Topraklarımıza can veren, çocukluğumuzun vazgeçilmez yüzme ve eğlenme alanımız, her iki yakasında bin yıllara ait kervan yollarının olduğu gizemli vadi.

Kutsal kitaplarda yeryüzü cenneti olarak tabir edilen Aden bahçelerinin kutsal suyu Zap/Zê.

Binlerce yılın verdiği bakir, hırçın ve sarp doğası ile imkansızlıkları günümüze kadar taşıdığı vadi. İşte tam da bu vadinin iki yakasını bir araya getirmek için yıllar önce verilmiş bir mücadelenin günümüze yansıyan acılar ve anılarla dolu macerası.

“İnsanlar köprü kuracakları yerde duvar ördükleri için yalnızdırlar.”

(Isaac Newton)

İşte bu sözlerle başlamış yazar “68’den Bir İmece Hikayesi. Zap Suyuna Köprü” ve bu köprünün inanç ile mücadelesi kitabına

Yazar Hayrettin Filiz’in Zap Suyuna Köprü kitabı bizleri yeniden gençlik ile buluşturup aynı zamanda binyılların yaşattığı imkansızlıkların mücadele ile üstesinden gelineceği gerçeğini.

Aslında 1969 Zap suyu üstüne, 53 günde yapılan bu iddiasız ve oldukça yararlı köprü, Boğaza yapılan ve Birinci Köprü olarak bildiğimiz köprüye tepki olsun diye gündeme gelmişti.

Hakkari İHD ve Kayıp Yakınları Daryoş Akgöl için adalet talebinde bulundu Hakkari İHD ve Kayıp Yakınları Daryoş Akgöl için adalet talebinde bulundu

Ülkenin kazanımı noktasında gençliğin üzerindeki sorumluluğa dikkat çeken yazar, “Genç olmanın ne demek olduğu konusunda günümüzün aktüel batağına saplanıp kalmış, sadece para kazanıp ve eğlenceden örülü psikolojik yoksulluktan ölmek üzere olan her yaş insanına, bir fikir ve ilham vermesini umduğum bir hikayedir.” Hakkari Zap suyuna yapılan Gençlik Köprüsü;

Ülkenin dört bir yanını demir yollarla öreceğiz şiarıyla çıkılan yolda Osmanlı döneminde 4 bin 559 kilometreye, Cumhuriyet 1940 ‘a kadar 8 bin 637 kilometreye ulaştırır. Ancak ne Osmanlı dönemi ne de Cumhuriyet dönemi boyunca Hakkari’ye bu ve benzeri yatırımlar hiçbir zaman gelmedi. Bu gün bile 1954’te yapılan ve hala önemli bir kısmı 1980 yıllarında yapılan hali ile duruyor. Bin yıl önce Hakkari Şam yolu, Hakkari Musul yolu, Hakkari Bağdat yolu, Hakkari Tebriz yolu ve Hakkari Anadolu yolu olarak Zap vadisi yoğunluklu ve çeşitli yönlerden aktif olan Hakkari yolları, bu gün tek girişi ve çıkışa mahkum bırakılmış vaziyettedir;

Ülkede demir yolu ve karayolu polemikleri savaşı sürerken İstanbul boğazına köprü fikri yeniden alevlenir. Dönemin gençlik hareketleri bu fikrin doğru olmadığını ve Boğaz köprüsünün yapılmaması için çeşitli protestolar yürütürler.

Hakkari o zamanlar yol’suzluk, yoksulluk, açlık ve sefaletle boğuşmaktadır. 8 Haziran 1969 tarihinde Hakkari de büyük bir miting düzenlenir. Mitingin adı da “İkinci Açlık ve Sefalet Mitingi”dir. Lakin ilk mitingde seslerini duyuramamışlardı. İlginç ve dikkat çekici olan da Hakkari’liler yaptıkları mitingde sadece tek slogan atmışlardır.” “Hükümet Bizi Terketti” İstanbul’da ve ülkede tartışmaların alevlendiği bu günlerde Hakkari de yapılan miting Milliyet gazetesinin küçük bir köşesinde haber olarak yerini almıştır.

Bu haber köprü protestolarını yürüten gençlik için ilham olur ve bir çıkış rotası gelişir. Tam da o yıllarda Hakkari Şavite köyünde öğretmenlik yapan ve çok sonradan Şemsi Belli’nin yazdığı anlaşılan “Anayaso” şiiri yürütülen kampanyanın omurgasını oluşturur;

Anayaso şiirinden kısa bir dörtlük ile hatırlatalım.

Gara dağda, gar altında ufağ ufağ mezerler

Yeddi ceset hetim hetim Zap Suyunda yüzerler

Hökümata arz eylesem azarlar

Ben ketimo

Ben hetimo

Ben ne biçim vatandaşım hooy babooov ?

Şiirin tamamını okumanızı öneririm.

Yedi çocuğu hasta olan bir ailenin çocuklarını Hakkari merkeze, hastaneye getirirken Zap suyuna kapılarak gözden kaybolmaları ve sonrasında köyde yaşanan trajediyi anlatan şiir Zap suyuna köprü fikrinin bütün ülkeye kabul ettirmiş ve büyük destekler alarak sürdürmüştür.

Zap suyuna köprü kampanyası artık ülkenin en önemli basın yayın organları tarafından da desteklenir olmuş.

Dönemin gazetelerinden Milliyet gazetesi kampanyayı adım adım izleyerek desteklerin büyümesini ve yapılan bütün bağışlarla kamuoyuna bilgilendirmesini sürdürmüş.

Ve artık 68 kuşağı gençlerin köprü yapma çalışmaları Zap vadisinde sürme zamanı gelmiştir. Bütün malzemelerini İstanbul’dan tedarik ederek kamyonlarla birlikte günlerce yol yapan gençler, artık Zap suyu ve Zap vadisi ile buluşmuşlardır.

Zap vadisinin her iki yakasında yaşayan köyler ve ahalisi gençleri bağrına basarlar. Gönüllü işçilik dahil her türlü desteği vermeye çalışırlar.

İşte tam da bu muhteşem mücadeleyi dönemin aktörleri, şahitleri ve belgeleri ile adım adım anlatan, belgeleyen ve ölümsüzleştiren Araştırmacı Yazar Hayrettin Filiz, “68’den Bir İmece Hikayesi. Zap Suyuna Köprü” isimli kitabı ile ülke tarihine, Hakkari tarihine ve bizlere büyük bir hizmet sunmuştur.

Ülkesini, milletini seven her bireyin, hepimizin inançla ve en doğru şekilde hizmet etme sorumluluğumuz vardır.

Ülkemizi, şehrimizi ve doğamızı yaşanılır kılmak bizim elimizdedir.