Van, Hakkari, Bitlis ve Muş illerini kapsayan Van gölü Elektrik Dağıtım A.Ş. (Van gölü VEDAŞ) hakkında büyük bir yolsuzluk skandalı gündeme gelmiş durumda.

2013 yılında Türkerler Holding A.Ş. tarafından 100 milyon dolar karşılığında özelleştirme idaresinden alınmıştı. Özelleştirmenin amacı, elektrik dağıtım hizmetlerinin daha verimli ve hızlı bir şekilde halka sunulması olarak açıklanmıştı. Ancak, Batı illerinde de benzer özelleştirme örneklerinde yaşanan başarısızlıklar, bu sefer de Van gölü VEDAŞ için tekrarlanmış gibi görünüyor.

Özelleştirmelerden sonra, özellikle altyapı yatırımları ve hizmet kalitesinde eksiklikler görülmüş, geçtiğimiz yıl Isparta'da kötü hava koşulları nedeniyle bir hafta süren elektrik kesintileri yaşanmıştı. Yapılan incelemelerde, kesintinin ardından özelleştirme idaresinden elektrik dağıtım şirketini alan firmanın gerekli altyapı yatırımını yapmadığı ve özen göstermediği tespit edilmişti.

Edinilen bilgiye göre ise, Van gölü VEDAŞ’ta ciddi bir yolsuzluk iddiası ortaya çıkmış durumda. Van’da yayın yapan Tarafsız Van Haber internet sitesinin duyurduğu habere göre, şirketteki bazı yöneticiler hakkında 600 milyon lira ve üzeri tutarında yolsuzluk yapıldığı öne sürülüyor. İddialara göre, ihale bedellerinde fiyatlar şişirilmekte, bazı yerleşim yerlerine elektrik hattı yapılmamış olmasına rağmen, sözde bu bölgelerde elektrik altyapısı kurulduğu gösterilip, ilgili firmalara ödeme yapılmış. Ayrıca, bazı kurum yetkililerinin, başka kişiler adına firma kurup, bu işleri bu firmalar üzerinden alıp hem kurumu hem de devleti dolandırıp zarara uğrattıkları söyleniyor.

Bu tür olayların artan oranda gündeme gelmesi, kamuoyunda büyük tepki toplarken, iktidarın özelleştirme süreçlerinin denetimsiz ve şeffaflıktan uzak şekilde yapıldığı da göz önüne seriliyor. Devletteki yolsuzluk, ihale kanununun 21 b fıkrası gereğince istediğini veren AK Parti iktidarı gibi özelleştirilen firmalarda çalışanlar da buna bakarak kendilerine özel şirket üzerinden rant devşirerek adeta ‘’Üzüm üzüme baka baka kararır” atasözünü hatırlatan bir
duruma neden olmaktalar. Bu özel sektör çalışanların da benzer yolsuzluklara bulaşabileceğini ortaya koyuyor.

Özelleştirmeden sonra, şirketin Ankara merkezindeki yöneticilerle Van’daki yöneticilerin ortaklaşa iş çevirdikleri, hem şirketi hem de devleti büyük zarara uğrattıkları iddia ediliyor. Yolsuzluğun boyutu, yalnızca finansal zararlarla sınırlı kalmayıp, şirketin iç yapısında da ciddi sıkıntılara yol açmış durumda. Van’daki bazı yöneticiler ve çağrı merkezi çalışanları arasında uygunsuz davranışlar da söz konusu, ve bu nedenle bazı kişiler görevden alınmış.

Öte yandan, şirketin temizlik işçilerinin son taşeron firmada çalıştıkları süreye ilişkin kıdem tazminatlarını halen alamadığı, mahkeme kararı ile bu ancak tazminatları alabildikleri ifade ediliyor. Güvenlik firması çalışanları ise, iki aylık arayla sürekli maaşlarını geç aldıkları da alınan duyumlar arasında. Bu yüzden taşeron işçiler ve güvenlikçiler ciddi mağduriyet yaşıyor. Tüm bu olumsuzluklar, Van gölü VEDAŞ'ın yalnızca ekonomik değil, çalışan hakları açısından da ciddi sorunlarla karşı karşıya olduğunu gösteriyor.

Bu yolsuzluk skandalı, hem devletin hem de şirketin zarara uğramasına neden olduğu ve kamuoyunda geniş yankı uyandırmış durumda. Yolsuzluk iddialarının üzerine gitmesi gereken müfettişler şimdi bu olayların aydınlatılması devletin ve Vedaş’ın zarar etmemesi, yöneticilerin daha düzenli ve itinalı çalışması şirket yatırımlarının ihale şartname ve sözleşmelerine devletin birim fiyatlarına riayet etmesi iç denetim ile dış denetimlerin yolsuzluk ve hukuksuzluğa mahlas vermeyecek bir şekilde bir oto kontrol mekanizması kurmaları gerektiği kanaatindeyim. Elektrik gibi günümüz dünyasında insan hayatında olmazsa olmaz bir hizmet ve tüketim maddesinin devletin halka daha sağlıklı ve yararlı ulaşabilmesi için özelleşse dahi her an denetimin sıkı kurallara bağlı olarak işlemesi ve yapılması gerekir.