İstanbul'un en büyük ilçesi Esenyurt'ta CHP ile DEM Parti arasındaki 'kent uzlaşısı' sonucu neredeyse her iki kişiden birinin oyunu alarak seçilen Prof. Dr. Ahmet Özer'in yerine kayyım atanmasına sürüyor. Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mehmet Uçum ise Ahmet Özer'in kamu görevlisi olduğu döneme ve 10 yıl önceye dayandırılan iddialarla 'terör' soruşturmasından tutuklanmasını 'siyasileştiren' tarafın muhalefet olduğunu savundu. Uçum, "bazı çevrelerin Ahmet Özer’i istismar ettiğini ve kullandığını" ileri sürüp konuyu İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'na getirdi.
Sosyal medya hesabından "Cumartesi yazısı: Esenyurt operasyonu üzerinden siyasi mühendislik!" başlığı ile uzun bir paylaşım yapan Uçum, "Esenyurt Belediye Başkanıyla ilgili yürütülen terör soruşturması üzerinden siyasi tartışmalar öne çıkarılmaya çalışılıyor" ifadelerini kullanıp şöyle devam etti:
"Örneğin ‘bu operasyonda asıl hedef İmamoğlu’dur’ çarpıtması ve propogandası yapılıyor. Başkaları da kendi siyasi ajandaları üzerinden soruşturmayı örselemeye çalışıyor.
Bunun anlamı bazı çevrelerin Ahmet Özer’i istismar eden ve kullanan bir yaklaşım içinde olduğu. Ahmet Özer’i kendi siyasi ve kişisel ajandaları için istismar edenler terör operasyonun hukuksal yönünü de değersizleştirmeye çalışıyor.
Aslında mevcut terör soruşturmasına siyasete etkileri üzerinden yüklenme ve bu noktadan İmamoğlu projesine veya başka siyasi/kişisel projelere hız verme çabası siyasetin ve toplumun dinamiklerini göz ardı etmektir."
'YARGI SİYASETİ GÖZETEREK İŞLEM YAPMAZ'
Uçum, Türkiye'de yargı bağımsızlığına ilişkin tartışmaların AKP iktidarında yoğunlaşmış olmasına rağmen "Siyasetin yükü mahkemelerin ve Cumhuriyet savcılıklarının üzerine yıkılamaz" diyerek şöyle devam etti:
"Binlerce onbinlerce soruşturma, kovuşturma ve mahkeme kararı toplumda ve siyasette doğal olarak etki yapar. Bu etkileri doğru değerlendirmek ve uygun tutumlar almak siyasetçinin görevidir, hakimlerin ve savcıların değil.
Yargı; savcısıyla, hakimiyle kurumlarıyla kendi işini yapar, siyaseti gözeterek işlem yapmaz ve karar vermez. Yargı, yaptığı işlemlerin aktüel, siyasi tartışmaları ve neyi nasıl etkileyeceğini dikkate alarak hareket etmez. Yargının böyle bir görevi ve ödevi yoktur. Yargı bir işlem yaparken gelecekte siyasete etkisi ne olur diye bakarak da işini yapmaz. Bağımsız ve tarafsız yargı, görevi neyse onu yapar.
Bu nedenle savcıları ve hakimleri görevlerini yaptıkları için tehdit edenler, aşağılamaya çalışanlar büyük bir yanlış içindedir. Ayrıca böyle yapmak ‘kimsenin hakkı da haddi de değildir’. Yine adli işlemler özellikle de bir terör soruşturması üzerinden üretilmeye çalışılan siyasetin kimseye bir faydası yoktur. "
'MÜHENDİSLİK SİYASETİ YAPMAYA KALKIŞANLAR TÜRKİYE HALKINA HESAP VERİR'
Uçum'un paylaşımının devamı şöyle:
"Türkiye Halkı/seçmen bu tip masa başı oyunları çok iyi değerlendiren bir tecrübeye sahiptir. Terör soruşturması ve kovuşturması süreçlerini hukuk ve güvenlik açısından değerlendirmek gerekir. Bunları kendi kişisel ve siyasi ajandası için istismar edenlerin mühendislik planları toplumda karşılık bulmaz.
Hiç unutulmasın Türkiye Toplumu teröre karşı her türlü ve her mecrada verilen mücadeleyi, alınan tedbirleri partiler üstü bir yaklaşımla ele alır ve destekler. Bu realiteyi göz ardı edenler ve teröre karşı operasyonları istismar ederek mühendislik siyaseti yapmaya kalkışanlar er geç Türkiye Halkına hesap verir.
Son olarak şunu ifade edelim; bu yaşananların “Terörsüz Türkiye” hedefini engellemesi, yavaşlatması söz konusu değildir. Daha da önemlisi tüm bunların Cumhurbaşkanımız Erdoğan’ın ifade ettiği büyük paradigma değişikliğine en ufak bir negatif etkisi olamaz, bunu bekleyenler çok yanılır."