HALKIN VALİSİ Mİ? YOKSA!
Her ne olursa olsun çobanlar taşı, taşları her daim tuzlamalılar. Pes etmek, geri adım atmak, yılmak, bıkkınlık göstermek, umutsuzluk, karamsarlık çizgisinde gelip gitmekte olmamalılar.
Bu çoban; imamdır, müdürdür, reistir, validir, öğretmendir, doktordur, hamaldır, ameledir, annedir, babadır… Elini tuzun, taşın altına bırakan herkestir.
İlimizin çobanı Valimiz; yıllardır halkı üzerinde nemalanan, en güzel, en büyük lokmayı yutan, yutturan milli ve yerli bürokrasiyi; asasıyla boynuzlarına vurmazsa geçmiş gelenek devam eder. İş reklam da kalır. Nemalanan şişer, halkta cılız kalır.
VALİMİZ İYİ BAŞLADI
-
Karşılama (çiçek) israfına sed olması,
-
Koltuğu değil, halkı seçmesi,
-
Danışmanlardan duyması değil, yerinde görmesi,
-
Koruma ordusundan ırak, sade bir vatandaş denetlemesi…
İleri ki süreçte devam mı tamam mı? Sorularının cevabını gösterecektir.
Nasıl ki her atanan ve görevlendirilen kamu görevlisi; her dem Hakkâri’miz misafirperverdir, merttir, en medeni millettir… Dese de acaba halkı kendisi hakkında ne diyor? Bunun merakı içinde oluyorlar mı? Yoksa inceldiği yerden kopsun mu diyor?
Bir üst düzey yetkiliyi yücelten de düşürende yanı vezir yapanda rezil edende danışmanlarıdır. En yakın mesai ekibidir. Ya duaya, ya bedduaya…
Her belediye sulh yeridir. Lakin belediyemiz yerli fakat yerini garantileme çabasında yarışan bürokrasi sayesinde hep düşman üretmektedir.
KAVGAYI BELEDİYE BAŞLATTI
Valimizin ilimize ayak basmanın arefesinde yaşanan tatsız olayın baş mimari belediye yetkililerinin danışmanlarıdır. Emniyetin ve sağduyulu vatandaşların zamanında araya girmesiyle olayın yatıştırılması ve büyük dalgalanmanın önüne hızla geçenlere de ayrıyeten teşekkür ederiz.
Niçin belediye başlattı diyoruz? İmarda var olan yolun aktifleşeceğinin müjdesini verip, tüm imkânları belediyenin oluşturması gerekirken; birbirinden habersiz malzeme desteğinde bulunan belediye; vatandaşa da 2 yıl öncesinin maliyetiyle 20 bin usta ücreti yükleterek başladılar. Çalışmanın başında ne bir mühendisin, ne bir yetkilinin, ne de herhangi bir güzergâh, işaret bırakılmaması sonucu yol bir yukarı, bir aşağı, bir daralma, bir genleşme ve de sonu getirilmeyen çıkmaz bir sokak oluşturulmaya çalışıldı onu da başaramadılar… Ve sonucunda vatandaşın birbirine düşmesinin fitilini ateşlediler. Yol tamamlansaydı kimse kimseye kırılmazdı. Yılların can ciğer komşulukları bozulmazdı…
VALİMİZE İLK DAVET
Okuduğumuz, gördüğümüz ve bildiğimiz kadarıyla devlet kurumlarımızda vatandaşın talebi dilekçelerle değerlendirilirdi. Lakin geldiğimiz noktada dilekçenin yerine sözü geçen, nazı olanlar ön planda tutuluyor.
Merkeze bağlı Tugay yolu asfaltından sadece 1,3 Km mesafede ki Otluca Tümsek köyün; taşımalı öğrencisi, günde onlarca özel ve ticari araçların sık sık kullandığı hatta yol bozukluğundan ticari araçların zar zor ve pahalıya gittikleri yol için… Son 5 yıldır köyün asfaltlanması için il özel idarede kayıtlı her dilekçenin cevabı “hizmet yılı ödeneğinde olmadığından önümüzde ki yılı içinde değerlendirilmesine” cevabıyla karşılaşıyoruz. Hep sonra ki yıla ertelenen hizmetlerin; vatandaşın devletine olan güvenini ve hizmete olan umudunu sarsmaya hiç birimizin hakkı yoktur.
Her yerleşim yeri asfaltlansın, güzelleştirilsin, ulaşımı kolaylaştırılsın lakin rütbeler dilekçelerin önüne geçmesin, vatandaşa “talebinizi dilekçeyle sunun” deniliyorsa bu haksızlık, adaletsizlik, güvensizlik ortadan kaldırılsın.
Sayın Valim; sizleri olaya sebebiyet veren merkezi yolda vatandaşla çay içmeye, bahsi geçen köyün bıçak keskinliğinde ve misket taşlardan, hendekleri andıran yolda araçların nasıl patinaj ve raks ettiklerini en azında vatandaşlarının soğuk bir ayranlarını içerek ve bizzat vatandaşın ağzından serzenişleri duymaya davet ediyoruz.
Sadece bu iki örneği yerinde görmekle devletin vatandaşı arasında köprü görevini yapan bürokrasinin ne denli işlevsiz kaldığının şahitleri olacaksınız.
Her amirin; her bir hizmeti yerli yerinde denetlemesi, sorgulaması, hesap sorması halkına yapacağı en güzel hizmettir.
Selam ve dua ile…