Hakkari Emek ve Demokrasi Güçleri Platformu, Ankara Gar Katliamının 7. yıl dönümü ile Yüksekova ilçesinde aralarında HDP Milletvekillerinin olduğu vatandaşlara sokak ortasında işkenceye varan şiddete ilişkin yazılı açıklama yaptı.
"10 EKİM KATLİAMINA KARŞI ADALET ARAYIŞIMIZ; EMEK, BARIŞ VE DEMOKRASİ MÜCADELEMİZ 7. YILINDA DEVAM EDİYOR" başlığıya yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi;
Yıllardır yasakçı bir zihniyetle 15 günlük eylem etkinlik yasakları ile Hakkari’de en küçük demokratik taleplerin bile yasaklanmasını artık kabul etmiyoruz. Keyfi ve hukuki olmayan bu yasaklar gerekçe gösterilerek dün Yüksekova ilçesinde yapılmak istenen yürüyüşe yapılan müdahale ile halkın seçilmişleri dahil demokratik haklarını kullanmak isteyen vatandaşlara sokak ortasında işkenceye varan uygulamaları kabul etmediğimizi ve şiddetle kınadığımızı belirtmek istiyoruz.
Bu ülkenin emek, barış, demokrasi güçlerinin, barış ve adalet özlemiyle 10 Ekim 2015’te düzenlediği “Emek, Barış Ve Demokrasi Mitingi’ ne yapılan saldırıda 104 arkadaşımız yaşamını yitirdi. 500’e yakın arkadaşımız ise yaralandı. Aradan geçen 7 yıla rağmen çok sayıda arkadaşımız farklı organ kayıplarına uğrayarak hayatlarını devam ettiriyor. Katliamın milyonların ruhunda, yüreğinde yarattığı yaralar, açığa çıkardığı toplumsal yük ise hala geçmek bilmiyor.
10 Ekim Ankara Gar Katliamı, Türkiye devletinin başkentinin ortasında, bütün güvenlik bürokrasinin gözleri önünde gerçekleşti. Gelinen aşamada ortaya çıkan gerçekler bu katliamın önünün açıldığı gösteriyor.
Katliamı gerçekleştiren canilerin istihbarat tarafından takip edildiği, canlı bomba ihbarının olduğu, katliam sorumlularının istihbarat görevlileri ile katliam öncesinde ve sonrasında görüştüğü kamuoyuna yansımıştır. Katliamı gerçekleştiren IŞİD katilleri, patlama malzemeleri ile binlerce kilometre yolu adeta elini kolunu sallayarak, herhangi bir kontrole tabi olmadan geçmiştir. O dönemin karanlığından iktidarını tahkim etmek isteyenler, karanlık ve katliamdan oy hesabına dönenler, şehitlerimizi statlarda yuhalatanlar, bu katliama gereken tedbirleri almayarak yol verenler, bu toplumun, tüm halklarımızın vicdanında mahkumdur.
Katliamın önü açılmış yüzlerce insan bir nefesle yaşama tutunmaya çalışırken, binlerce insanın yardım çığlığı yeri göğü inletirken, kamu görevlisi sıfatını taşıyanlardan bazıları alana gelen ambulansları durdurmuş, bazıları yerde yatan yaralılara biber gazı sıkarak, yardım etmeye çalışanlara saldırmıştır. Ambulanslardan önce TOMAların, zırhlı araçların geldiği alandan 100 canımızın cansız bedeni, ülkenin 42 iline gönderilmiştir. O gün dünyanın dört bir yanından, 81 ilden barış, emek, demokrasi için gelen on binlerin sözü, bugün 42 ilde karanfilleşen canlarımızın, yüzlerce yaralımızın ve on binlerce yoldaşımızın mücadelesinde yaşıyor.
10 Ekim Şehitlerinin sözü işçi grevlerinde, kadın özgürlük hareketinde, ekoloji savunusunda yaşıyor. 10 Ekim barış şehitleri bu ülkenin eşitlikçi, laik, insan haklarına dayalı, demokratik bir hukuk devleti olması için mücadele eden herkesin yüreğindedir.
7. yılında 10 Ekim anmalarının adalet arayışımızın gereği olarak yitirdiklerimizin hatırasına uygun bir şekilde yapılmasını istiyoruz. Anmaların onarıcı bir adalet duygusuna yönelmesi için tüm kamuoyu ve kamu görevlileri gereken özeni göstermelidir. Ancak özellikle güvenlik bürokrasinin geçtiğimiz yıllarda anmalar için tedbir alınması gerekirken, 10 Ekim Barış Ailelerine ve yoldaşlarına yönelik fiili, fiziki, yargısal saldırılar yaşanmıştır. Bu tutum toplumsal barışı tehdit etmektedir.
10 Ekim anmalarına katılan yurttaşlara yönelik fişleme, sorgulama ve soruşturma faaliyetleri yürütülebilmektedir. Dünyada bu katliamın benzerleri olduğunda kamusal bir politika ile toplumun acısı onarılmaya çalışılmaktadır. Bu ve benzeri günlerde onarıcı bir yaklaşımla resmi anma günleri ilan edilmektedir. Yaşamını yitirenlerin hatıralarının yaşatılması ve ailelerinin rehabilitasyonu için gerekli çalışmalar yapılmaktadır. Ancak Türkiye’de 10 Ekim Katliamı da dahil yaşanan bu durumlara ilişkin toplumsal bir yaklaşım ve politika söz konusu değildir. Bizler bu hafızanın barış politikasından yana yeniden kurulması için mücadele edeceğiz. Hiçbir canımızın hatırasına halel gelmesine, 10 Ekim Katliamının unutulmasına müsaade etmeyeceğiz.
Birçok yerde 10 Ekim Şehitlerinin adının yaşatıldığı mekanların arttığını görüyoruz. Bunların çoğalması, katliamı gerçekleştirmek isteyenlerin karanlığına en güzel yanıt olmaktadır. Evet bizler IŞİD karanlığına, siyasi ikbalini oraya bağlayanlara teslim olmadık, olmayacağız.
Öte yandan insanlığa karşı işlenmiş bir suç olarak 10 Ekim Ankara katliamı davası devam ediyor. Bu dava gerçek sorumlular yargılanana kadar devam edecektir. Yitirdiğimiz arkadaşlarımızın bizlere bıraktığı en değerli emanet olan emek, barış, demokrasi mücadelesini de hep beraber, kol kola omuz omuza büyütmeye kararlıyız. Er ya da geç, sorumlular cezalandırılacak; emek kazanacak, demokrasi kazanacak, barış kazanacak!
Kamuoyuna saygı ile duyurulur"denildi.