Kobanê Davası’ndan tutuklu bulunan Kürt siyasetçi Gültan Kışanak’ın Ceza Muhakemesi Kanunu’nda (CMK) belirlenen 7 yıllık azami tutukluluk süresi dolması üzerine Anayasa Mahkemesi (AYM) ve Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesi’ne yapılan başvurulara ilişkin Kışanak’ın ailesi ve avukatları Karşı Sanat Çalışmaları Merkezi’nde basın açıklaması yaptı.
Several Ballıkaya’nın başladığı açıklamada Gültan Kışanak’ın Diyarbakır’da belediye başkanı seçilmesinin ardından Kobanê Davası’ndan 25 Ekim 2016 tarihinde gözaltına alınarak tutuklanması hatırlatıldı. Ballıkaya, Kışanak’ın tutukluluğun sürmesinin ise kişiyi özgürlüğünden mahrum edilmesi anlamına geldiğine dikkat çekti.
ALTAY: HDP’Lİ SİYASETÇİLER İÇİN VERİLEN KARARLAR SİYASİ NEDENLERE DAYANDIRILIYOR
Ardından söz alan Avukat Gül Altay ise konuşmasına dava dosyasına ilişkin bilgiler vererek başladı. Altay, HDP eski dönem eş başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ’ın da aynı dosyadan tutuklu bulunduğunu hatırlatarak, “HDP’li siyasetçilerle ilgili verilen tutuklama kararlarının siyasi nedenlerle verildiği, asıl amacın iktidar partisinin seçimle kazanamadığı belediyeleri kayyum ile ele geçirmek ve halkın iradesini gasp etmek olduğu artık bilinen ve herkesçe kabul edilen bir olgudur” dedi.
‘İKTİDARIN AMAÇLARINA ARAÇ OLAN BİR YARGILAMA İZLİYORUZ’
Avukat Gül Altay, Kışanak’ın, tutuklandıktan sonra Kobanê Kumpas Davası’na dahil edildiği ve davanın Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesinde devam ettiğini belirtti. Altay, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bu davada hukuka uygun, adil bir yargılama maalesef söz konusu değildir. Uzun bir süredir iktidar partisinin gayri meşru amaçlarının bir aracı haline gelmiş olan bir yargılama izliyoruz. Müvekkilin gözaltına alınışından bugüne, yargılamanın her aşamasında gerçekleşen hukuk ihlalleri artarak devam etmiştir. Yargılama öyle bir hal almıştır ki mahkeme heyeti artık iç hukuk mevzuatına dair kurallara bile uyma gereği duymamaktadır. 25 Ekim tarihi müvekkilin ilk gözaltına alınma tarihinin yıldönümüdür. 25 Ekim 2023 itibariyle müvekkilin tutukluluğu 7. yılını doldurmuştur. Bu sürenin önemi Türkiye yasalarında öngörülen maksimum tutukluluk süresi olmasıdır.
Azami tutukluluk süresinin dolduğu ve müvekkilin tahliye edilmesi talebini içeren 25 Ekim tarihli dilekçemize, üzerinden 4 gün geçmesine rağmen hiçbir cevap verilmemiştir.”
Mahkemelerin Türkiye’deki yasaların iç mevzuatına uymadığını ifade eden Altay, Anayasa Mahkemesi’ni göreve çağırarak “Gültan Kışanak için derhal tedbir kararı verilmeli” ifadelerini kullandı.
AVUKAT CİHAN AYDIN: BU DAVA TÜRKİYE’NİN EN’LERİNDENDİR
Gül Altay’ın ardından dosya avukatlarından Cihan Aydın söz aldı. Aydın, “Yargının devlet aygıtı haline geldiğini açıkça ifade etmek gerekir” dedi. Avukat Aydın sözlerine şöyle devam etti:
“25 Ekim günü Kışanak çok ironik bir şekilde darbe komisyonuna davet edildiği sırada gözaltına alındı. Bu dava Türkiye’nin en’lerindendir. AİHM’in bu davaya ilişkin üç ayrı ihlal kararı var. Bu davanın ifade özgürlüğüne aykırı bir şekilde sürdürüldüğünü ifade ediyor bu kararlar. Bugün bıçağın kemiğe dayandığı bir zamandır. Yasa bir kişinin kaç suçlamama kaç tutukluluk kararı olursa olsun azami olarak 7 yıldır. AİHM’in kararına rağmen herhangi bir işlem yapılmıyor.”
‘GELİŞMELERİ AİHM’E AKTARACAĞIZ’
Anayasa Mahkesi’ne yaptıkları başvurudan bir sonuç almadıklarını ifade eden avukat Cihan Aydın, Ankara 22’nci Ağır Ceza Mahkemesinin verdiği kararı ise “yasayı kendilerine uygun hale getirdiler” sözleriyle değerlendirdi.
Aydın sözlerine, “Hukuka ve kanuna karşı hiledir bu. Tutukluluk süreleri adli suçlar için 5 yıl siyasi suçlar için 7 yıldır. Gelişmeleri AİHM’e aktaracağız.”
FIRTINA: 25 EKİM’DE TAHLİYE EDİLMESİ GEREKİYORDU
Basın toplantısının ardından HEDEP PM üyesi Kerem Fırtına söz aldı. Fırtına, “Tartışmaya açık bir konuşma değildir. Hepimiz okuduğumuzu anlıyoruz. 25 Ekim tarihinde Kışanak tahliye edilmeliydi. Fakat bugün 30 Ekim ve bu karar uygulanmıyor. Acil tahliyesini bekliyoruz” dedi.