Henüz çocuk yaşlardayken ayakkabı tamirciliğine başladığını belirten 53 yaşındaki Mecit Emen, 33 yıldır kendine ait iş yerinde mesleğini sürdürüyor. Emen, sadece tamirat işleriyle kalmayıp, aynı zamanda bölgeye has reşik ayakkabılarını da üretiyor.
12 yaşında çıraklığa başladı
Çırak arandığına dair gördüğü bir ilan ile başlayan Mecit ustanın macerası bugün kentteki neredeyse en tanınan esnaf sıfatı ile devam ediyor. Emen, mesleğe 12 yaşında çırak olarak başlar ve altı aylık bir eğitim sürecinden sonra kendisine ait küçük bir kulübede devam eder.
Emen, çıraklık dönemini şu sözlerle anlattı: “O yıllarda herkes çırak almazdı. Hamit Altıntepe diye bir ayakkabı ustasının camında -çırak aranıyor- yazısı vardı. Çalışmak istediğimi söyledim, ayakkabı boyayarak işe başladım. Ardından ustalık süreci gelişti ve kendime ait iş yerimi açtım.”
Reşik kültürü yeniden canlandı
Keçi kılından dokunan ve tamamen doğal olduğu için koku, kaşıntı, ter ve mantar yapmayan reşik ayakkabılar bölgede uzun yıllar boyunca kullanıldı. Son dönemlerde bu ayakkabıyı üreten usta sayısı da oldukça azaldı. Emen, yok olma tehlikesi ile karşı karşıya olan bu kültürü yeniden canlandırmak için atölyesinde üretim yapıyor.
Bölgenin kültüründen ilham alarak reşik ayakkabılarına Urartu motifleri işleyen Mecit Usta, bu işinden dolayı devlet sanatçı ödülüne de sahip.
5 çocuğumu bu iş sayesinde okuttum
Yıllar içinde Yöre Kundura ismi markalaştı, bugün yurtiçi ve yurtdışından çok yoğun ilgi görüyor. Bu iş sayesinde beş çocuğunu büyütüp okutabildiğini anlatan Emen, 2017 yılında da yılın Esnaf Sanatkâr Ödülüne (yılın ahisi) layık görülmüş.
Ayakkabı işinin kendi içerisinde birçok dala ayrıldığını dile getiren Emen, birçok ürünün tadilatını yaptıklarını belirtti. Emen, “Biz burada çanta, cüzdan gibi ürünlerin tamirini yapıyoruz. Hobicilere deri satıyoruz. Yöre kundura gittikçe büyüdü, 33 yıllık bu süre zarfında ayakkabı tamirinden lostra salonuna, valiz tamirinden yöresel kemer tadilatına kadar bize gelen her ürünün geri dönüşümünü yapıyoruz. Bu bize mutluluk veriyor. İşimizi seviyoruz, yanımızda yüzlerce çırak yetişti” şeklinde konuştu.
Ekonomik kriz bizi de vurdu
Pandemi süreci ile birlikte derinleşen ekonomik krizden dolayı zor günler yaşadığını anlatan Emen, istedikleri kazancı elde edemediklerinden şikayetçi.
Emen, “Alım gücü çok azaldı. Yanımızda çalışan arkadaşların talep ettikleri ücretleri bile veremiyoruz. Müşteri geliyor ama aldığımız ücret emeğimizi karşılamıyor. Gelen insanların ucuz işçilik talebi oluyor. Ben bu talebi kiramdan, maliyetimden dolayı karşılayamıyorum. Kombin bir iş durumumuz olmasaydı her halde biz de kapatıp giderdik” ifadelerini kullandı.
Emeklilik sigorta primlerindeki yüksek fiyatlara dikkat çeken Emen, emekli olamadığını ve 9 bin gün daha çalışması gerektiğini belirtti. Emen durumu şu sözlerle açıkladı: “Yanımda çalışan diğer arkadaşım emekli olacak ama ben olamıyorum. 6 bin TL’nin üzerinde bir sigorta ödemem var. Aynı meslekten birçok arkadaşım sigortasını, Bağ-kurunu ödeyemiyor. Bunlar bizi yoran şeyler.”
Emen, ayakkabı tamiri mesleğinin ekonomik sıkıntılar nedeniyle yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu belirtirken, yetkililere de mesleğin devamlılığını sağlamak için gereken desteğin sağlanması çağrısında bulundu.
ÖZEL HABER: Furkan Tunçdemir / Van