Son bir ay içerisinde cezaevleri ile ilgili sayısız hak ihlalleri ve ölümlü haberlerin gelmesi toplumda çeşitli kaygılara yol açtı. 16 hazıranda Van T Tipi Cezaevi'nde rahatsızlanan Mecit Yılmaz isimli tutuklu, revire kaldırıldıktan sonra “bir şeyin yok” denilerek koğuşa gönderilmiş ve kısa bir süre sonra yaşamını yitirmişti. Şırnak T Tipi Kapalı Cezaevi'nde tutuklu bulunan siyasi mahpus Yıldırım Han, durumunun ağırlaşması üzerine yaklaşık iki hafta önce Ankara'ya sevk edilmiş ancak cezaevindeki ihmaller nedeniyle gerekli tıbbi desteği zamanında alamamış ve yaşamını yitirmişti. Halen cezaevlerinde benzer durumda olan ve acil tedavi görmesi gereken yüzlerce mahpuslu bulunmakta.
Mahpusluların Sağlığa Erişim Hakkı Ciddi İhlale Uğruyor’
Konuyla ilgili görüştüğümüz ve cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerine yönelik ciddi raporlar yayınlayan İHD Van Şube Eşbaşkanı Av. Mehmet Karataş, cezaevlerinin ihlallerin yoğun bir şekilde yaşandığını bir alan olduğunu vurguladı. Karataş, “Sağlık hakkı erişiminden tutun, kişilerin arasındaki iletişimin tanıtımlarına, eğitim ve aile görüşmelerine kadar birçok konuda sorunlar döngüsü. Hasta mahpusların sağlığa erişim hakkı ne yazık ki cezaevlerinde ciddi bir ihlale uğruyor. Revire çıkmak bile zorken, sonuç sevk edilmek daha da zor. Şırnak Cezaevi'nden Ankara'ya tedavi için götürülen bir mahpusun geç kaldığı için anılarını kaybetmemesi bunun son örneğidir” dedi.
‘Sağlık Hakkı İhlali Nedeniyle Bir Çok Mahpus Yaşamını Yitirdi’
Karataş, gözetimin gözetimi altında tutukluluk ve hükümlülerin sağlığının korunmasının temel sorumluluğu olduğunu belirterek, “Hasta mahpusların sağlık hakkının en önemli ve temel haklardan biridir. Cezaevlerinde bu hak ne yazık ki gerektiği gibi sağlanamıyor. Birçok hasta mahpus bu hak ihlalinden dolayı cezaevinde hayatını kaybediyor. Bu konuda etkin soruşturmalar da yürütülüyor” ifadesinden yararlanıldı.
‘Durumu Yakından Takip Ediyoruz’
Karataş, İHD olarak hasta mahpusların tedavi süreçlerini ve sağlık durumlarını takip ettiklerini, ailelerin ve avukatların başvuruları üzerinde gerekli çalışma sürelerini belirtti. “Bayramdan önce hasta mahpusların ailelerinin Adalet Bakanlığı ile görüşmesi önemli bir adımdı. Dileğimiz bu görüşmelerin somut adımlarla tamamlanmasıdır” dedi. Karataş, Ayrıca yaşlı ve ağır hasta mahpusların infazlarının ertelenerek dışarıda tedavi edilmeleri de vurgulandı.
İnfazı Ertelenen 59 Hasta Mahpus Yaşamını Yitirdi
Türkiye'deki cezaevlerinde binlerce hasta tutuklu bulunuyor. İnsan Hakları Derneği'nin (İHD) raporlarına göre, 2023 yılında cezaevlerinde en az 457’si ağır olmak üzere yaklaşık bin 333 hasta tutuklu ve hükümlü bulunuyor. Bu sayılar, yalnızca başvuruda bulunanları kapsadığı için gerçek rakamların çok daha yüksek olduğu tahmin ediliyor. İHD verilerine göre, 2021 yılı başından bugüne kadar en az 81 hasta tutuklu yaşamını yitirdi ve 59 hasta mahpus, infaz ertelendiğinde kısa bir süre sonra hayatını kaybetti.
Nefes Darlığı Çeken Selahattin Demirtaş 6 Gün Sonra Hastaneye Sevk Edildi
Hasta tutukluların sağlık hizmetlerine erişimlerinde büyük sorunlar yaşanıyor. Revire çıkmaları bazen üç haftayı, hastaneye sevk edilmeleri ise üç ayı bulabiliyor. Bu uzun prosedürler, hasta tutukluların durumlarını daha da kötüleştiriyor. Edirne F Tipi Kapalı Cezaevi'nde bulunan Selahattin Demirtaş'ın nefes almakta güçlük çekmesi üzerine hastaneye sevk edilmemesi, ardından sosyal medyada gündem olunca altı gün sonra sevk edilmesi bu durumu gözler önüne seriyor.
Hak İhlalleri ve Uluslararası Sözleşmeler
Türkiye’de cezaevlerindeki sağlık hizmetlerinin yetersizliği ve hasta tutukluların maruz kaldığı ihlaller, uluslararası insan hakları sözleşmelerine aykırı olduğu bilinse de ülke siyasi otoritenin yargıya yönelik baskısı ihlalleri de beraberinde getiriyor. Birçok uluslararası sözleşmede, cezaevindeki tutuklu ve hükümlülerin, ülke genelinde mevcut sağlık hizmetlerine eşit erişim hakkına sahip olduğu belirtilmektedir. Ancak Türkiye'de bu sözleşmeler yeterince karşılık bulmuyor.
Cezaevlerindeki Hak İhlallerinin Ardı Arkası Kesilmiyor
İHD raporlarında, cezaevlerinde işkence, kötü muamele, onur kırıcı uygulamalar, çıplak arama, havalandırma hakkının engellenmesi ve ajanlık dayatması gibi sistematik hak ihlallerine dikkat çekiliyor. Ayrıca, hasta tutukluların sağlık hakkına erişimlerinin engellenmesi, temel insan haklarının ihlali olarak değerlendiriliyor
Ailelerin Çağrısı Yanıt Bulmuyor
Hasta tutukluların aileleri, cezaevlerinde yaşanan bu ihlaller karşısında sessiz kalmıyor. Aileler, hasta çocukları için 'adalet nöbetleri' başlatarak tahliye edilmeleri için çağrıda bulunuyorlar. Ailelerin bu mücadelesi, kamuoyunun dikkatini cezaevlerindeki sağlık sorunlarına ve hak ihlallerine çekmeyi amaçlıyor. Mahpusluların aileleri yıllardır çeşitli eylem ve etkinliklerle cezaevlerinde yaşanan hak ihallerine dikkat çekiyor.
Cezaevlerinde Hasta Tutsakların Ölümleri
Son dönemde hasta tutukluların cezaevlerinde hayatını kaybetmesi, bu konudaki kaygılarıda güçlendiriyor. Örneğin, 29 yıldır cezaevinde bulunan Halil Güneş, akciğer ve kemik kanseriyle mücadele ederken tedavi edilemediği için hayatını kaybetmişti. Benzer şekilde, Turgay Deniz de yeterli tıbbi bakım sağlanmadığı için yaşamını yitiren hasta tutuklulardan biri.
Bu trajik olaylar ve raporlar, cezaevlerindeki sağlık hizmetlerinin acilen iyileştirilmesi gerektiğini ve hasta tutukluların yaşam haklarının korunması için gerekli önlemlerin alınmasının önemini bir kez daha vurgulamaktadır. Sivil toplum örgütleri ve insan hakları kuruluşları, bu konuda daha fazla baskı yapılması gerektiğini belirtiyor.
ÖZEL HABER: İdris YILMAZ