Yıllarını devletin kalkınması, korunması ve gelişmesi için her türlü meşakkati çeken, bazıları masa başında, bazıları fabrikada, bazıları da ülke içinde ve sınırda gece gündüz vatan nöbetinde çalışırken belli bir süre sonra bu görevlerini doldurarak emekli oluyorlar bir gün.
Tabii ki, 2020 öncesinde yani çok değil, bundan dört yıl öncesine kadar da, daha doğrusu ülkenin kuruluşundan yukarıda anılan tarihe kadar geçen sürede alın teri dökerek devlete 25 ve daha fazla hizmet eden memur ve diğer çalışanlar emekli olduklarında kendilerine bir ev ya da araç alabiliyorlardı.
Emekli maaşları da gayet iyiydi ve hiç kimseye muhtaç olmadan iyi bir yaşam sürüyorlardı.
Fakat AKP'nin iktidara gelmesiyle yapılan bir dizi düzenlemeyle emekli maaş artışları azaltılıyor, hatta TÜİK adlı enflasyon oranını tespit eden kuruluş, hükümetin baskısıyla piyasa fiyatlarıyla oynayarak düşük enflasyon açıklıyor ve hükümet, memur ve emeklilere piyasadaki gerçek enflasyon oranının üçte biri kadar maaşlarına zam yaparak özellikle emeklilere ikinci bir darbe daha vuruyor.
Hem TÜİK’in enflasyon rakamlarıyla oynadığı durum, hem de AKP hükümetinin sanki emekliler bu ülkeye hiçbir hizmet yapmamış gibi davranması ve ekonominin bozuk olmasındaki başat aktör ve hükümetin sırtında adeta kambur olduğu şeklindeki ifadeleri, aldıkları üç-beş kuruş maaşın devlet bütçesine yük olmasını söylemeleri emeklileri rencide etmiş, onurlarını kırmıştır.
Üstelik sürekli dini referansları kullanarak politika geliştirip siyaset yapan AKP hükümeti hala algı yöntemleriyle kitleleri kandırma peşinde.
“AKP lideri ve Cumhurbaşkanı Erdoğan, sürekli olarak emeklilerin hayat şartlarını iyileştireceğiz vaadini verse de, son sürat artan enflasyon karşısında TÜİK’in belirlediği sanal enflasyon rakamları ile piyasanın gerçek fiyatlarının belirlendiği rakamlar birbirini tutmayınca, söylemler ve icraatlar maalesef havada kalıyor. Bu durumda, emekliler umduklarını başka bir bahara bırakmak zorunda kalıyorlar.”
“AKP iktidarı hazineyi boşaltmış, rezerv -70 milyar dolarla ne yazık ki hükümetin elini vaatler konusunda rahatlatamıyor.”
Çünkü AKP iktidarı, bol keseden kendi yandaşlarına yaptırdıkları -ülke halkının ister geçsin isterse geçmesin, (hikayedeki Deli Dumrul misali) -yol, köprü ve ister uçakla gitsin ister gitmesin yapılan havaalanları ile ister muayene olsun ister olmasın yapılan hastanelerde verilen Hazine garantili devlet ödemesi yüzünden boşalan devletin hazinesi nedeniyle ülkemizde korkunç bir enflasyon ve hayat pahalılığı oluştu.
Bu yüzden ülkede ne orta direk memur ne de emekli kaldı, yaşam şartları da o kadar ağırlaştı ki bir emeklinin aldığı on bin lira aylığı ancak kiraya yetebiliyor.
Hükümetin özel firmalara yaptığı ücretli otoyol, havaalanı ve hastaneler yüzünden ülkede yoksulluk ve açlık sınırının altında bir yaşam süren ülkemin insanı herhalde bu seçimde iktidara ders verecektir diye düşünüyorum.
Bu çok günah, zengin işadamına kaynak aktarılan hazine garantisi mucidi AKP iktidarı, şimdi de "biz iş yaptık, ülkeyi kalkındırdık" diyerek sizden bütün bakanlar dahil sahaya inerek sizden oy istiyorlar.
Ülkemin emeklileri de emekçileri de, dipsiz kuyuya atılan taş misali hükümetin verdikleri maaş artışları yetmiyor tabirini kullanan iktidara, emeklilerin bu seçimde gereğini yapacaklarını umuyorum.
Çünkü AKP iktidarının artık ne emeklilere ne de ülkeye verecekleri hiçbir katkı ve hizmeti kalmadı.
Bu ülkenin tüm limanlarını, tüm fabrikalarını, stratejik öneme sahip telekomünikasyon şirketleri ve tank fabrikalarını sattılar.
Yetmedi, devletin hazinesine ait arsa ve arazilerinin de çoğunu sattılar. Lakin hazine hala boş, çünkü kendileri dipsiz kuyu ve ne kadar kemer sıkacağız deseler bir türlü şatafattan ve lüksten vazgeçmiyorlar.
Ülkeyi Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi diye ucube bir sistem ile yöneterek, ülkeyi büyük bir ekonomik kriz ve çıkmaza sokan bu iktidarın bir an evvel gitmesi ve vatandaştan artık destek görmemesi gerektiğini düşünüyorum.
Zira hükümette kaldıkları her gün, bir önceki günü aratır hale gelmesi, ülke insanını sıkıntıdan başka bir şey beklemiyor.
Bu vesileyle, mübarek Ramazan ayınızı tebrik ediyorum. Kim bu ayda hayır yapıyor, Ramazan kolisi ve alışveriş kartı dağıtıyorsa Allah kabul etsin.
Oy alacağım diye verilen bu ve benzeri yardımların, sadaka, fitre ve zekatların Allah indinde hiçbir hayrının ve kazancının olmayacağını, özelde fakir ve yoksul olan Hakkari’de halkın, genelde ise tüm Türkiye’deki fakir ve yoksul halkın bu kutsal Ramazan ayında kendilerine verilen yardımları kabul edip oylarını da vicdanlarına göre vermelerini, daha doğrusu vereceklerini umuyorum.