GÜNDEM

Sattarovich: Bu hafta, Rusya-Ukrayna savaşı açısında kader haftası

Prof. Dr. Receb Safarov Sattarovich, Rusya’nın Ukrayna’daki askeri planından geri adım atmayacağını belirterek, “Bu Rusya açısından ölüm-kalım meselesidir” dedi.

Abone Ol

Rusya’nın Ukrayna’ya askeri müdahalesi 14’üncü gününe girdi. Rusya, sivillerin tahliye edilmesi için başkent Kiev dahil 5 şehirde “sessizlik rejimi” ilan etti. Taraflar arasındaki müzakerelerden şu ana kadar sivillerin zararsız tahliyesi dışında net bir sonuç çıkmadı.

Rûdaw TV’de Sima Abkhezr' in sunduğu bültene konuk olan Rusya Çağdaş İran Araştırmaları Merkezi Başkanı Prof. Dr. Receb Safarov Sattarovich, Rusya’nın Ukrayna üzerine kurduğu operasyon planını bir an önce hayata geçirmek istediğini belirterek, “Bu hafta Rusya-Ukrayna savaşı açısından kader haftası. Rusya bir an önce Ukrayna’ya taleplerini kabul ettirip savaşın sona ermesini istiyor. Moskova, ‘Nazi’ diye nitelendirdiği Kiev yönetiminin devrilmesini amaçlıyor. Ancak öte yandan Ukrayna tarafı yönetimin devirilmesi yönündeki talebi kabul etmiyor ve Batı’nın da desteği ile Rusya’nın taleplerine karşı duruyor. Çok zor olsa da, yine maliyeti oldukça ağır olsa da Rusya Kiev’e ulaşmak ve mevcut Kiev hükumetini devirmek istiyor” değerlendirmesinde bulundu.

“Rusya için ölüm-kalım meselesidir”

Sattarovich, “Rusya bu amaçlarına ulaşabilecek mi?” sorusuna, “Bunun iki yolu var. Ya Kiev yönetimi Rusya’nın taleplerini kabul edecek ve savaş böylece bitecek. Ya da Rusya bir biçimde bu amacına ulaşacaktır. Moskova hükumeti Batı’nın yaptırımlarına boyun eğer ve operasyonu devam ettirmekten vazgeçerse eğer bu da kendilerinin bitmesi demek olacak. Dolayısıyla bu kolay bir konu değil, Rusya açısından ölüm-kalım meselesidir” yanıtını verdi.

Çin’in Rusya ile stratejik bir müttefik olduğunu ancak bir yandan da Rusya’nın Ukrayna’yı kontrol etmesini ve bugünkü konumundan daha da güçlü olmasını istemediğini savunan Sattarovich, Türkiye’nin tutumu hakkında ise şu yorumu yaptı:

“Türkiye’nin tavrı olumlu görülüyor”

“Türkiye’nin tavrı genel olarak Moskova hükumeti tarafından olumlu karşılanıyor. Birincisi bir NATO ülkesi olarak Türkiye diğer müttefikleri ile Rusya’ya karşı aynı yaklaşımı göstermedi. Bu krizde taraf olmamayı seçti. Ancak Rusya’nın rahatsız olduğu bir başka konu var. Türkiye’nin Ukrayna’ya verdiği insansız hava araçları savaşta Rus güçlere zaiyat verdirdi. Yine, yaptırımlar nedeniyle uluslararası alış-veriş konusunda şu an Rusya büyük bri sıkıntı içerisinde. Dolayısıyla bu noktada Çin, İran ve Türkiye gibi ülkelerden beklentisi var. Türkiye’nin Rusya ile ticaretini ruble ve Türk Lirası ile yapması kararı çok önemli bir karardır mesela.”

Rusya’nın Batı’nın yaptırımlarından tahmin edildiği kadar olumsuz etkilenmeyeceğini savunan Prof. Dr Receb Safarov Sattarovich, “141 milyon nüfuslu bir ülke Rusya. Basın özgürlüğü var. Ukrayna’da ailesi, yakınları olanların sokağa dökülüp savaş bitsin demesi anlaşılır ve doğal bir şeydir. Bu Avrupa’da, dünyanın her yerinde olur. Rusya’ya böyle bir yaptırım yapılacağı rüyada görülse inanılmazdı. Kimse bu kadar çığırından çıkacağına inanmıyordu ama Rusya çok güçlü bir ülke. Kendi kaynakları ile ayakta durabilecek bir durumda. Ancak belirttiğim gibi, konu Rusya açısından ölüm-kalım meselesi ve geri çekilmesi demek kendi ölüm fermanını imzalaması demek olur” ifadelerini kullandı.

“Nükleer savaşa bir adım kaldı”

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’nin, ülkenin nükleer caydırıcı güçlerine, Batı ile yaşanan gerilimler nedeniyle “yüksek alarma geçme” talimatı vermesini değerlendiren Prof. Dr. Sattarovich, “savaş bu aşamaya var mı” sorusuna, “Bu seçeneğin masaya gelmesi için bir adım kaldı. Batı tüm imkanları ile, bahaneler üreterek Rusya’ya bu şekilde yaptırım uygulamaya ve Ulkrayna’ya son teknoloji ürünü silahlar vermeye devam ederse o zaman Rusya’nın da başka şansı kalmaz. Rusya’nın güvenliği ve çıkarlarına yönelik tehditlerin boyutu bu seçeneği de gündeme getirebilir” dedi.

Prof. Dr. Sattarovich, “Ukrayna Rusya’nın tehdit edildiği bir bölge haline geldi. Luhansk ve Donestk olmasa bile Batı başka gerekçelerle Rusya’yı sıkıştırmak için adımlar atacaktı. Nitekim Ukrayna’lı milliyetçilerin Donbas bölgesine saldırı planını hayata geçirmesine yalnızca bir gün kalmıştı. Yine Ukrayna’da yaklaşık 30 nükleer tesis bulunuyor. Buralarda nükleer silahların üretilmesi demek dünya açısından da büyük bir tehdit niteliğinde” diye konuştu.