadelerini kullandı.
'UKRAYNA KRİZİNİ FIRSATA ÇEVİRMEK MÜMKÜN'
İYİ Parti Kalkınma Politikaları Başkanlığı Tarım ve Kırsal Kalkınmadan Sorumlu Başkan Yardımcısı Ergin Kahveci’ye göre ise Rusya-Ukrayna krizini fırsata çevirmek mümkün.
Rusya ve Ukrayna’nın dünyadaki tahıl ve yağlı tohumlar üretiminin merkez hattı olduğuna işaret eden Kahveci, Türkiye ve Latin Amerika ülkelerinin de 'potansiyel' olarak bu hattın içerisinde olduğuna dikkat çekti.
Türkiye’nin özellikle son yıllarda uyguladığı yanlış tarım politikaları nedeniyle tarım ürünlerinde dışa bağımlığın arttığını belirten Kahveci, "Bu bağımlılık bizim yetersizliklerimiz üzerinden yürüyor. Bu da kısa vadede bize buğday temininde ve özellikle ay çiçeği tohumu ile ham ayçiçeği yağı temininde kriz olarak gelecek" dedi. Kahveci’ye göre bu krizi fırsata çevirmek ise mümkün.
Türkiye’nin bir an önce Ukrayna ile ayçiçeği ile buğday gibi ürünler noktasında anlaşma sağlaması gerektiğine vurgu yapan Kahveci, "Doğru bir politika yürütebilirsek Ukrayna’nın kendi kalan üretimlerini dışarıya satabilmesinin yolu yakın dönemde ya Avrupa ya da Türkiye üzerinden geçecektir. Sonuçta Ruslar, Kırım ve birçok limanda hâkimiyeti kurduktan sonra kalan küçük limanlarda küçük tonajlı gemilerle nakliye şansı olacaktır Ukrayna’nın. Ukrayna’nın mutlaka bir sonraki yıl üretimlerinin fiyatları düşecektir. Ama ürünleri Rusya mı Türkiye mi yoksa Avrupa mı alacak? Bence bizim burada düşünmemiz gereken temel nokta burası" diye konuştu.
'TÜRKİYE’NİN TEZ ELDEN UKRAYNA’NIN TARLASINDAKİ ÜRÜNÜ SATIN ALMAYI DENEMESİ LAZIM'
Kahveci, bu noktada ise nasıl bir yol izlenmesini gerektiğini şu şekilde açıkladı:
"Ukrayna yılda 20 milyon ton civarında buğday ihraç ediyor. Bu ihraç ettiği buğdayın bu seneki üretiminde bir sorun olmayacaktır. Zaten kışlık ekilişler yapıldı. Hasatta bu ürünlerin ihracatını Ukrayna, özgür iradesiyle yapabilecek mi, Ruslar Ukrayna’ya bu yolu kapatıp bir rekabet ortamı mı oluşturacak. Eğer Ukrayna, bağımsız bir şekilde ihracat gerçekleştirirse ürünleri, bugünkü piyasa değerinden ucuza satmak durumunda kalacak. Bu da bu yılki fiyatlardan 5-10 dolar düşük olmak durumunda kalacak. Bu duruma ek olarak da Ukrayna’nın şimdiden ürün bağlantıları yapmaya ihtiyacı var. Bu nedenle de bizim şimdiden Ukrayna’nın nakit ihtiyacını karşılayarak ayçiçeği, buğday gibi ürünlerde ürün pazarlığına girmemiz lazım. Türkiye’nin tez elden Ukrayna’nın tarlasındaki ürünü satın almayı denemesi lazım. Eğer bu fırsatı değerlendiremezsek o zaman gelecek sene daha yüksek fiyatlarla ürün satın almak zorunda kalacağız."
‘BU SÜRECİ İYİ YÖNETEMEZSEK EKMEK FİYATLARI BIRAKIN 5 TL’Yİ 11 TL’Yİ BİLE GÖRÜR’
"Diğer yandan da bizim ekilmeyen alanlar üzerinde yoğunlaşmamız gerekiyor. Önümüzdeki yıl eğer yine bizim yüzde 20 civarında toplam tahıl üretiminde açığımız olursa bu zaten bugünkü kuraklıktan daha büyük bir felaket çağrısı demektir. Eğer Türkiye’de gübre kullanımına destek sağlayamazsak ve ekim alanlarındaki eksikliği bugünden tespit edemezsek, Ukrayna ile anlaşma sağlansa dahi gıda fiyatlarında yine yüksek fiyatlarla karşılaşacağız. Ukrayna anlaşmasını iyi yönetebilirsek bir açığı kapatabiliriz. İyi yönetemezsek işte o zaman ekmek fiyatları bırakın 5 TL’yi 10-11 TL’yi bile görür. Rekor seviyeye ulaşır."
'TARIMDA ACİL ÖNLEMLER ALINMALI'
HDP Tarım Komisyonu Sözcüsü Rıdvan Turan da, Rusya-Ukrayna krizinden en çok etkilenecek ülke konumunda olduğunu söylediği Türkiye’de fiyat artışları, kıtlık ve daha da derinleşen yoksullukla karşılaşılacağını kaydetti.
Söz konusu krize karşı Türkiye’nin tarımda acil önlemler alması gerekliliğine vurgu yapan Turan, "Rusya-Ukrayna savaşından Türkiye’nin etkilenmemesi için öncelikli olarak çiftçilerin bütün borçları kamu borcu olarak üstlenilmeli, üretimden düşen çiftçilerin üretime dönmesi sağlanmalı ve âtıl kalan yaklaşık 3,5 milyon hektar tarım alanı ekilerek Rusya ve Ukrayna’dan ithal edilen tarım ürünleri bu önlemlerle telafi edilmelidir" önerisinde bulundu.
YAŞ SEBZE MEYVE İHRACATI DA TEHLİKEDE: YÜZDE 50’NİN ÜZERİNDE KAYIP YAŞANIR
Bir yandan Rusya'dan tarımsal ürün ithalatı artarken, diğer yandan da Türkiye’den Rusya ve Ukrayna’ya yaş sebze meyve ihracatı yapıyor. Bu ihracatta en büyük paya sahip olan Antalya’da ise ihracatçıların endişeli bekleyişleri sürüyor.
Batı İhracatçılar Birliği (BAİB) Başkanı Ümit Mirza Çavuşoğlu, bu savaştan olumsuz etkileneceklerini ifade ederek, şu ana kadar Rusya ve Ukrayna’dan ihracat anlaşma iptali gelmediğini açıkladı. Çavuşoğlu, bu sürecin çok sancılı geçeceğini ifade ederek, şöyle konuştu:
"Şu an sınırda bekleyen tırlarımız var. Savaştan dolayı giriş yapamıyor. Rusya’da sorunlar hali hazırda var; üstüne Ukrayna da gelirse çok ciddi sıkıntı yaşanacak. Özellikle meyve ve sebzede çok ciddi kayıplar yaşarız. Ukrayna ihracatında yüzde 50’nin üzerinde kayıp yaşanır."