TÜRKİYE BALIYLA ZEHİRLENİYOR
Bir doktor ameliyat bölgesinde daha rahat çalışmak, amacına ve hedefine ulaşmak adına anestezi yapması şarttır. O alan üzerinde yükselecek sesi, rahatsızlığı ve hareketleri bastırmak, devre dışı bırakmak…
Tatlılığıyla kendine çeken zehirli bal misali; panzehri akla getirmemek adına zamanı geciktiren bir düşüncenin kurbanlarıyız ne yazık ki.
Ülkemizde de yıllardır özgürlük, çağdaşlık, soyunma, ahlaksızlaşma aldatma gibi anestezilerle aileler, gençler büyük bir ameliyatın altındalar.
En büyük bütçeyle desteklenmesi gereken bir bakanlık varsa oda Medya Bakanlığı olmalıdır. Çünkü bireyin ahlakı bozulursa; bozuk aileler, bozuk toplumlar meydana gelir. Bu da düşmanın silah kullanmadan, vatandan önce vatandaşını işgal ederek; bayrak dikmenin çağımızda ki en etkili silahıdır.
Tüm dizi ve filmlerimizde; sosyete özentisiyle gençlerimize soyunmayı, anne- babayı, büyükleri takmamayı, 18 yaş üstü her türlü özgürlük haltını yemeyi, hiç kimsenin fakir olmadığını, herkesin villa, araba, havuzlu hayatlar yaşadığını, eşlerin birbirini aldatma, sevgilisi, aşkı, manitası, hanımı, gezdiği, yediği, içtiği gibi farklı farklı hayatlarla nefes alma hakkının olduğunu yansıtan medyada…
Neden aksakallı temiz ceddimiz yok? Hep karı kız pususunda bekleyen çakallar var?
Neden takva sahibi insanımız yok? Hep kumar, çete, fuhuş kokusunun peşinde koşuşturanlar var.
Neden hanım yok? Soyunma yarışında maratona koşan, nefisleri cezbeden hanımcıklar var.
Neden hala ağzı süt kokan gençlerimize fuhuşatın tüm yollarını detayıyla anlatan ve yaşayarak çirkinliğe örnek oluşturan dizilerimiz, filmlerimiz var?
Dini, imanı zayıflatma, İslam’ı kötü gösterme çaba, gayret hedeflerinde yayınlar…
Aile içinde bağırmalar, ses tonlarını yükseltmeler, bir birine tahammül etmemeler, kırmalar dökmeler…
Aile içi saygınlığı bitirmeler, boşanmaları kolay hoş güzel göstermeler…
Van’da ahlaksız İran turistlerini, bodrumun elbisesiz insanlarını sitelerinde başköşe haber yapıp; takva sahibi, ehil iman insanını örnek teşkil etmek, söndürülmek istenen umudu yeniden yeşertmek adına sitelerinde yer vermeyen, öcü, yamyam gibi gösterme gayretleri geleceğinin Türkiye’sinin nereye varacağının net şeklidir…
Reyting uğruna toplumu ahlaksızlaştırmaya meyledenlere verilen maddi ceza toplumun zihninde oluşan hasarı silemez.
Dizilerimizde üstelik aile vergileriyle; aileyi yıkıma sürükleyen, devletin kanallarında devleti dinamit dominosuna çeviren rezillikler ap ayrı bir tehlikedir.
Nikâh kıymadan baş başa sabahlamaları, namahremlerin güzel doğada temiz hava alma adına flört yoluyla kirli ilişkilerin, yakınlaşmaların caiz olduğu görünümünü verip toplumu karmaşık bir hayatın içine çekmeleri, gençleri kim kime, kim kiminle olmaya teşvik etmeleri…
Eğer yetkililer ülkeyi zehirleyen mecraları; durdurmaya, bertaraf etmeye yetkileri yoksa otursunlar ülkenin son çırpınışlarını seyretsinler. Çünkü!
Maneviyat yoksa aile ölmüş, ülke bitmiştir…
Selam ve dua ile…