Ahlak yoksunluğu şahsın ve toplumların felaketidir. Bireylerin ahlak çöküntüsü toplumların sonunu getirir.
Bu ahlak çöküntüsünü zamanla normal görmeye, sıradanlaştırmaya, güzel ve yerinde görenler değerli; meyletmeyenler ise aşağılanan düşünce gözüyle töhmet altında bırakılarak; onlar da bu ahlaksızlıklara ortak edilmeye zorlatılmaktadır.
Kadınların bile eleştirdiği, kendilerine layık görmediği, nefret ettiği, bedeni teşhis eden şeffaf, dar, kısa libas tüccarların,
Aşırıya kaçan “Rabbena hep bana” doyumsuzluğun dışında da nice ahlaksızlıklar mevcuttur.
Maaşının dışında kendisine başvuran vatandaştan rüşvet sayılmasın diye yapacağı hizmet karşılığında şahıstan nakit yerine şaka yoluyla da olsa ceviz, bal tereyağı talep edenlere,
Bunca işsiz, fakir fukara varken; devletten hakkı olan maaşının dışında ikinci, üçüncü maaş alanlara, gözü olanlara,
İşini layıkıyla yapamayan, hak etmediği makamın hakkını vermeden daha bir üst makamda gözü olana, hevesi kaçanlara,
Onaylanan, uygun görülen umumi hizmetleri vatandaşa çok görüp şahsi menfaati, çıkarı olmadığından dolayı amirine bir bahaneyle engelleme gayretinde ter döken saha ve masa başı idarecilere,
Yarını düşlemeyen, günlük ihale peşinde koşuşturan müteahhitlere, mühendislere, onay makamında bulunanlara,
Çöp noktasına kadar gidip çöpünü konteynır değil de kenarına, uzaktan nokta atışla çevreye çöpünü yayanlara,
Çöp poşetine kıymayarak çöp noktasına boşaltıp tekrar poşeti geri götürenlere,
İçtiği sigaranın izmaritini evinde küllüğe, çarşı merkezinde, caddesinde, sokağında tarlaya buğday serper gibi serpenlere,
Yol ve yapı çalışmalarında ağaca kepçeyle gönüllü zarar verenlere,
Devlet (yetim, öksüz, garip)in hakkında gözü olanlara, kul hakkını hafif bilenlere,
Yaya ve engelli yoluna araç park eden akıllılara,
Engelli levhalarını duvara toslayan mühendislere,
Ulaşım araçların durak noktalarını işgal eden sürücülere,
Cami, mezarlık tarihi mekânların musluklarını çalan hırsızlara,
Hırsızlığa göz yuman anne, babalara,
Bu ve nicelerine sessiz kalanlara da;
Yazıklar olsun!...
Selam ve dua ile…
