Hakkari'de ev aramak, son yıllarda adeta bir zorluklar zincirine dönüştü. Eskiden insanların rahatça ev bulabildiği bu şehirde, bugün kiracı olmak neredeyse imkânsız hale geldi. Özellikle yerli halk için, barınma bir hak değil, bir mücadeleye dönüşmüş durumda. Ev arayan vatandaşlar, umutsuzca emlakçıların kapısını çalıyor, ancak burada karşılaştıkları durum, maalesef içler acısı.

Son yıllarda, şehirde emlakçılar, daha fazla kâr elde etmek amacıyla evin sahibi gibi hareket etmeye başladı. Bu durumu fırsat bilen bazı emlakçılar, kiraları normalin çok üzerine çıkararak özellikle polis, uzman çavuş ve öğretmen gibi meslek gruplarını hedef alıyorlar.

Değeri 6 bin lira olan bir daire, komisyonlarla birlikte 15 bin liraya kadar yükseltilebiliyor. Ev sahipleri de bu fırsattan yararlanmak için emlakçılara kapı aralıyor, böylece emlak piyasası adeta bir rant kapısı haline geliyor.

Bugün bana ulaşan bir hanım kardeşimiz ile emlakçı arasında yapılan görüşmede karşılaştığı ilk soru, “Yerli misiniz?” olmuş.

Bu sorunun arkasında yatan sebep, ne yazık ki kira fiyatının asgari karşılığıdır. Uzman veya öğretmen iseniz kira 15 bin TL. Hakkariliyseniz, size ev vermek istemediklerini açıkça ifade ediyorlar.

Bu şehirde yerli olmanın, bir ev bulma sürecinde bu kadar büyük bir engel teşkil edeceği hiç aklıma gelmezdi. Ancak bu duruma nasıl geldiğimiz sorgulanması gereken bir noktadır.

Normalde, bir kiracı ev beğenir ya da beğenmez, bu onun tercihidir. Ancak Hakkari'de işler tersine dönmüş durumda. Emlakçılar, yalnızca Hakkarili iseniz düşünüp ona göre kira fiyatını belirliyor.

Hakkarili olmak, bu şehirde ev bulma mücadelesinde bir dezavantaja dönüşmüş durumda. Bu ayrımcılık, Hakkarililerin kendi memleketlerinde ev bulmalarını zorlaştırıyor, hatta neredeyse imkânsız hale getiriyor.

Bu duruma artık bir son verilmeli. Ev sahiplerinin bu önyargılarının aşılması ve Hakkarililere yönelik ayrımcılığın sona erdirilmesi gerekiyor.

Toplumun her kesiminin bu konuda duyarlı olması şart. İnsanlar, doğup büyüdükleri, hayatlarının büyük bir kısmını geçirdikleri memleketlerinde barınacak bir ev bulamıyorsa, bu büyük bir haksızlık ve çaresizliktir.

Üstelik artan kira fiyatları, bu ayrımcılığın yanında çok daha az önemli kalıyor. Şehirde, kullanışsız, yıkık dökük, eski evler bile lüks daireler gibi fiyatlandırılıyor.

Ev sahipleri, bu evlerin kötü durumlarına rağmen, sanki modern, dayalı döşeli bir ev sunuyormuş gibi yüksek fiyatlar talep ediyorlar. Bu durum, kiracıların maddi güçlerini zorlamanın yanı sıra büyük bir adaletsizliğe de yol açıyor.

Bu soruna artık sesimizi yükseltmeliyiz. Hakkari'de yaşanan bu durum, sadece Hakkarililerin değil, tüm toplumun ortak sorunu haline gelmiştir. Ev sahiplerinin bu önyargılı tutumlarını terk etmeleri, insanların doğup büyüdükleri topraklarda huzur içinde yaşamalarını sağlamak adına bir zorunluluktur.

Hakkarili olmak, bir insanın barınma hakkını elinden almamalıdır. Bu durumun son bulması için herkesin sorumluluk alması gerekiyor. Çünkü bu sorun, Hakkari’de yaşamı zorlaştıran, insanları çaresizliğe sürükleyen ciddi bir sosyal problemdir.

Bu şehirdeki ev sahipleri ve emlakçılar, kâr elde etmek adına insanları zor durumda bırakmamalı, memleketlerinden sürgün etmekten vazgeçmelidir.

Toplumun her kesimi, bu haksızlığa karşı duyarlı olmalı ve bu adaletsizliğin son bulması için birlik olmalıdır. Çünkü Hakkari’de yaşamak, burada ev bulmak ve barınmak, her Hakkarilinin en temel hakkıdır.