Diyarbakır'da Demokratik Kurumlar Platformu öncülüğünde yapılacak "özgürlük mitingi" öncesi İstasyon Meydanı abluka alındı. Diyarbakır Valiliği'nin yasak kararını gerekçe gösteren güvenlik güçleri farklı illerden Diyarbakır'a gelmek isteyen çok sayıda otobüs ve aracı durdurup kente girişlerine izin vermedi.
Toplanma yerlerinden biri olan Ofis Semti'nde binlerce kişi bir araya geldi. Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Eşsözcüsü Cengiz Çiçek, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanları Çiğdem Kılıçgün Uçar ve Keskin Bayındır, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan ve Tülay Hatimoğulları, Abdullah Öcalan'ın kardeşi Mehmet Öcalan da buradaki buluşmaya katıldı. AZC Plaza önünde bir araya gelenler polis ablukasına alındı.
Engellemeye tepki gösteren kalabalık "Direne direne kazanacağız" sloganları atarak alandaki bekleyişlerini sürdürdü.
'BU ÜLKEDE SAVCILAR VAR'
DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, yaptığı konuşmada polislerin sık sık siyasetçilerin sözlerini kesmesine tepki gösterdi. Bakırhan, "Bugün karşılaştığımız tablo, aslında 'Türkiye barışını sağlayacağız' diyenleri ters köşe yapan bir tablodur” dedi. Bakırhan, “Türkiye barışı böyle sağlanmaz. Türkiye barışı, bir memurun Eş Genel Başkanımızın sesini kesmesi ile sağlanamaz. Ona sesleniyorum, işini yap. Bu ülkede savcılar var. Bizim muhatabımız siz değilsiniz. Bizim muhatabımız bize cevap verir. Oradan konuşmama müdahale etmeyin. Ortamı provoke etmeyin. Türkiye’nin dört bir yanından on binlerce insan komployu, tecridi kınamak için yollara düştüler. Amed'e gelmeye çalıştılar. Komployla, bu tecritle nereye vardı bu ülke onu düşünün” diye konuştu.
'TOPLUMSAL BARIŞIN BİR ADRESİ İMRALI, BİR ADRESİ MECLİS'TİR'
"Tecrit uyguladınız, İmralı'ya kilit vurdunuz. Ekonomi çöktü, toplum çürüdü, toplumsal gerginlikler had safhaya çıktı. Komplo ve tecrit başarılı olsaydı on binler bugün burada seferber olmazdı. Politikanız iflas etti, bunu kabul edin. Türkiye ciddi bir sıkışmışlık içindedir" diyen Bakırhan konuşmasına şöyle devam etti:
"Biz Meclis’te de burada da konuşuruz. Meclis'te konuştuklarımızın aynısını konuşmaya devam edeceğiz. Bu komplo sistemi Türk ve Kürt halkını çatıştırmak için uluslararası güçler tarafından uygulanan yöntemdir. Bu komplo, İmralı'da boşa çıktı. İmralı, tarihsel Kürt ve Türk halkının bir arada yaşaması için, demokratik bir cumhuriyette yaşaması için bunu boşa çıkardı. Sizler İmralı kapılarına kilit vurarak, ülkenin demokrasisine zarar veriyorsunuz. Bu ülkenin milyonları ‘Kürt anadilini konuşmasın’ diye, tecrit için harcadınız. Barış içinde birlikte demokratik bir şekilde yaşayalım diyen Sayın Öcalan'ın sesini duyalım. Sayın Öcalan, Kürt halkının barış umududur. Sayın Öcalan'ı bir hücrede tutamazsınız, bir odaya sığdıramazsınız. Sayın Öcalan İstanbul'daki emekçidir, Amed'deki kadın yoldaşlardır.
Toplumsal barışın sağlanmasının bir adresi İmralı'dır. Diğer adres Meclis'tir. İmralı kapılarını açın. Bu komplo ve tecrit politikalarının karşısında durmaya devam edeceğiz. Sayın Öcalan'ın uzattığı barış eli bu ülkenin umududur. Buradan Meclis'e de sesleniyorum; Meclis, bu sorunu artık güvenlik sorunu olarak değerlendiremez. Yeter. Gençler iş ve aş bulsun, yaşadıkları yerde doysun isteniyorsa, yaşamını yitirmesin isteniyorsa, Ortadoğu’daki savaşın sıçramasını istemiyorsa işin muhataplarıyla birlikte Kürt meselesinin çözülmesini sağlamalıyız. DEM Parti buna hazırdır. Bu barış, tecrit politikalarıyla olmaz. İmralı'ya vurulan kilitle olmaz. Biz bütün bedellere, acılara, zulümlere rağmen Türkiye'de barış diyoruz. Çözümü uluslararası kapılarda aramayalım diyoruz. Son yapılan yerel seçimlerde de halk tecrit politikasına ‘hayır’ dedi."