Antalya S Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutsak İslam Erdoğan ve Feyaz Tahsuk’un Avrupa İşkencenin Önlenmesi Komitesi (CPT) ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) gönderdikleri mektupların büyük bölümü cezaevi yönetimi tarafından silinerek, sansürlendi.

Tutsaklardan Feyaz Tahsuk, AİHM’e gönderdiği mektupta, Kürt halkına yönelik baskı, şiddet, sürgün,  sansür, kıyım ve asimilasyon politikalarına dair tarihsel geçmişine de değinerek 4 sayfalık bir mektup yazdı. Mektubun arkalı önlü 1 ve 2’nci sayfasında Kürt halkının tüm insani ve demokratik haklarının “süngüyle” bastırıldığını belirten Tahsuk, Ağrı, Dersim ve Zilan katliamlarını örnek gösterdi. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin ve hükümetlerinin Kürtlere karşı hep “yok etme” politikasını izlediğine mektubunda yer veren Tahsuk, Sevr Anlaşması’nda Kürtlere tanınan haklar ve Lozan ile haklarının nasıl yok edildiğine dair bilgilere de yer verdi.
 
KÜRTLER MEKTUPTA ‘YOK’ SAYILDI

Kürtlerin tarihsel olarak yaşadığı süreçlere değinen Tahsuk’un mektubunun üçüncü sayfasının tamamen yok edildiği ve dördüncü sayfasının ise yarısının silinerek, sansürlendiği görüldü. Tahsuk’un  Kürt sorunu ile ilgili güncel gelişmeler değindi son sayfası olan dördüncü sayfasının yarısı, “Dünyada barış ve yumuşama havası yaşanırken, temel hak ve özgürlükler yaygınlaşıp kalıcı zeminlerde çağdaş toplumları ve ulusları ilerletirken, Kürt sorununun çözümsüzlüğü, her geçen gün bölgede daha ağır insan hakları ihlallerinin yaşanmasına zemin oluşturuyor” ifadesinden sonraki kısım silinerek, sansürlendi.
 
‘SAVAŞ GERÇEKLİĞİNE’ SANSÜR!
 
Aynı cezaevinde olan tutsaklardan İslam Erdoğan’ın ise CPT’ye yazdığı arkalı önlü mektubunun arka sayfasının tamamı ile ön sayfasının yarısı silinerek, sansürlendi. Dünyada ve Ortadoğu’da yaşanan savaş gerçekliğine mektubunda yer veren Erdoğan’ın mektubu, “Bütün bu kaosun merkezi olan Ortadoğu coğrafyası günümüzde de bir barut fıçısından farksızdır. Her gün yaşanan çatışmalardan dolayı sayısız insan hayatını kaybetmektedir. Savaşlar sonucunda yaşanan göçlerden dolayı artık sadece topraklar değil, denizlerde insan mezarlığına dönüşmektedir. Ağır ekonomik krizler, yoksulluk, salgın ve geleceğimizi kıyametle tehdit eden bir felaketleri izledikçe adeta mahşerin dört atlısının ayak seslerini duyuyoruz” ifadelerinden sonrası silindi. 

Bir süre önce Türkiye’deki cezaevlerinde inceleme yapan CPT, Antalya S Tipi Cezaevi’ni de ziyaret etmişti.