POLİTİKA

Sezai Temelli: İmralı ve Meclis İki Temel Muhatap

DEM Parti'den siyasetteki 'çözüm süreci' tartışmaları hakkında açıklama geldi. DEM Parti Grup Başkanvekili Sezai Temelli, "Herhangi bir görüşme başladı mı, başlamadı mı bunlarla ilgili bizde bir bilgi yok.

Abone Ol

Bu konuda İmralı muhataptır. Kürt meselesinin demokratik çözümüne doğru adımlar atılırsa DEM Parti sorumluluk almaya hazırdır" açıklamasını yaptı. Gülüstan Kılıç Koçyiğit ise, "Yeni bir dönem başlıyor, çözüm süreci başlıyor demenin koşullarını, emarelerini göremiyoruz" değerlendirmesini yaptı.

DEM Parti Grup Başkanvekilleri Gülüstan Kılıç Koçyiğit ve Sezai Temelli, basın mensuplarıyla kahvaltıda bir araya gelerek değerlendirmelerde bulundu, soruları yanıtladı.

Koçyiğit ve Temelli, siyasetteki 'çözüm süreci' tartışmasına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Gazeteci Amberin Zaman'ın Al-Monitor’de yayımlanan haberinde PKK lideri Abdullah Öcalan'ın, Kandil'deki örgüt yöneticileriyle görüştüğü ve "Silahları bırakmayı müzakere etmenin zamanı geldi” dediği iddia edilmişti.

TEMELLİ: MUHATAP İMRALI'DIR

İddianın sorulduğu Temelli, "Herhangi bir görüşme başladı mı, başlamadı mı bunlarla ilgili bizde bir bilgi yok. Bizim dışımızdaki gelişmelerle üzerine yorum yapmamız mümkün değil. Biz DEM Parti olarak durduğumuz yerden açıklamalar yapıyoruz. Bu konuda İmralı muhataptır" ifadelerini kullandı.

Temelli, şöyle devam etti: "Bir çözüm sürecinden bahsedilecekse, bir süreç başlayacaksa buyrun İmralı orada ama ikinci muhatap, adres daha vardır, o da Meclis'tir. Biz bu Meclis'in partisiyiz ve bu ortak muhataplığa çözüm sürecine olan katkımızı belirleyecek tam da adresiyiz. Önümüzdeki süreçte eğer gerçekten bir müzakere, görüşme trafiği başlayacaksa, Kürt meselesinin demokratik çözümüne doğru adımlar atılırsa DEM Parti sorumluluk almaya hazırdır."

"BAHÇELİ İLE TOKALAŞMA NORMAL VE OLAĞAN"

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin DEM Parti Grubu ile tokalaşmasının da "normal ve olağan" olduğunu söyleyen Temelli, "Olağan olmayan son yıllarda yaşanan Türkiye siyasetindeki süreçti. 10 yıldır bu ülkede çöktürme planı var. Hukuk tanımazlık var ve giderek otoriterleşen ve toplumun beklediği demokratik sürecin önünü tıkayan süreç var" diye konuştu.

KOÇYİĞİT: İMRALI'YA HEYETLER GİTSEYDİ TEYİT EDERDİK

Koçyiğit ise açıklamasında, "44 aydır İmralı'da bulunan sayın Öcalan ile hiçbir görüşme yapılmıyor. Oysaki bu ülkede bir Anayasa var. Ceza İnfaz Kanunu var. AİHM var. Tüm bunları üst üste koyduğumuzda uluslararası mevzuatta yaşanan şeyin kendisi defakto, hukuksuz, kanun dışı. O zaman sorumuz şöyle olmak zorunda değil mi? 'AKP'nin kendisi İmralı ile görüşülmesini aileinin, avukatlarının gitmesini neden engelliyor' sorusunu bütün kamuoyunun sorması gerekiyor. Burada temel hak ihlali var. İmralı'da tecrit rejimi süreci başladı, nereye geldi. Can Atalay meselesinde Anayasa Makemesi'nin kararını tanımamasına kadar geldi. Bugün görüşme oluyor mu, olmuyor mu bilmiyoruz. Eğer İmralı'ya heyetler gitseydi bu bilgiyi teyit ederdik" ifadelerini kullandı.

Koçyiğit, şöyle devam etti: "Şu meselenin altını çizmemiz gerekiyor, bir yeni döneme kapı aralanacaksa en niyatinde bu meselenin Kürt sorunuyla bağını hepimiz biliyoruz. Şimdiye kadar 'barış istiyoruz' dediğimizde 'savaş mı var ki barış olsun. Kürt sorunu çözüldü' deniliyordu. Geldiğimiz nokta da tam söylediğimiz sorunun teyit edildiğini görüyoruz... Sorunu 'iç barışı sağlama' üzerinden konuşuyoruz. Keşke bu zamana kadar iç barışı sağlasaydık."

"BİR MERHABADAN ÇÖZÜM SÜRECİ ÇIKMAZ"

  • 'Çözüm süreci' iddialarına ilişkin Koçyiğit, "Bir 'merhabadan' çözüm süreci çıkmaz. Çözüm süreci dediğimiz şey, 40 yıllık bir çatışmada yaşanmış 100 yıllık sorundan bahsediyoruz. İyi niyet mesajlarıyla bu işin olmayacağını herkes çok iyi biliyor. Bu işe soyunmak için cüret etmek lazım" diye konuştu.
  • "Nasıl adım atılacağına dair Türkiye'nin deneyimi var" diyen Koçyiğit, şunları söyledi:
  • "Bu deneyimin ışığında ne olması gerektiğini, nasıl olmaması gerektiğini Türkiye iyi biliyor. Bu iyi niyet adımları ilerler mi, bekleyip göreceğiz. Bu sorunların gerçek muhatapları biz değiliz. Bu mesajı verenler, diyalog mesajı verenlerin kendisine sormak gerekiyor. Somut adım atacak mısınız, bir yol temizliği yapacak mısınız. AK Parti gurubuna ve temsilcilerine sormak gerekiyor. Yeni bir dönem başlıyor, çözüm süreci başlıyor demenin koşullarını, emarelerini göremiyoruz. Çok olağanüstü kamplaşmış bir siyasal iklimin kısmen rayına oturması, normalleşmesi var. Eylem düzeyinde rayına oturur mu, hep beraber göreceğiz. Nasıl eylem düzeyinde rayına oturur? Yasa yapma süreçlerinde kollektif olunursa, kritik davalar açısında adım atılırsa, Can Atalay özgürlüğüne kavuşursa, örneğin Selahattin Demirtaş, Figen Yüksekdağ açısından haksız, hukuksuz kumpas davaları hızlı bir şekilde ortadan kaldırılırsa, biz o zaman iyi bir niyet var deriz."
  • ERDOĞAN'IN ADAYLIĞI SORUSUNA YANIT''DEM Parti ile iktidarın yaptığı yeni anayasa görüşmelerinin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın bir dönem daha cumhurbaşkanı seçilebilmesi için bir araç olarak kullanılmasına'' ilişkin soruya Koçyiğit, şu yanıtı verdi:
  • "2019 yerel yönetim seçimleri, 2023 Genel seçimleri, 31 Mart seçimlerine bakalım. Bütün bu seçimler aslında karşımızdaki rejimin güç tahkim etmek istediği aralıklardı ama Mayıs seçimleri açısında oy oranlarında farkın az olması, muhalafetin başarı kazanması meselesindeki DEM Parti'nin kilit rolünü dikkatinize sunmak istiyorum. DEM Parti otoriter bir rejimin tahkim edilmesine asla rıza göstermez. Toplum karşıtı bir iktidarın devamına rıza göstermez. Yoksullluğun, sefaletin, sermaye yanlısı işçi düşmanı bir iktidarın devamına asla rıza göstermez. Sanki bütün bunları biz yapmamışız gibi. Bugünkü iktidarın faşizmi yerleştirmek istiyor. Bunun önündeki en büyük engel biziz. Biz direnmesek, biz bedel ödemesek, kritik eşiklerde Türkiye'nin lehine Türkiye'nin çıkış rotası olsun diye kritik tutumları almasaydık bugün nasıl bir ülke olurdu. Nasıl bir Türkiye içerisinde yaşardık... Biz meselelere Türkiye halkları ve toplumsal kesimin çıkarları üzerinden yaklaşıyoruz. DEM Parti'nin çıkarlarını gözeten siyaset yapmadık. Erdoğan'ın yeni bir dönem gidişine razı olup olmaması meselesi değil. Seçimi Erdoğan'ın aday olup olmama tartışmasına indirgemenin kendisi orada tıkayıcı bir rol."
  • Sezai Temelli ise aynı soruya, "İktidarın 'önceliğimiz sivil anayasa' deyip de bu sivil anayasayı görmezden gelip adaylık meselesine indirgenmiş bir çalışma yapılacaksa burada da toplum döner bu samimiyeti sorgular. İkincisi, Selahattin Demirtaş AİHM kararına rağmen 8 yıldır tutsak. Anayasa bağlamında toplumsal barış ve sivil anayasa yan yana geldiğinde Selahattin Demirtaş'ın tutsak olduğu bir ülkede böyle bir anayasa yapabilir misiniz? Toplumsal barış, sivil anayasa konularında samimiyseniz bu ülkede siyasi tutsakların olduğu bir yerde bunu yapmanın mümkün olup olmadığının da herkes tartışmalı'' cevabını verdi.