Kayyum atamaları Kürt meselesini, derinleştiren ve çözüme hizmet etmeyen uygulamalardır.
Kürt sorunu vardır, ciddidir çözüm için sağ duyu, itidal ve tahammül lazımdır. İktidar yargısız kayyum atamalarına son vermeli, Kürt halkının hassasiyetlerine saygı duyduğunu uygulamalarıyla göstermelidir.
Ancak bu meselede beklentiler ve gerçekler aynı ölçüde uyuşmuyor. Halktan oy alan belediye başkanları yerine kayyum atanması ne anlama geldiğini, nasıl sonuçlar doğuracağını, Kürt seçmende nasıl bir duygu yaratacağını tahmin etmek için DEM'li olmak, hatta Kürt olmak bile gerekmiyor!
Kürt meselesi; aktörlerini, temsilcilerini dışlayarak, sorunu terörle açıklayarak, asayiş politikalarıyla halledilebilecek bir mesele değildir. Çözüm atmosferi gelişirse, siyasi arenada kullanıma çok elverişli bir enstrüman olan “PKK yaftası” artık tedavülden kalkacak dolaysıyla bazı kesimlerin beslenme damarları tıkanacaktır.
Esasen demokratik atmosferin genişlemesi ve güç kullanımının azalması iktidar tarafından istenen bir veri olmadığı bugüne kadar olan uygulamalarından biliyoruz.
Kim ne der bilmiyorum; ama bu ülkede silahlı Kürt'ü, silahsız Kürt'ten daha çok seven bir kesim var!
Çünkü: Sistem yasal olmayana karşı rahat mücadele edebilirken yasal olana karşı etkisiz kalıyor. Bu durumda yasal olmayanı tercih etmek sistem açısından
daha elverişli olabiliyor.
Kürtler silahlı mücadeleyle sonuç alınamayacağını öğrendiler, ancak halen bazı kesimler silahlı mücadele enstrümanını çok kullanışlı buluyor ve bu işin devamından yana.
Sayın Ahmet Türk’ün şu sözüne herkes dikkat etmelidir:
“Kürtler de bu işin silahla çözülemeyeceğini görmeye başladı. Atılacak doğru adımlar sonucunda sıkıntı da olmaz.” (11 Ekim 2024) Kürtler sadece siyaset yapmış olmak için değil, karşılaştıkları adaletsizlikleri görünür kılmak için siyaset yapıyorlar.
Seçim dönemlerinde kime oy verileceği sorulan Kürtlerin Kürt siyasi hareketini kast ederek "Xwe" (kendime) şeklinde yanıt vermesi çok anlamlı değil midir? Dolaysıyla bu adanmışlık Kürt siyasal hareketine dinamizm ve söylemde üretken bir karakter kazandırıyor.
Kayyum atamaları yada başka hukuksuzluklar Kürtler için vatandaşlık bağını sembolik bir düzeyde tutuyor. Gönülsüz vatandaşlığın sebebi kuşkusuz antidemokratik uygulamalardır.
Ulus devlet yapısı kendini yenilememesi, bu psikolojik travmaya zemin hazırlıyor. İster beğenelim, ister beğenmeyelim bu sistematik sürece karşı iyi örgütlenmiş
bir Kürt toplumu var.
Hülasa; Kürtler için, halen bu ülkede Kürt olarak var olmanın neler ifade ettiğini anlamak lazım. Kavga ve çatışma istiyorsak geçmişe, uzlaşma ve çözüm istiyorsak geleceğe bakmalıyız.
Kayyum atamaları Kürt meselesinde siyasi çözümü savunanları zora sokuyor, meseleye şiddet, çatışma ve asayiş penceresinden bakanların değirmenine de su
taşıyor.
"Yazımı bir fıkra ile bitireyim"
Bir Kürt ve bir Laz işledikleri suçlardan ötürü idama mahkûm edilmişler. Fıkra bu ya, cezalarının infazının aynı cezaevi avlusuna kurulan iki darağacında gerçekleştirilmesine karar verilmiş.
Önce Kürt’e, ardından da Laz’a son arzuları sorulmuş…
Cevaplar:
Kürt: “Anamı görmek istiyorum.”
Laz: “Kürt, anasını görmesin!”
“Kürtlerin de bu güneş altında yaşama hakları vardır”