Maraş merkezli 7.7 ve 7.6 büyüklüğündeki depremlerin etkilediği bölgede incelemelerde bulunan Türkiye Barolar Birliği (TBB), delillerin karartılması için çağrıda bulundu. TBB, başta Hatay olmak üzere güvenliğin sağlanması ile ilgili ciddi zafiyet yaşandığı uyarısı yaparken, hırsızlık ve yağma iddiaları konusunda hukuk devleti ilkelerine bağlı kalınması gerektiğini vurguladı.
TBB Başkanı Erinç Sağkan'ın imzasıyla yapılan basın açıklamasında, "Deprem bölgesi şu anda topyekûn bir suç mahallidir" denilerek şu ifadeler kullanıldı:
RELATED VİDEO
"İlk günden itibaren kamuoyunu en çok kaygılandıran meselelerden biri, depremde ortaya çıkan zararlara ilişkin delillerin karartılacağı, faillerin bulunamayacağı veya cezalandırılamayacağıdır. Bu kaygıları gidermek mümkündür. Deprem bölgesi şu anda topyekûn bir suç mahallidir. Dolayısıyla Cumhuriyet savcılığının gözetim ve denetimi altındadır.
'SAVCILIK EMRİ OLMADAN ENKAZ KALDIRMAK SUÇ'
Yürütülecek soruşturmalara esas oluşturacak deliller toplanmadan başta Çevre, Şehircilik ve İklim değişikliği Bakanlığı ve Belediye binaları olmak üzere hasarlı binaların yıkılmaması, yıkılmış binaların da enkazlarının kaldırılmaması gerektiği açıktır. Savcılıkların emir ve talimatı olmadan enkazların kaldırılması ayrıca suç teşkil edecektir. Bu hususla ilgili olarak Başsavcılıklar tarafından derhal talimat verilmeli, gerek Başsavcılıklar gerekse Adalet Bakanlığı tarafından kamuoyunu rahatlatacak önlemlerin alındığı yönünde açıklamalar yapılmalıdır. Delillendirme çalışmalarında savcılıklarla birlikte çalışmak üzere binlerce avukat meslektaşımızın gönüllü olduğunu tekrar hatırlatırız."
'CAN VE MAL GÜVENLİĞİNİN SAĞLANMASI, DEVLETİN ASLİ GÖREVİDİR'
TBB açıklamasında, "Deprem sonrası başta Hatay ilimiz ve ilçelerimiz olmak üzere güvenliğin sağlanması ile ilgili olarak ciddi zafiyet yaşandığı anlaşılmaktadır" denilerek, güvenlik uyarısı yapıldı: "Yurttaşların can ve mal güvenliğinin sağlanması devletin asli görevi olup, bu kamu hizmetinin sağlamasında süreklilik esastır. Her ne koşul altına olursa olsun, yurttaşlarımızın can ve mal güvenliklerinin sağlanamaması kabul edilemez. Devletin birinci varlık sebebi, tam da böyle zamanlarda bu güvenliği sağlamaktır."
'İŞKENCE VE KÖTÜ MUAMELE YASAĞI MUTLAKTIR'
Açıklamada, Hatay’da 'yağmacı' olduğu iddiasıyla gözaltına alınan Ahmet Güreşçi’nin jandarma karakoluna götürüldükten sonra ölmesine atıfla, hukuk uyarısı da yer aldı: "Öte yandan, bu zafiyetin bir sonucu olarak, çeşitli hırsızlık ve yağma iddiaları gündeme gelmekte; ayrıca bu suçların faili olduğu ileri sürülen kişilere işkence ve kötü muamele yapıldığı yönünde görüntüler, kamuoyunun gündemine gelmektedir. Bu duruma, birlik ve bütünlüğümüzü ve hukuk devleti ilkemizi zedeleyecek ayrımcı bir nefret dili de eşlik etmektedir. Altını çizerek ifade etmek isteriz ki, işkence ve kötü muamele yasağı mutlaktır. Bu yasağın ihlali, hiçbir koşul altında kabul edilemez bir insanlık suçu olup bu suçlarda zamanaşımının işlemediğini de hatırlatırız. Hukuk Devletinde kanun önünde herkes eşittir ve suçu ispatlanana kadar masumiyet karinesi, suç ve cezaların kanuniliği ilkesi geçerlidir. Bu hususlara ilişkin etkili soruşturma yürütülmesi, faillerin açığa çıkarılarak cezalandırılmaları devletin en önemli yükümlülüklerindendir."