BEN YOBAZ SEN ÇAĞDAŞ
Bak güzelim! Ben yobazım
İçimde yükselir avazım
Yutkunur ayazım
Sen çağdaş ben yobazım,
Çarşafa bürünüp korkarken ayetten
Ağustos soğuktur cehennemin ateşinden
Cilbab koruyor, Ayet’li başımı güneşten
Ben yobaz anlamam çağ dışılıktan,
Üstsüz yarıştıkça ünlüsün
Libası attıkça alkıştasın
Akıbetini görmeyen yaştasın
Ben yobaz, anlamayan çağdasın
Tavuğun yontulmuşunda,
Karpuzun soyulmuşunda,
Sinekler yarışır maratonunda,
Dedim ya yobazım, çıplaklaşan çağda
Sen nefsine uyup göbek açan,
Ben hayâ eden AHZAP’A uyan,
Ar olmalı biraz da edebe dayan,
Yobazım işte, anlamam çağdan,
Alınlar secdede, başlar rükûda,
Avuç semada, yakarış dillerde
İçler buruk bu fani ömürde,
Dedim ya yobazım, özgürlük çağdaşlığında;
Ben çocuğun sütünde
Sen göbeğin reklamında
Bir olamadık bu diyarda
Ben yobaz, sen çağdaşlıkta
Bir bardak su verince babaya
Kölelik oldu kandırıldığın dünyada
Bin kişilik boğaza hizmet özgürlüğünde
Yobazlıkta çağ atladım, özgür çağdaşlığında
Ebeveyn evin çiçekli bahçeleri,
Torunlarına verir başköşeleri,
Kabir olur huzursuz evleri,
Biz yobaz, doyuramadık siz çağdaşları
Bir lokmayı bölüşürken mağara evlerde
Güle oynaya sevinç saçardık gıcırdayan damlarda
Marifetsize şefkat tokat izi yanaklarımızda
Bir daha olmazdı edepsiz çağınızda
Yarım fincan gösteriş kahvesinde
Kulelerin ahir manzaralı fotoğraf karesinde
Görünmek adına, tezek kokulu parfümünde
Birleşemedik yobaz ve çağdaş uçurumunda;
Ayakkabım tabansız, elbisem yama
Sosyete görünce dedim nefsime uyma
Allah içe bakar dışa kanma
İçi dışta görünen libassızın çağdaşları
Aynı annenin taban, tavan çocukları olduk,
Bölen, parçalayanların neferlerine uyduk,
Ben fakire sevdalı, sen havalılarla dolduk,
Ben yobazca öldüm, sen çağdaşça gömüldün…