İngiltere Kraliyet ailesinden Lord Altrincham 1957 yılında krallık rejimini ve ailesini eleştiren yazılar yazmaya başlar. Hatta kendi içinde tutarlılık göstermek için “Lord” ünvanını da reddeder ve sadece adını kullanan, Altrincham eleştirilerine devam eder.

İngiltere aydınlarının ve halkın önemli bir bölümü Altrincham’a karşı çıkar ve öfke duymaya başlar. O ise, “sunulan kötü hizmet için hesap vermekten sadece patron yakasını sıyırır” diyerek kendini savunmaya devam eder.

Dalkavukçular ona karşı öfkeyle tavır koyarken, Kraliçe Elizabeth onu saraya davet eder ve tavsiyelerini dinler. Tavsiyelerinin bir kısmını yerine getirir. Ve saray şöyle bir açıklama yapar:

“Yirminci yüzyılda monarşinin iyiliği için kimse onun yaptığını yapmamıştır…”

Bu olay iyi bir yönetişim ve sağ duyunun göstergesidir. Ders alınması gereken bir yaklaşım tarzıdır.

26.12.2021 günü ilk makalemi Colemerg Haber'de yazdım. Bana bu fırsatı sunan Serkan (Sofi) Kaya beye çok teşekkür ediyorum. Yazılarımı okuyanlar bilir, bir çok konuya eleştirel bir yaklaşım sergiliyorum.

Colemerg Haber, bu kentin gücü ve ruhudur. Bilgi, yetenek ve tecrübeyle bir değer üretmenin peşinde olduk hep. Bu süreçte kişilerle hiç uğraşmadık, çünkü kişilerle uğraşmak acizliktir. Ancak yapılan haklı eleştirileri kabul etmemek daha büyük acizliktir. İlimizin ve halkımızın sorunlarını gündeme taşıdık, sorunlarına çözüm araladık. Bu arada ülke gündemine ilişkin yazılarda yazdım. Arkamıza ne siyaseti, nede bir başka güç odağını aldık. Gücümüzü halkımızdan ve kalemimizden aldık. Bazen ürettiğimiz fikirler sebebiyle kifayetsiz ve muhterislerin, hedefi haline geldik. Ancak, onların hiç başaramayacağı kadar sağlam düşünce ve fikirlere sahip olduğumuzu ve dik duruşumuzu hiç bozmayacağımızı gösterdik.

Toplum hafızasında güçlü bir yer edindiğimizi tahmin ediyor ve bunu müşahede ediyorum. Bu süreçte, bazılarının genetik kodları ve yetişme tarzlarının özgürlükçü ve demokratik olmadığına şahitlik ettik. Eleştirilere kapalı ve layüsel bir kılıfa büründüklerini gördük. Yıllara sari müzmin bu hastalığı kolay kolay atlatamayacağımızı düşünüyorum. Biz bir düşünce ifade ederek, bir durum tespiti ve analizini yaparak fikir beyan ederken, birileri de niyet okuma peşinde koşuyordu.

Ön yargıları değiştirmenin ve art niyetli olanı ıslah etmenin zorluğu biliniyor. Yazılanı anlamayana, yada metindeki bir kısmı cımbızlayarak maksadının dışında yorumlayana atlatmak çare değil bunu da biliyorum. Yine de bir teselli olarak gerçeği arayan iyi niyetliler için yazmaya devam edeceğim. Belki halkımızın umuduna bir ışık olur yazdıklarımız.

Bazıları ile fikir farklılıkları nedeniyle değil, değer farklılıkları nedeniyle aynı yöne yürümüyoruz. Biz bazı konulara eleştiri yönelttiğimizde, bireysel olarak kişinin ahlak ve değerlerine olan samimiyetini gördük. Burada bireyin idealize ettiği değerlerini kişisel hayatına yansıtmadığını gördük. Bu durumda bireyin değerleriyle pratiği ayrışıyor. Bazen bireyin kişisel hayatı ile sosyal hayatı arasındaki çelişkiler gün yüzüne çıkıyor. Kişinin sahip olduğu beşeri ve ahlaki değerleri sosyal hayatına farklı yansıyor. Diğer bir ifadeyle, aynı birey kendi kişisel hayatında farklı yaşarken, cemiyet, grup yada toplumsal hayatında farklı yaşıyor. Uğruna mücadele edilen değerler terk edilerek, muaffak olunamaz.

Şunu unutmayalım; gerçekte güç ile ahlak her zaman mücadele halindedir. Dolayısıyla yeni fikirlere, farklı düşünme ve yaşama konusuna hoşgörü ile yaklaşmamız kaçınılmazdır. Yoksa yenilikçiliğin toplumu sürüklediği bir çağa standart zihinler ve tek tip dogmatik yaklaşımlarla çözüm üretmek mümkün değil. Başkasının bilgi havuzunda yürümek yerine, kendi aklımızın eşiğinde durmayı yeğledik. Öğrendiklerimiz davranışlarımızı değiştirmiyorsa, bilgilerimiz raftaki kitapta duran bilgiden farksız olur.

Bu ilin sorunlarını, kurumların eksik kalan yanlarını ve sivil toplum örgütlerinin işlevsiz yapılarını eleştirel bir bakışla ele alırken, birileri bize racon kesiliyordu. Ancak biz bu tür söylemlere sarfı nazar etmeden yolumuza devam ettik. Çünkü düşünce fikirlerimiz kiralık olmadığı gibi kalemimiz de kiralık değildir. Elinizi uzatmadığınız hiç kimseye dilinizi de uzatmayın. Birileri eleştirinin tesirinden kurtulmak ister ancak bu gerçekleri örtmez. Bazı gerçekleri yazdığınızda; sesinizi kısmaya, sözünüzü kesmeye çalışanlar olacaktı. Bununda farkındayız elbet.

Belki bir çok şey yolunda gitmedi ama hiçbir şey de beni yolumdan etmedi.

“Eğer insanlar yalnızca anladıkları konularda konuşsaydı, dünya çok sessiz bir yer olurdu.”
(Albert Einstein)