Şiddeti öncelikle fiziki şiddet olarak tanımlamak sadece bir yönünü görünür kılar ekonomik, sözlü, duygusal, psikolojik, cinsel,… gibi bir çok şiddet türünü meşrulaştırır. Bunu da aile ortamında gerek medya, sosyal medya, gerekse çevremizde görmek mümkün.
Şiddet bütün başlıklarıyla olaylar örgüsüdür, olgulaşmadan araştırılıp incelenesi analiz edilmesi ve engellenmesinde sosyologların payı fazla ve sosyologlardan yararlanılması elzemdir. Şiddetin sebepleri araştırılmadan engellenmeye yönelik yapılan her eylem ailede şiddeti meşrulaştırır olgulaşdıktan sonra mağduriyetin giderilmesi için diğer bilim dallarına sevk edilir.
Bireyin ilk yerleşim alanı, vatanı, yurdu, ve devleti ailedir. Ailede öğrenilen ve yaşanılan ve yaşatılan her şey bireye meşru kılınır ya da birey bunu meşruymuşçasına içselleştirir. İçselleştirilen bu bütün davranışları da aile dışında uygulamaya koyar. Buna şiddetle başlayabiliriz.
Evlilikte aşk, mantık, para evliliği iki çift arasında meşru beklentileri de beraberinde getirir. Bu beklentilerin karşılanamaması çift arasında meşru şiddeti beraberinde getirir. Üç kavramın eşit orantıda olmayan bütün evliliklerde geçimin ya da anlaşmaların düzeyi şiddetle sonuçlanır. Bunların farkına evlilik sözleşmesinden sonra varılması meşru bir şiddet olayları döngüsünü beraberinde getirir. Medyada en fazla görülen şiddet türünün sebeplerinin araştırılması ve birçok programda üç kavramdan yoksun evliliklerin sonucunda yasak aşk cinayetleri boy göstermekte.
Evlilikte karı-kocanın gerek eğitim, gerek yaş, gerekse ekonomik durumlarının birbirlerine denk olmaması başka şiddet unsurlarını karşımıza çıkarmakta. Eğitimle iki bireyin birbirlerini anlama kapasitesinin farklı olması sözlü, duygusal, psikolojik ve ekonomik şiddet türlerini meşru kılmakta. Sebebi birinin kendini ifade edebilmesi için ya da karşısındakinin onu anlaya bilmesi için bu şiddet türlerini zorunlu olarak uygulamaya koyduğu görülür.
Ekonomik şiddetin sebeplerinden bir tanesi ise birinin ailesindeki rahat yaşantısına özlem duyması ve alışık olmadık bir hayata başlaması eşini baskı altına bırakır ya da eşinin maddi imkânlarına bakmaksızın başkalarının rahat yaşantılarına özenmesi başka sorunlarının belki de yasak aşk gibi kavramların başlangıcı olur. Yaş ise iki farklı jenerasyon olarak nitelendirilebilir. İki bireyin kendi akranları ile ve akranları olmayanlar ile davranışlar arasındaki farklar incelenerek gözler önüne serilebilir. Birinin ağır birinin çocuksu davranışları aralarındaki huzursuzluğu meşru bir zemine indirger.
Ailede sadece iki eş arasındaki meşru şiddet sebeplerinin bazılarına değinmeye çalıştım ve çocuk olursa şiddet boyutları da değişir. Davamın okuyucuları uzun yazılarla sıkmamak için başka bir yazıya bıraktım.