Ramazan ayı, sadece bir kültürel ritüel ya da toplumsal bir gelenek değil, aynı zamanda bireyin kendisini disipline etmesi ve manevi olarak arınması için bir fırsattır.

Bu ay, insanları vicdanlı ve ahlaklı olmaya çağıran bir dini farz olarak, ruhsal bir arınma sürecidir. Kimimiz bu bereketli aydan en iyi şekilde istifade etti, kimimiz de bu nimetten faydalanmaya çalıştı. Ancak önemli olan, Ramazan’ın sunduğu değerleri içselleştirip, yılın her günü bu değerleri hayatımıza taşıyabilmektir.

Ramazan, Hakkâri’nin merkezinden Yüksekova Cumhuriyet Caddesi’ndeki berekete, Şemdinli ahalisinin teravih coşkusuna, Derecik ve Çukurca’nın akşam misafirliklerine kadar her yerde aynı heyecanla karşılandı ve yaşandı. Esnaflar, artan alışveriş hareketliliğiyle bereketi hissederken, aileler iftar sofralarında bir araya gelerek paylaşımın ve muhabbetin tadını çıkardı. Camilerde teravih namazlarında birlik ve beraberlik ruhu pekişti. Fırınların önünde uzayan pide kuyrukları, fitre ve sadakaların verilmesiyle sabır ve dayanışmanın en güzel örnekleri sergilendi.

Whatsapp Image 2025 03 29 At 23.47.59 (2)

Bu yıl Ramazan, Nevruz’a denk geldi ve doğanın uyanışına tanıklık ederken Rabbimizin bizlere sunduğu sayısız nimeti bir kez daha fark ettik. Tabiatın bayramında her yer dirilirken, kuşların cıvıltıları, rengârenk çiçeklerin kokuları ve Rabbimizin lütfuyla hazırlanan sofralar bizlere sunuldu. Cilo, Berçelan, Zap, Ciyayê Govendê, Serê Sılo gibi dağ köylerinde mendê, siyabu, kurat, lüşe gibi pancar çeşitleri, rêvas (uçkun) ve kavirk (mantar) bizlere bahşedildi.

Whatsapp Image 2025 03 29 At 23.47.59 (3)

Bir çay ikram edildiğinde dahi sunan kişiye teşekkür etmek doğal bir refleksken, Rabbimize sunmuş olduğu bunca nimeti karşılıksız bir şekilde almamıza rağmen bir "Elhamdülillah" diyerek şükretmek unuttuğumuz bir davranış olabilir. İşte bu, Ramazan’ın bizlere öğrettiği en önemli derslerden birisidir: Şükür.

Whatsapp Image 2025 03 29 At 23.47.59 (1)

Ramazan, bireysel ve toplumsal bir muhasebe fırsatıdır. Ancak asıl soruyu sormak gerekir: Ramazan ibadetlerimiz bizi gerçekten daha iyi bireyler haline getirdi mi, yoksa yalnızca bir ritüel olarak mı kaldı? İslam’ın emrettiği ibadetler, insanın kendisini sorgulaması, hatalarından ders çıkarması ve daha erdemli bir birey olması içindir. Eğer Ramazan boyunca tuttuğumuz oruç, bize ahlaklı ve vicdanlı olmayı, kötülüklerden uzak durmayı öğretmediyse, bu ibadetin gerçek anlamını idrak edememişiz demektir.

Günümüzde bilgiye ulaşmak kolay olsa da, önemli olan, bilinen doğruları hayatımıza taşıyabilmektir. Oruç, yalnızca aç kalmakla ilgili değildir; Rabbimizin bizim orucumuza ihtiyacı yoktur, bizlerin ihtiyacı vardır. Oruç, sabırdır, dürüstlüktür, sağlıktır, empatidir, hoşgörüdür…

Whatsapp Image 2025 03 29 At 23.47.59

Eğer tuttuğumuz oruç, bizi daha ahlaklı, vicdanlı ve erdemli yapmamışsa, o zaman bu ibadet, yalnızca şeklen yerine getirilmiş bir ritüel haline gelir. İslam’ın emrettiği ibadetlerin amacı, insanı kendisini sorgulamaya, hatalarından ders çıkarmaya ve daha erdemli bir birey olmaya yönlendirmektir.

Geçen yıl Ramazan’ı yaşayıp bu yıl bu mübarek aya ulaşamayanlar olduğu gibi, bu yıl Ramazan’ı yaşayanlar arasında da gelecek sene ulaşamayacak olanlar olacaktır. Bu gerçeği göz önünde bulundurarak, ibadetlerimizi bir alışkanlık veya ritüel olarak değil, hayatımızın her alanına yön veren bir disiplin olarak görmeliyiz.

Whatsapp Image 2025 03 29 At 23.48.12

Şimdi kendimize şu soruyu sormalıyız: Ramazan gerçekten bize bir şeyler öğretti mi, yoksa yalnızca aç kalmakla mı yetindik? Eğer Ramazan’ı gerçekten içselleştirdiysek, bu ayın bereketinden tam anlamıyla faydalanmış oluruz. Allah, Ramazan’ın bereketinden hakkıyla istifade edenlerden eylesin…